İlkel, geri toplumları ve azgınlaşmış, taşkınlık yapan toplumları gözlemliyorum da; iman ve İslam dininin toplumdaki yerinin ne kadar çok önemli, değerli olduğunu daha iyi anlıyorum. İman ve İslam’ın, insanı ne kadar insancıl, insanlıklı, insaniyetli, merhametli, şefkatli, müşfik, medeni yaptığını görüyorum. İslam’ın inanç, ibadet, güzel ahlâk, ilme verdiği değerin, önemin işlerliğini anlıyorum. Daha doğru, iyi, güzel düşünüldüğünü; akılla, mantıkla, sağduyuyla, makul hareket edildiğini fark ediyorum. Akılla,  vicdanla, insafla, hak, hukukla, edeple, hayâyla hareket edildiğini görüyorum. Allah’ı sevdiklerini, saygılı olduklarını, ebeveyne saygı duyulduklarını, aile kavramını kutsal kabul ettiklerini sevinçle algılıyorum.

Hak mümin, hakiki, samimi, dindar, takva, bilge Müslümanların çok alâmetifarika olduklarını anlıyorum. İlme değer verişlerini; ilmi, yaşantılarına güzel uyguladıklarını, ahlakı değerleri hayatlarında gerçekleştirdiklerini gördükçe, mutlu oluyorum. Her an gelişme, inovasyon, AR-GE içinde hareket ettiklerini takdirle, teşekkürler karşılıyorum. Doğruluk, dürüstlük, hak, hukuk, adalet, hakkaniyet, güzel ahlâk, edep, hayâ, haramdan sakınma, helal işler yapmanın; fazilet değerleri olduğunu, ideal insan olmanın gereği olduğunun bilincinde olduklarını, bendenizi huzurlu yapıyor.

İslam dininin, insan haklarına, hayvan, bitki haklarına çok önem, değer verdiğini biliyorum. Gerçek bir mümin, bilerek, karıncayı bile incitmez. Hiçbir insana, varlığa, hayvana, bitkiye, doğaya asla zarar vermez. Zarar verirse; zalim olur! Zalimlerin yerinin cehennem olduğunu, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah, insanlara bildirmektedir!

Allah’ın emir ve yasaklarına uymak; bir görevdir, ödevdir, yükümlüktür, sorumluluktur, zorunluluktur. Allah’a inanmak, ibadet etmek, şükretmek, hamt etmek, dua etmek, zikretmek, tövbe etmek, kulluk etmek, sevmek, saygılı olmak, bir görevdir. Allah cc. En seçkin olarak insanı yaratmıştır. En üstün, ideal olarak da mümin ve Müslüman’ı kabul etmiştir. Felsefi sapıklara, ideolojik sapkınlara, zalimlere değer ve önem vermemektedir.

Sadece dinimiz İslam dini en iyiye, en doğruya, en güzele, yararlıya, gerçeğe ulaştırır. Dinsiz, imansız bir kişinin bunu yapması, becermesi mümkün değildir. Din, İlahi, Rabbani bir kurumdur. Dinin kurucusu, âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’tır. “Din, aklı olan her insana hitap eder.” Din ile ilgili hükümler Allah cc. Tarafından konulmuştur. Peygamberimiz sadece dini tebliğ etmiş, öğretmiş, eğitmiş, güzel örnek, önder olarak yaşamıştır. Dindeki, emir ve yasaklar, insanların iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, iyi, güzel, doğru yaşantı sürmeleri için gönderilmiştir. Din, vazgeçilmez bir inanç, ibadet, ahlak, eylem, davranış, örnek kurumdur. Din tartılmayacak kadar çok önemli, değerli, üstün, idealdir.

Allah cc. Katında din sadece İslam dinidir. Diğerleri din değil, felsefi görüştür. Beşeri inançtır.

İslam dininden başka hiçbir görüş; Allah cc. Katında din olarak kabul edilmeyecektir.

