İslâm dininin şartları, ilkeleri, kuralları, kaideleri, usulü, ahlâkı, inancı, muamelatı, ibadeti, edebi, sınırları, şekli, şemalı bellidir. Müslüman, bu çerçeve içinde hayatına yol çizmeli. İslâm sınırları dışına çıkmamalı. Aklını, zekâsını, bilgisini, ilmini, meziyetlerini; hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlâk, edep, hayâ merkezli çizip; hakça, hukukça yaşamalı. Mücadelesini bu yol ve yöntemlerle yapmalı. Sapkınlığa düşmeden, hidayet yolunda yürümeli. Kur’ân merkezli, sünnet çerçeveli, ilim eksenli yaşamalıdır. İslam dinini, pozitif ilmi, meslekleri, sanatları, doğru kültürü; birey, aile, toplum, millet, devlet olarak öğrenmeli.

Her şeyden önce özgür olmalı. Özgülüğe gem vermek isteyenlere karşı, hukuki mücadele vermeli. Batıldan, küfürden, sapkınlıktan bağımsız yaşamalı. Hak, hukuk, adalet, İslâm, Müslüman tarafında olmalı. Zalim sapkınlara destek vermemeli. Sempati duymamalı. Gönül vermemeli. Haktan, hukuktan, İslam ve Müslümandan, haklıdan yana olmalı. İstikamet; hak olmalı. Sırat-ı müstakim olmalı. Hidayet yolu olmalı. Pozitif ilim ve din olmalı. Teknik, teknoloji olmalı.

Müslüman, kişilerle uğraşmamalı. Batıla, küfre, sapkınlığa, zalimlere karşı mücadele vermeli. İnsanlarla iyi geçimli, uyumlu, uzlaşı olmalı. Zalimlerin şerrinden korunmak için uzak kalmalı. Müslümanlar içinde ayrım yapmamalı. Irk, cemaat, tarikat, mezhep, bölge, cinsiyet ayrımı yapmamalı. Müslümanları ötekileştirmemeli. Ayrıştırmamalı. Bunu, bugün yapanlar; cehalet içinde perişan durumdadır!

 İslam fobi yapanlar haksızdır. Ama haksızlıklarında, bir payda Müslüman, İslam olanların payı vardır. “En güzel insan, Müslüman örneği olamadılar. Komşuluk, arkadaşlık yapamadılar. Doğru, dürüst yaşayamadılar. Sosyal ilişki, iletişim, diyalog kuramadılar.”

Bugün, Batı dünyasında yaşayan Türk ve Müslümanlardan, sadece PKK örgütü; uyuşturucu- bağımlılık yapan maddenin %80’nini kontrol etmektedir! Yabancı, PKK’lıyı, ülkemiz kaynaklı 123 terör örgütü mensubunu; Türk, Müslüman kabul etmektedir. Onların, ateist, komünist, insanlık dışı yaratık olduğunu, kapsamlı düşünerek, anlamamaktadır. Onlara bakarak, Türk ve Müslümanlar hakkında hüküm vermektedir.  O teröristlerin, kendi devlet yöneticilerinin mankudu olduğunu pek bilmemektedir. Kendileri gibi emperyalizmin, batılın, küfrün, cehaletin ürünü olduğunu düşünememektedir. Türk mü, Müslüman mı; hepsine aynı gözle bakmaktadır. Oysa her milletin terörist ve aşırılık grupları vardır. Bir Hitler, Lenin, Stalin, Mao ve benzerlerini düşünün! Onlar içinden çıkan binlerce terörist örgütü düşünün!

Batı dünyasında, samimi, bilge, dindar Müslüman olsalar da, yine düşmanlık edecekler. Çünkü memleketlerini, ekmeğini, işini, çıkarlarını paylaştın. Anlattığın; onun çıkarlarına ters düşmektedir. Nefsine, kendine zor gelmektedir. Kültürüne, inancına, yaşam şekline uymamaktadır. Batıl ile hak öyle bir arada huzur, mutluluk, kardeşlik, dostluk içinde yaşayamazlar. Anlayış farklılığı, çelişkilere neden olur. Çelişkiler, çekişmeleri doğurur.

Müslümanlar ise farklı anlayış, inanış, yaşam şekillerine; Kâfirun Süresinden bakar. Herkesin dini kendine, der. Herkes kendi inancına göre, başkalarına zarar vermeden, yaşar. Ama kâfir ile mümin bir değildir. İşte fark da buradadır.

