3 Mart 2020 tarihinin kendisi için bir milat olduğunu ifade eden Deva Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve kurucu Genel Başkan yardımcısı ve 14. Bölge sorumlusu Hasan Karal önemli açıklamalarda bulundu. Karal yaptığı açıklamada: “10 yılda bir 20 yılda bir bu değişim ihtiyaçları gündeme gelmiştir. Keşke bu değişim ihtiyaçları olmasaydı. Partiler kurulduğu ilkelerinden hiç taviz vermeselerdi ve zamanın değişen şartlarına göre politikalarını uyarlayabilselerdi. Demokrasi de zaman zaman kesintiye uğramamış olsaydı da Türkiye bu denli partiler mezarlığına dönüşmemiş olsaydı. Onlarca parti kapatıldı, gündemden düştü halkın beğenisini kaybetti. Bugünlere o şekilde geldik” dedi. 

Size Saygımız Sonsuz Ama Talimat Bu Şekilde

Karal, “Bizleri üzen taraf şu oldu, Ak Parti’yi kurduğumuz ilk zamanlarda 3 Kasım 2002 seçimlerinde son miting Rize’de yapılıyor. O zaman ki Genel Başkanımız aday dahi yolamıyordu. Yani milletvekili olarak seçimlere giremiyor. Rize’nin İyidere ilçesinden Rize Merkeze kadar olan kısmı yaklaşık 10 dakika da gelinebilirken 1 buçuk saate gelebildik. Neden gelebildik, İzdihamdan dolayı değil, yolumuzu kestiler. 60 – 70 tane iş kamyonu iş makinası Tayyip beyin önüne çıktı ve yolu kesti. Kendisini şehre sokmamak için ve ya gecikmeli olarak şehre sokmak için. Bu engellemeyi yaptılar. Kamyonları şoförleri, İş makinalarının araçlarından inerek Tayyip beye selam veriyorlardı. Efendim size saygımız sonsuz ama talimat bu şekilde. Biz sizi engellemek zorundayız, yavaş yavaş kamyonları süreceğiz ve siz Rize’ye geç geleceksiniz gibi laflar söylüyorlardı. Tayyip beyde bana Valiyi Arasana Emniyet Müdürünü arasana yüksek tonla ifadelerini kullanırken, ne Vali ne de Emniyet müdürü telefonlara çıkmıyordu o sıralar.  Şimdi hafızayı biraz geriye sardığımda o gün bizi o kamyonlarla iş makinalarıyla Rize’ye sokmak istemeyenler bugün maalesef Ak Parti’nin karar mekanizmalarında hatta belki de daha da ötesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın en yakınında olan birkaç kişiden birisi konumuna gelmiş” dedi. 
Deva Partisi Başdanışmanı ve Genel Başkan Yardımcısı ve 14. Bölge sorumlusu Hasan Karal, dün Tayyip Beye Firavun yakıştırması yapanlar Yurt dışına kaçacak Türkiye ondan kurtulacak diyenlerin bugün Ak Partide çeşitli kademelerde olduğu için bizler de orada artık siyaset yapma imkânımızın olmadığını düşünerek ayrıldığını söyledi. Karal,“ Biz 2007 seçimlerinde köy köy mahalle mahalle Rize’de dolaşarak O zaman ki sayın genel başkanımıza en ağır cümlelerle hakaret eden, ağıza alınmayacak kelimeleri kullanan insanlara cevap vererek seçim kampanyamızı gerçekleştirdiğimizi burdan herkes bilir. Şimdi o cümleleri kullanan Tayyip beyi darağacında gördüğümüzde mutlu olacağız diyen, Ak Parti’nin kapatılması için açılan davada her türlü siyasal ve hukuki desteği veren insanlar bakıyorsunuz bugün “ Koalisyon ortağı” konumuna gelmişler. O kişilerden bazıları da Tayyip Erdoğan’a ağza alınmayacak cümleleri kullananlardır. Firavun yakıştırması yapanlar, yurt dışına kaçacak gidecek Türkiye ondan kurtulacak diyenlerdi ve bakıyorsunuz bugün Ak Parti yönetiminin içerisinde kabine içerisinde ve Külliye ’de Cumhurbaşkanımızın yakınlarında konuşlandığını görünce bize şunu demek kalıyor. Demek ki Ak Parti’de siyaset yapma imkânımız kalmadı, Anlayışıyla karşı karşıya kalıyoruz.  “ diye konuştu.

