“Takım elbiseli koşucu” olarak tanınan atlet Bilal Gül, Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde yarın başlayacak Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nda Türk bayrağı desenli kravatıyla Türkiye’yi temsil edecek.

Bilal Gül, dünyada sadece 100 kişinin katılacağı ve dünyanın en sıcak 5 çölünden biri olan Güney Afrika’nın Kalahari Çölü’nde düzenlenen maratonda 250 kilometrede koşacak. Takım elbiseli koşucu olarak tanınan Bilal Gül, yarın başlayacak ve 7 gün sürecek etaplı yarışta, her gün giyeceği farklı takım elbise ve Türk bayrağı desenli kravatı ile ülkemizi temsil edecek. Bilal Gül, “Bir Kistik Fibrozis hastası ve ailesi nasıl tüm zorluklara katlanabiliyorsa, ben de kızgın kum çöllerinde tüm zorluklara katlanarak 250 kilometreyi takım elbise ve 15 kg sırt çantası ile koşacağım” dedi.

Kalahari Çölü Ultra Maratonu’nun temel özelliği, “kendine yeterlilik yarışı” olarak biliniyor. 50 derece sıcak hava ve kızgın kumlarda, başta zehirli yılanlar olmak üzere vahşi çöl hayvanları ile de mücadele edilecek yarışın hiçbir anında içecek ve su olmayacak. Sporcunun, 7 günlük süre içinde tüm yiyecek, giyecek, teknik ekipmanları ve içecek suyu yarış boyunca taşıyacağı 15 kg’lık sırt çantasında bulunacak. Dışarıdan hiçbir yardım almadan koşulacak yarışta, en küçük bir hatada ise sporcu yarıştan men edilecek.

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCU BİLAL GÜL’ÜN HİKAYESİ

1982 Malatya doğumlu Bilal Gül’ün hikayesi, beyaz eşya sektöründe servis işleriyle ilgilenirken 20 yıllık düşmanı olan sigaradan ve fazla kilolarından kurtulmak için hobi amaçlı katıldığı atletizm sporuyla başladı. Katıldığı Çekmeköy 60 kilometre yarışında ilk ultra deneyimini yaşayan sporcu, burada yarışı yarıda bırakan Hüseyin Burgaz ile tanıştı. Bu tanışma her iki sporcu için de yeni bir başlangıç oldu. İlerleyen zamanlarda, arkadaşlıklarını atletizm pistlerinde sürdüren yarışmacılar, maratonlarda birbirlerine verdikleri destekle kilometreleri birlikte kat ederek iyi birer koşucu oldu.

İkili, ilk kez 2016 Mart ayında Antalya Maratonu’nda gelen bir rica üzerine üyesi oldukları bir grubun Türkiye’de ismini duyurmak amacıyla 42 kilometrelik tam maratonu 4 saat 11 dakikada takım elbise ile koştu. Koşunun ardından, ortak bir amaç uğruna yolları kesişen sporcular artık “Takım Elbiseli Koşucular” olarak tanınmaya başladı.

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCULARIN BAŞARILARI

Katıldıkları yarışları ceketlerinin önlerini ilikleyerek takım elbise ile koşan bu iki çılgın Türk, başta İstanbul maratonu, Haliç yarı maratonu olmak üzere; Sapanca Ultra Maratonu, Gelibolu Maratonu, Kapadokya Ultra Maratonu, Erciyes Ultra Sky Trail Dağ maratonu, Tuz gölü yarışı, Frig Ultra Maratonu, İznik Ultra Maratonu, Nashira Ultra Maratonlarını takım Elbiseli Koşucular markası ile koştu. Dahası Edirne’den Yunanistan’a düzenlenen Uluslar Arası Dostluk Maratonuna da ay yıldızlı kravat ve takım elbiseyle katıldılar.

Kahramanlarımız bu arada katıldıkları yarışlarda Takım Elbise ile koşmaları nedeniyle halkın vermiş olduğu yeni kimlikler ile de tanıştı. Bu kimliklerden bazıları; köy geçişlerinde; “kadastro memuru”, İzmir’de; “gelini kaçan Damat”, İstanbul’da; “ünlü birinin Koruması”, Antalya’da; “Sihirbaz”, Çanakkale’de; “Garson”, Ülke dışında ise; “Ajan” oldu.

TAKIM ELBİSELİ KOŞUCULARDAN SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ

Kendi işiyle meşgul olan bu iki insan birlikteliklerini artık insanlara atletizm sporunu sevdirmenin yanı sıra faaliyetlerini sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştirerek sürdürmeye devam etti. Bu sosyal sorumluluk projelerinin ilki, Afyon’un Bayat ilçesinde bulunan bir lisede 20 öğrencinin tüm spor malzemelerinin karşılanması için başlatılan bir kampanya oldu.

Şimdilerde takım elbiseli koşucu Bilal Gül, yoluna yalnız olarak devam ederken, ülkemizde yaklaşık olarak 20 bin civarında Kistik Fibrozis hastası çocukların sorunları için farkındalık oluşturmaya çalışıyor.

(İHA)