Müslüman, akıllıdır, zekidir, ileri görüşlüdür. Öngörülüdür. Doğru bilgilidir. Sabırlıdır. Sabrı elden bırakmaz. Sabredenler, huzur ve mutluluk içinde yaşar. Sabretmeyenler, aklını doğru kullanmayanlar; kahrolur, perişan olur, eza, cefa çeker!

Çok akıllı olmalı. Nefse, şeytana, akılsızlığa kapılmamalı. Kötü, çirkin, yalan, yanlış, bozuk asla hareket etmemeli. Anarşi, şiddet, terör, yıkıcılık, bozgunculuk, bölücülük içinde katiyen olmamalı.

Müslüman, hak dava sahibi olur. Kur’ân’ı, peygamberimiz gibi aynen yaşar. Dosdoğrusudur. Gerçekçidir. Millidir, yerlidir, ilmidir, İslam’ıdır. Böyle olmalıdır. Batıl, küfür içinde olanların, bozuk görüşlerine, ideolojik sapkınlıklarına, asla kapılmamalı.

Müslüman, gelişimci, ilerleyici, yükselici, atılımcı; stratejik, verimli plân, program, proje gerçekleştiricidir. Bin yıl, bir milyon yıl sonrasını; kıyamete kadar olan zamanı görür ve hazırlığını ona göre yapar. Davası haktır. Davasından ödün- tavız asla vermez.

Müslüman, âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, Yüce Allah’a karşı görev ve sorumluluklarını zamanında harfiyen yerine getirir. Allah’ın kullarına karşıda; görev, ödev, yükümlüklerini; iyilikle, hizmetle, yardım etmekle, infak etmekle, dayanışma, paylaşma, katkı vermekle, eksiksiz yerine getirir. Görev ve ödevlerinde eksiklikler yapmaz. “Yüce Allah’ın emirlerini tutar. Yasakladıklarından sakınır. İyiliği artırarak, yayar. Kötülükleri azaltarak, yasaklar.”

Müslüman, ortak akıl kullanır. İstişare eder. Görüş alışverişi yapar. Danışır, sorar, öğrenir. Güzel öğütler, bilgiler verir. İstikrarlı hareket eder. Batıla, küfre eğilmez. Yenilikçi, değişimci, inovasyoncudur. Davasına sımsıkı bağlıdır. Ahlâka önem ve değer verir. İslam ahlâkı ile yaşar. İslam’ı alışkanlıklar edinir. Dindardır. Takvadır. Veradır. İsar sahibidir. Özgündür. Taklitçi değildir. Temeli sağlamdır. Muazzam, muhteşem, mükemmel, yetkin, etkin işler yapar. Esaslı, asıl işlerle ilgilenir. Boşa zaman öldürmez. Mazlumdan, mağdurdan, ezilmişten yanadır. Ümmetin ve insanlığın hak sesidir. Her varlığın koruyucusudur. Kendinden olmayana da; hakça, hukukla davranır. Zalimlik yapmaz. Bilir ki, zalimler cehennemdedir.

Müslümanlığı yaşamak için önce samimiyetle, dosdoğru olan, İslam dinini bilip, hakkıyla yaşamalı. Bilgiyle, bilinçle, takva şekilde, samimiyetle, bir bütün olarak, İslam dinini yaşamalı. İslâm dinini; akıl, ilim, zekâ ile yaşamalı. “Bir İslâm dininden, bir batıl, sapkın felsefi görüşlerden yaşamak; İslam dinini yaşamak olmaz. Müslüman, sapkın düşünceye bir milimetre sapmaz. Saparsa, İslâm dininden ayrılmış olur. Müşriklere benzemiş olur. Hem Allah’a inanan, hem de putlara ibadet eden, gibi olur! Bu böyle olmamalı.”

Biz, Müslümanlar, önce aklımızı doğru işletip; bilim, İslâm, sanat, meslek, doğru kültür edinmeliyiz. Bilimi, kalkınmada, gelişmede kullanmalıyız. Öyle ideolojik sapkınlıklardan hangisini edinirsek, yükseliriz, diye düşünmemeliyiz. “Sağcı mı, solcu mu, Batılı mı, Doğulu mu olmalıyız, gibi sapkın düşünceye kapılmamalıyız.” Biz, Allah’ın yarattığı tüm bilimleri, İslâm dinini bilip, hakça, bir bütün olarak yaşamalıyız. Biz, biz olmalıyız. Ona, buna, diğerine benzeme gibi bir girişim içinde olmamalıyız. Biz bilge olmalıyız. Ülkemizde olan kalkınmayı, gelişmeyi, yükselmeyi, güzelliği artırmalıyız. “Olan güzel gelişmeleri yıkmak için mücadele içinde olanlara karşı çok dikkatli, uyanık, mücadeleci olmalıyız. İçimizde çokça emperyalizmin, küreselcilerin, şer odaklarının; akılsız mankudu vardır. Kâfirler hem kendi, bilhassa bizi bozmak, yıkmak için mücadele vermektedir. Hem de mankutlarını bize karşı kullanmaktadırlar.