Ak Parti’de Siyaset Yapma İmkânımız Kalmadığı İçin Ayrıldık

DEVA Partisi Genel başkan Başdanışmanı Hasan Karal, “Birçok defa Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Telefon yolu ve mektup ile yazılar yazdığını Ak Parti’nin giderek kan kaybettiğini söyleyen Karal “Biz ve bizim gibi düşünen insanların artık Ak Parti’de yeri kalmadı. Biz tabandan yukarı gelen insanlar olarak birçok sıkıntıyı birçok problemi, birçok yanlış uygulamaları en yukarıya kadar tepe noktasına kadar ulaştırdık, söyledik, bıkmadan usanmadan ifade ettik. Ben Milletvekiliyken Ak Parti’nin kan kaybetmeye başladığını, hem yerelde hem de genelde atılan adımların yanlış olduğunu bizzat mektupla Cumhurbaşkanımıza vermiş bir insanım. Ancak dönüş alamadık ve maalesef ki her hangi bir düzenleme yapılmadı. Hatta Cumhurbaşkanımıza telefonla mesajda yazdım. Genel başkan yardımcısı Hayati Yazıcı beyde bu konulara şahittir. Kendisi de bu konuları iyi bilir. O da bu mesajları okumuştur. Ama baktık ki kimsenin bize senin derdin nedir, düşüncen nedir, bunları neden yazıyorsan diyerek hiçbir ifademize başvurulmadı” dedi. 

Erken seçim konusuna Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin karar verdiğini söylen Karal yine aynı olabilir erken seçim gelebilir diyerek: “Ak Parti’nin gidişatıyla ilgili ciddi endişelerim vardı ve bu rahatsızlığımı birçok deva dile getirdim. Milletvekilliğimin son dönemlerinde bende ciddi rahatsızlıklar oluşmaya başlamıştı. Ak Parti’nin gidişatıyla ilgili ciddi endişelerim vardı. 2018 yılında Milletvekilliği adaylığı söz konusu olduğunda Erken seçim gündeme geldi. Bu erken seçimin gündeme gelmesi de çok enteresan çok manidardır, yine bir gurup toplantısının öncesinde ilk önce Milliyetçi Hareket Partisi Sayın Devlet Bahçeli ilk konuşmasını yapıyor ve erken seçimden bahsediyor. Hâlbuki daha bir buçuk senden daha fazla bir süremiz var erken seçime. Erken seçimin olması gerektiğini söylüyor. Saat 11.30 da Sayın Cumhurbaşkanımız geldi ve “hayır kesinlikle böyle bir şey yok gündemimizde” böyle bir olay yok gündemimizde değildir diye ifade buyurdular, ama aynı gün saat 2 den sonra baktık ki durum değişti ve bizim partimizde Ak Parti’de erken seçimi dillendirmeye başladı. Aynı gün içerisinde bir görüşme trafiği yaşandı. Sabah Bahçeli erken seçimi dillendirdi, Sayın Cumhurbaşkanımız kesin bir dille reddetti. Saat 2 den sonra ise hava değişti, Bahçeli’nin dediği şekle geldik. Biliniyor ki 2000 li yıllardan itibaren Türkiye’de erken seçimin kararının tamamını Sayın Bahçeli veriyor. Diğer partilerde bu duruma uymak durumunda kalıyorlar. Yine aynı olabilir” dedi.

2021 Yılında Erken Seçim Olabilir

Bu yıl içerisinde erken seçimin olmasını ön görmediğini ama 2021 yılı içerisinde bir erken seçim beklediklerini ifade eden Karal, “Keşke zamanında yapılsa, keşke hiçbir zaman erken seçim olmasa, Türkiye’nin şartları iyi olsa, Türkiye iyi yönetilse seçimler zamanında yapılsa, millet iradesi zamanında tecelli etse, Deva Partisi olarak düşüncemiz arzumuz budur. 2020 yılında bir erken seçimin olabileceğini ben ön görmüyorum. Ama Türkiye’nin mevcut şartları, ekonomik şartları nereye kadar Türkiye’yi taşır bu çok önemli bir konu. 2021 yılında ise bir erken seçimin olabileceğini var sayıyoruz. Çünkü ülkenin gelmiş olduğu bu ekonomik sıkıntılar, sosyal problemler Türkiye’yi daha fazla ileriye taşıyamayacağı görüntüsü veriyor. Onun için 20121 yılında bir erken seçim olabileceğini düşünüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız seçimlerin zamanında yapılacağını söylüyorlar. Keşke zamanında yapılsa, keşke hiçbir zaman erken seçim olmasa, Türkiye’nin şartları iyi olsa, Türkiye iyi yönetilse seçimler zamanında yapılsa, millet iradesi zamanında tecelli etse, Deva Partisi olarak düşüncemiz arzumuz budur.” İfadelerini kullandı. 