İnsanların, İslam dinine, Kur’ân ve sünnete inanmaları, onaylamaları gerekmektedir. İnsanların dine uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bundan sorumludurlar. İnsanlar, Kur’ân ve peygambere inanmakla yükümlüdürler. İslam dinine inanmak, iman etmek; kalple, beyinle, dil ile davranışlarla, genlerle, ruhla olmalıdır. İman ümitle olmalı. Dosdoğru ve gerçekçi olmalı. Lafla, kabukla, gelişigüzel olmamalı. İman eden, bunu davranışları ile belli etmeli. İslam’ı örnek yaşayışıyla belli etmeli. İman ve İslam huzur, mutluluk kaynağıdır. İman; küfre, batıla, sapıklığa, sapkınlığa, sapmaya düşmemektir. “Kur’ân’ı Kerim’i, peygamberimiz gibi samimiyetle aynen yaşamalı.”

Allah cc. İnsanları kendine ibadet etsinler, diye yarattı. Nasıl ibadet edeceklerini de İlahi emir ve yasaklarla, mesajlarla, peygamberlerle öğretti. Allah cc. Nasıl istemiş ise peygamberler nasıl ibadet etmiş ise öyle hakça ibadet edilmeli. Başka türlüsü, diğer şekiller ibadet kabul edilmez. İbadetler gönülden olmalı. Allah’a, peygamberimiz gibi yönelmeli. Âdem as. Peygamberden beri mümin olanlar, Allah’ın istediği şekilde ibadet etmektedir. Diğerleri de sapkınlıklarına, sapıklıklarına, sapıtmışlıklarına devam etmektedir! İslam dininde her ibadetin zamanı, mekânı, şekli, şemalı, hikmeti, amacı,  gayesi, hedefi vardır. Biz bunların bazılarını biliriz.

Müslüman, hür, özgür, akıllı, zeki, anlayışlı, bilgili, meslekli, gelişmiş, sağlıklı, güçlü, serbest, güvenli, güvenilir, iffetli, doğru, dürüst olmalı.

Müslüman olmak, bir değerdir. Akıllı olmak, hür olmak, maddi, manevi anlamda güçlü olmak bir kıymettir.

Müslüman, maddi, manevi anlamda en temiz, güzel, iyi biçimdedir. Sağlıklı olmak için gayretlidir. Her gerekeni sağlığı için öğrenip, yapar. Zayıf olanları korur, gözetir. “İnsanlar arasında ayrımcılık yapmaz.” İhtiyaç giderendir. Bunu bireysel, kurumsal olarak yapar. “Çocuklara özenle, dikkatle davranır. Kadınlara eziyet edecek kadar aşağılık olmaz.” Müslüman, işini, görevini en iyi şekilde sağlam, sağlıklı yapar. Sonucunu Allah’a bırakır, Allah’a güvenir.

“Her iyiliğin başı Allah sevgisidir. Dünya ve ahiret, Allah cc. Sevgisi, saygısı ile kazanılır. Allah’ı sevmek için Allah’ı tanımalı. Sözlerini bilmeli. Emir ve yasaklarına uymalı. Kur’ân’da belirtilen ad ve sıfatları ile tanımalı.” Allah, peygamber, Kur’ân tanımayandan, hiçbir değer, önem, güzellik, sağlıklı söz ve eylem çıkmaz.

Peygamberimiz, Miladi takvim ile 20 Nisan 571 pazartesi günü güneş doğmadan önce dünyaya gelmiştir. Hicri takvim ile Rebiu’l – evvel ayının 12. Pazartesi gecesi dünyaya geldi, diyoruz. Son peygamber dünyaya geldi. Peygamberimiz, 40 yaşına gelince, peygamberlikle görevlendirildi. Artık diğer inanışlar, inançlar, kitaplar hükmünü yitirdi. Anayasa değişti. Diğerlerinin hükmü kalmadı. İncil, Tevrat, Zebur’un zaten aslı kalmamıştı. Artık hükmü de kalmadı.

Dinimiz İslam, kitabımız Kur’ân-ı Kerim, Peygamberimiz Hazreti Muhammet oldu. Mümin olmak için artık böyle inanmak, yaşamak kaçınılmaz, farz oldu. Artık “La ilahe illallah Muhammedü’r Resûlullah” diyenler, mümin olacak. Diğerleri mümin ve Müslüman, İslâm ve Müslim olamayacak.