“Bu hainler, bilim ve teknolojiyi; insanlık, varlık aleyhinde kullanmaktadırlar!” Bu gibi şeytanın, emperyalizmin kuklalarına, uşaklarına, kölelerine, mankutlarına karşı amansız bir hak, hukuk mücadelesini amansız, sürekli, ekip halinde, bir bütünlük içinde; devlet ve millet olarak sürdürmeliyiz.  

Değerli, aziz, kıymetli, güzel milletim, halkım! Çok dikkatli, uyanık, öngörülü olmalı. Kendini, Rabbini, haddini, sınırlarını, dostunu, düşmanını bilmeli. Düşman, içeriden ve dışarıdan bir- beraber, işbirliği, ittifak, müttefik halinde çalışmaktadır! Ülkemizi bölüp, parçalamayı hedeflemişlerdir. Ülkemizin son 18 yıl içinde gelişip, kalkınmasını, refaha ulaşıp, ilerlemesini istememektedir. Birkaç ülkeden başka dost ülke görülmemektedir. Daha önce gizli düşmanlık edenler, bugün açıktan her türlü düşmanlığı yapmaktadır. Daha önce halkın bir kısmını defalarca, onlarca kez ayaklandıranlar, yine ayaklandıracaklar! Çok uyanık, dikkatli, öngörülü olmalı. Düşmanın oyununa gelmemeli.

 Ülkemizi kalkındırmak, refaha ulaşmak için çalışmalı. Hainlere karşı öngörülü olup, her türlü hazırlığı devlet yapmalı. Milleti duyarlı, hassas, bilgili, bilinçli, oyuna gelmeyecek, hale getirmeli. Halk, dostunu, düşmanını bilir, hale getirilmeli. Oyuna, tezgâha, kumpasa, hainliğe gelmeyecek; bilgide, bilinçte, öngörüde olmalı. Düşman hilecidir. Bilgisini, kötülük çıkarmak için kullanmada beceriklidir. Osmanlı’yı 64 parçaya böldükten sonra hala bölmeye çalışanlardır.

 Düşman, gâvurluğun bin bir çeşidini yapar! Hiç anlamadan, 40 parçaya böler! SSCB denilen 21 milyon kilometre kare ülkeyi, bir günde 15 parçaya böldü! Yugoslavya’yı birkaç ayda 7 parçaya bölüp, birbiri ile savaştırdı! Çekoslovakya’yı 2 parçaya böldü! Habeşistan’ı 4 parçaya böldü! Yemen’i, Sudan’ı, Pakistan’ı 2 parçaya böldü. Hala bölme, parçalama, birbiri ile savaştırma, iç savaş çıkarma, dış müdahale ile işgal etme, kaynaklarını sömürme girişimleri, ülkemiz içinde devam etmektedir!

Ülkemizi, topraklarımızı, vatanımızı korumalıyız. Her yönü ile korumalıyız. Ülkemiz yaklaşık 800 bin kilometre kare yüzölçümüne sahiptir. Çok toprak gibi görünse de, aslında ekilen topraklarımız 80 milyon kilometre kare değil, 23 milyon kilometre karedir. Bununda ancak 5 milyon kilometre karelik kısmında; sulu tarım, sulu ziraat yapabiliyoruz.  Diğer kısımları tarıma elverişli değildir.

Nüfusumuz her yıl ortalama bir milyon artmaktadır. 1980 yılında Türkiye’mizin nüfusu 44 milyon idi. Aradan 40 yıl geçti. Nüfusumuz 84 milyona ulaştı. Bir de 7 milyon mülteci- sığınmacımız oldu. Bir de o zaman 2 milyon yabancı turistimiz yoktu. Şimdi yabancı turist sayımız 55 milyona ulaştı. O zaman ihracatımız 3 milyar dolardı. Şimdi 180 milyar dolara ulaştı. Ama ekilen topraklarımız aynıdır. O zamanda tüm topraklarımız ekiliyordu. Şimdide tüm topraklarımız ekiliyor.