Sayın Genel Başkanımız Ali Babacan katıldığı bir canlı yayın programında bu konulara açıklık getirdi. Hemen hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinde temsil edilen bütün siyasi partileri temsil eden Milletvekillerinden Deva Partisi’ne geçmek isteyen Vekillerin olduğunu ifade etti. Ama biz şuanda Transferlere sıcak bakmıyoruz dedi. Ama Hükümet yeni kuralan partilere B-C-D planlarımız var dedi. Hem Milletvekilleri düzeyinde hem de belediye başkanları belediye meclis üyesi gibi görevlerde olanların geçişleri önümüzdeki günlerde tekrar değerlendirileceğini söyleyerek daha yumuşak bir ifade kullandı. 

Ak Parti’de görevdeyken Partisini bırakıp ta bir başka Parti’ye geçmediğini parti değiştirenleri ihanetle suçlayanlara ise partilerde görevliyken mecliste başka partilere geçenler var o zaman meclis hainlerle dolu diyen Karal: “ Şimdi tabi bir partiden başka bir partiye geçenle hainlikle yalpalanıyor. Parti değiştirmek hainlikse şuanda mecliste bulunan Siyasi Partilerin içerisinde hain dolu. Ak Parti’nin içerisinde de o zaman birçok hain var. Daha kısa bir süre önce İyi Parti’den 2 tane Milletvekili Ak Parti’ye geçti. Ben görevimin başındayken partimi bırakıp ta bir başka partiye geçmedim. İki yıldan bu yana Ak Parti’de hiçbir görevi olmayan sadece bir üyesi olarak, görüşüne başvurulmayan ifade ettiği görüşlerinde dikkate alınmadığı, ötekileştirilmiş, bir kişi olarak kenarda duruyordum. Olayları izliyordum. Bu süreçte bir karar vermek zorundaydım. Ya siyasetten çekilecektim ya da başka bir partiyle ilerleyecektim. Ama Ak Parti’de bana ve benim gibi arkadaşlara yer olmadığını gördük ve bundan sonraki süreçte de hizmeti düşünüyorsak, özelde memleketime genelde ülkeme hizmet etmeyi düşünüyorsam, ya kendime yeni bir siyasi alan açacaktım ya da tamamen bu siyaset dosyasını kapatacaktım. Ben ilk zamanlarda siyaset dosyasını kapatmayı düşündüm. Bazıları daha önceden böyle bir görüşme yaptığımı söylüyor ama durum öyle değil” dedi.


3 Mart 2020 Benim İçin Milattır

3 Mart tarihi benim için bir milattır. 3 Mart 2020 tarihinden önce Genel Başkanımız Ali Babacan ile hiçbir görüşme yapmadım. Bazı özel görüşmeler daveti almıştım, başka siyasi partilerdende benze davetler almıştım. Ama ben her birisine nezaketen teşekkür ettim. Bu tarihten öncede hiçbir siyasi parti lideriyle de bu tarihten önce görüşme yapmadım. Şuanda da hem Gelecek Partisinde hem de diğer partilerde birçok dostumuz hukukumuz olduğu insanlar var. Ben bu arkadaşlarımla hukukumu kesmem, olaya şöyle bakarım, eğer kimliğinden kişiliğinden şahsiyetinden taviz vermiyorsa ben onunla her zaman otururum çayımı içer muhabbetimi ederim. Benim için hangi partili olması önemli değil. Ben dostuma böyle bakarım. Ama maalesef toplumda öyle bir dostluk anlayışı ortaya çıktı ki, tamamen güce dayalı ve güç endeksli dostluklar gelişmeye başladı. İktidarın gücü varsa veya iktidar mesubuysanız insanların bir birine dost gözüyle baktığı noktaya geldiğini ifade eden Karal : “ Eğer senin elinde iktidar gücü varsa, eğer sen iktidara mensup bir kişiysen sana insanlar dost gözüyle bakıyor ve insanlar senin yanında pervane oluyorlar. Bunların gerçekte dost olmadıklarını yaşadık ve gördük. Birkaç tecrübe yaşadığım için bunu biliyorum. Ak Parti’yi kurmadan öncede başka siyasal oluşumlar içerisinde olduğumuzda da bunları gördük. Şimdi geldiğimiz noktada ise iktidarı bıraktınız bir muhalefet partisinde siyaset yapıyorsunuz, o güce tapan insanlar “siz onları dost, arkadaş zannetmişsiniz” onlar güce tapıyorlarmış. Yarın tekrar siyasal güç elinize geçtiğinde bakacaksınız ki yine onlar etrafınızda pervane olmak için 50 bin tane aracı sokarak yanınıza yanaşmaya çalışacaklar.” Şeklinde konuştu.