İslam dini, peygamberi, gelen İlahi kitap Kur’ân, tüm dünya insanlığına geldi. Diğer peygamberler ve kitaplar, emirler- yasaklar gibi bir bölgeye, kavime gelmedi. Kur’ân, Ey İnsanlar, Ey Müminler! Diye hitap etmektedir.

İslam dini ve ilmi, payelerin en üstünüdür. İslam dininden ve bilimden üstün başka bir değer yoktur.

Kur’ân, Alak süresi 1- 5. Ayette; okumayı emretmektedir. Kalemle yazmayı öğretmektedir.  Kur’ân; Oku! Ayeti ile gelmeye başlamıştır.

İslam dininde ; “doğruluk, dürüstlük, adalet, hakkaniyet en büyük fazilettir.”

 “İnkârcılık en büyük zulüm, haksızlıktır. Özde, sözde, davranışta samimice dosdoğru, dürüst olmalı. Emanete ihanet- hainlik etmemeli. Zina, fuhuş, hırsızlık, insan öldürmek, anne ve babaya asi olmak, yalan söylemek, iftira atmak çok büyük haram, günahtır. Hakkı, hakikat gizlemek, örtmek, yalanlamak için; yalan ve iftirada bulunmak, çok büyük haksızlıktır. Allah’tan başka tanrı bulmak, Allah’ın yolundan başka yol bulmak, mümin işi değildir. Müminlik, Müslümanlık değildir.

Rabbim; âlemlerin Rabbi olan, Yüce Allah’tır. Esma’ül Hüsna’da açıklanan, Yüce Allah’tır.

Kitabım; Kur’ân’ı Kerim’dir.

Peygamberim; Hazreti Muhammed Mustafa sav.

Kıblem; Kâbe,

Dinim; İslâm’dır. Başka din, yol, felsefi görüş, ideoloji kabul etmem.

İslam dini, merkeze insanı almaktadır. Öncelikle insanların iki âlemde huzurlu, mutlu, rahat, kolay, kurtulmuş olmaları için çıkar yol koymuştur. İslam, insan haklarına, hayvan ve bitki haklarına, varlık haklarına çok büyük önem ve değer vermektedir. İslam dinini anlamak için Kur’ân, hadis, sünnet, İslam’ı ilimler ve bilim okumak gerekir. Samimi olmalı. Samimi olmayan, dinimiz İslam dininden gerçek anlamda yararlanamaz. Allah’a itaatte bulunmalı. Taatta bulunmalı.  İnanmalı. Anmalı. Şükretmeli. Hamt etmeli. İbadet etmeli. Zikretmeli. Tövbe etmeli. Dua etmeli. Varlıklara iyilik, ihsan, infak, yardım etmeli.

Dinimizi korumalı.

Kendimizi korumalı.

 Aklımızı korumalı. Sapıtmış, sapmış, sapkınlaşmış, şaşırmış, sapan olmuşlara; kanıp, aldanıp, inanmamalı.

Aynı zamanda neslimizi de korumalı.

Malımızı, mülkümüzü, sermayemizi de iyi yol ile kazanıp, helal yollarda harcamalı.

 Bir söz, yazı, davranış yapacağımız zaman kendimizi muhasebe etmeli. Kendimizi sorgulamalı, yargılamalı. Bu iş, işlem, eylemi yaparsak; Allah cc. Ne der? Peygamberimiz ne der? Diye değerlendirme yaptıktan sonra yapmalı. Aklı, zekâyı; doğru bilgilerle işlevli hale getirmeli. İslam dinine ve bilimin gerçek verilerine eksiksiz uymalı. Başka kurtuluş yolu olmadığını bilip, kendimize ona göre çekidüzen vermeliyiz. Gaflet, delalet, ihanetten uzak kalmalıyız. Milli, manevi, ilmi, dini, evrensel değerlerle; hakça, hukukça yaşamalıyız. Hak nedir, batıl, küfür nedir, öğrenmeden, uygulamadan, hak – hukuk yolunu seçmeden, yaşamamalıyız.