Ormanlarımız her yıl, son 10 yılda ortalama her yıl 2,425 orman yangını çıkarılıyor! Teröristler, PKK yakıyor! Aptal sürülerinde yanlışlıkla yaktığı çok oluyor! İklim değişikliği nedeniyle de kurak geçen yıllarımız oluyor. Ülkemiz çoraklaşıyor, çölleşiyor! Ormanlarımızı korumalı ve geliştirmeliyiz. Sularımızı biriktirmeliyiz. Yeraltı barajları yapmalıyız. Açık göl, gölet, barajlarda, buharlaşma nedeniyle su kaybı çok oluyor. Suyun buharlaşmasını önlemeliyiz. Bununda olumsuz yönleri olur. Buharlaşma olmadığında, yağmurda az olur! Yağmur bombası çare değil! İstanbul’da atılan yağmur bombası; İç Anadolu’da yağmur yağmasını önler! Doğaya olumsuz müdahale etmemeli. Ormanları geliştirip, korumaktan başka; bir de havayı, toprağı, suları kirletmemeli.

Çin, Hindistan, İngiltere, Fransa; Afrika’dan toprak kiralamakta ya da satın almaktadır. Tarım ve hayvancılık yapmak için kullanmaktadırlar. Afrika’nın ekilebilir arazisinin %60’i hiç ekilmemiş. Ham, boş, kirletilmemiş, bozulmamış topraktır. Sahra altı ülkelerin bazılarında ekilen toprakların oranı %4 bile olanı vardır.  Kısacası, gelişmemiş ülkeler olduklarından; tarım, ziraat yapmasını bilmiyorlar. Hala toplama, avcılıkla yaşayan toplumları vardır. Zambiya bunlardan birisidir.

Zambiya’da bazı kabileler, çalılar altında yaşamaktadır. Tarım ve hayvan da yapamamaktadır. Sadece avcılık ve bitki toplama yapmaktadırlar. Bu ülkelerin her şeyini emperyalist ülkeler sömürmektedir. Para bile vermemektedirler. Zaten yöneticilerini ve halkı kontrol altına tutmak için emperyalistler asker bulundurmaktadır.

Türkiye’de, Sudan’dan 99 yıllığına tarım arazisi kiraladı. Orada geçen yıl askeri darbe oldu. Anlaşmayı ülkemiz yenilemek istemektedir. Nijer’den de toprak kiralaması yaptık. Afrika’nın nüfusu yaklaşık 1,5 milyardır. Açlıktan insanlar ölmektedir! Emperyalistler, onları eğitip, kendine yeter yapma, yerine; sömürmektedirler! Teknoloji, bilim aktarmamaktadırlar. Güney Amerika kıta halkından da açlıktan ölenler vardır! Gelişmiş, kalkınmış emperyalist ülkeler, başkalarının gelişip, kalkınmasını önlemektedir. Ülkemize de bunun için baskı, dayatma, zorlama, ambargo uygulamaktadırlar! Dünyayı sadece biz yiyelim, anlayışı; onlarda vardır.

 Ülkemizin, terör, askeri darbe, devleti yöneten bazı kişilerin çalmaları, hırsızlık yapmaları, nedeniyle gelişmesi ağır oldu. Askeri darbeler, terör, anarşi, hırsızlıklar; gelişmemizi önledi. 1968- 1980 yılları arasında yoğun terör oldu. 10 insanımız öldü!  1984 yılından günümüze kadar; 2021 yılına kadar yoğun terör oldu! Gelişmemiz yavaşladı. Şiddet, anarşi, terör, darbeler; gelişmemizi farklı nedenlerle geriletti. Ülkemize sahip çıkalım. Ülke, vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, kalkınma, gelişme, ilerleme düşmanlarına fırsat, imkân vermeyelim. Doğrudan ve dolaylı destek olmayalım. Katil, bozguncu, yıkıcı teröre maddi, manevi, hiçbir şekilde destek vermeyelim. Geleceğimizi terör, şiddet, anarşi, yıkıcılıklarla yok etmeyelim. Milli, manevi değerlerimizi koruyup, geliştirelim. Geleceğimizin temellerini yükseltelim. Yerli ve yabancı şer güçlerin mankudu, kölesi, esiri, malzemesi, alet- gereci olmayalım.

Bilgili, bilinçli, öngörülü, vatansever, din- iman değerleri ile yaşayan olalım. Aklımızı, zekâmızı; dosdoğru ve gerçekçi bilgilerle işletelim. Doğru bilgili ve bilinçli olalım. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, hak, hukuk, adalet, doğruluk, dürüstlük, güzel ahlâk, edep, hayâ, hakça değerleri; hakkaniyetle yerleştirmek için azami gayret edelim. Ekip çalışması yapalım.