Devletin Ve Partilerin Davası Olmaz

Karal : “Eskiden geldiğimiz o siyasi gelenekten ayrılıp Ak Parti’yi kurarken bizi dava ya ihanet ile suçlayanlar ki bu davanın da ne olduğunu ben hala anlamış değilim, bu davanın arkasına gizlenerek bin türlü melaneti yapan insanları gördükçe zaten bin bir türlü nefret içime geliyor. Ne davası dava nedir? Bir kez daha ifade etmek istiyorum. Devletin ve Partilerin davası olmaz, kişilerin davası olur. Kişilerin kendi düşünce dünyasında bir davası olur. Nerede olursa olsunlar o davalarının gerektirmiş oldukları anlayışı bulundukları ortamda da hâkim kılmaya çalışırlar. Siyasi partilerin programları olur tüzükleri olur. “şeklinde konuştu.

Deva Partisini Neden Kurduk? 

Rize’ye getirilen hizmetlerin öncülüğünü yapıtlığını söyleyen Karal: “Herkes taktir eder ki Rize’ye taşınan hizmetlerin ve Rizeliyle kurulan iletişimimin hiçbir zaman arızalı tarafında yer almadım. Hakkını verdim. Hiçbir kardeşim Hasan Karal’ı aradım ve ulaşamadım diyemez. Hiçbir kimse Hasan Karal’ı sıkıntımdan dolayı aradım beni başından saldı diyemez, vicdan sahibi hiçbir hemşerim bunu demez ve diyemez. Biz Deva Partisini kurarken Ak Parti’yi kendimize rakip olarak görelim, onu biz bitirmeye çalışalım mantığıyla biz Deva Partisini kurmadık. Türkiye’nin iyi yönetilmediğini, Ak Parti’nin şuanda Türkiye’de koyduğu politikalarla beraber maalesef insanların sorunlarının çözülemeyeceğini gördüğümüz için yeni bir anlayışla beraber yola çıktık. Takdir milletimizindir. Milletimiz ne karar verirse ona saygı duyacağız, uymak zorundayız. Biz Deva Partisiyle vatandaşımızın önüne bir alternatif koymaya çalışıyoruz. Kendi yapacaklarımızı anlatacağız, milletimiz bizleri takdir eder etmez o ayrı bir konu. Mevcut iktidarı takdir ederse yine iktidar yoluna devam edecek, başka siyasi partiyi takdir ederse de onunla yola devam edecekler. Dolayısıyla keşke Ak Parti kuruluş ilkelerini terk etmeseydi de bu yeni partiler kurulmasaydı. Bizlerde İlkerlerinden vaz geçen bir partiyi görmeseydik Deva Partisinin kurucusu olmazdık. Biz Ak Parti öncesi hangi kimliği taşıyorsak şuan da da aynı kimliği taşıyoruz. Ak Parti’ye girerken de hangi kimlikle girdiysek hala o kimlikteyiz. Deva Partisi’nde de aynı kimliği taşıyoruz. Yapmak istediklerimiz ve yapacaklarımız aynı. Bizler daha özgür ve demokrat bir Türkiye olsun istiyoruz. Herkesin devletine güvenebildiği, devletinden emin olduğu bir arzusunu çekinmeden, korkmadan ifade edebilsin istiyoruz. “ şeklinde konuştu.