Eğitim- öğretim; İslam, bilim, teknoloji merkezli yapılmalı

Öncelikle eğitim- öğretim programı; İslam, bilim, teknoloji öğretir özellikli oluşturulmalı. Öğretmenler yetkin, etkin, idealist, realist yetiştirilmeli.

Abone Ol

Okul yönetimlerinde becerikli, aktif yöneticiler olmalı. Öğrencilerle birlikte aileleri de zaman zaman eğitime alınmalı.

Öğretmen ve okul yöneticilerine görev bilinci verilmeli. Her eğitimci ve yönetici tam bir diğerkâmlıkla çalışmalı. Planlı, programlı çalışmalı.

Halka hizmet bilincinde olunmalı.

Hizmet yüksek standartlı, kaliteli, verimli hale getirilmeli.

Amaç ve misyon- görev milli, manevi, ilmi, evrensel değerlerle örtüşmeli.

Dürüstlük ve tarafsızlık olmalı.

Saygınlık ve güven olmalı.

Kibarlık, nezaket, zarafet, sevgi, saygı esas olmalı.

Olumsuz bir durum oluştuğunda, yetkili makamlara bildirilmeli. Olumsuzluklar hemen gönderilmeli. Çözüm, çare bulunmalı.

Çıkar çatışması olmamalı. Çıkar çatışmasından kaçınmalı.

İslam ahlakı içinde hareket etmeli.

Görev ve yetki çıkar sağlamak amacıyla kullanılmamalı.

Hediye alma, menfaat sağlama yapılmamalı.

Kamu malları ve kullanımı, kul hakkı gözetilerek, kullanılmalı. Hak, hukuka azami ölçüde dikkat etmeli.

Savurganlıktan sakınmalı.

Gerçek dışı açıklama, konuşma yapılmamalı. Doğruluktan sakınmalı.

Bilgi verme doğru olmalı. Doğru yoldan yapılmalı.

Saydamlık, katılımcılık esas olmalı.

Yanlış yapmamalı. Hukuk herkese uygulanılır. Hesabını veremeyeceğiniz, işlerin içinde olmamalı.

Bilge kişilerden, deneyimli kişilerden yararlanmalı.

Mal bildirimini doğru yapmalı. Başkalarının malına, mülküne, parasına, servetine göz dikmemeli. Helal, haram hassasiyetinde olmalı. Aksi halde hayatınız zindana döner. Çekilmez olur.

Öğrencilere insan ilişkileri öğretilmelidir. Nasıl konuşacağı, davranacağı mutlaka öğretilmelidir.

Öğrencilere iyi alışkanlıklar benimsetilip, kavratılmalı.

Kelimelerin anlam ve içeriği öğretilmeli. Etkili, güzel, doğru, ahlakı konuşma benimsetilmeli.

Başkalarına karşı hata, yanlış, kötülük yapılmaması benimsetilmeli.

Öğrencilere ideolojik hiçbir sistem benimsetilmeye çalışılmamalı. İdeolojilerin her biri insanlık, varlık, onur düşmanıdır. Pisliktir.

Öğrenci kişiliği geliştirilmeli. İdeolojik yapılandırma ile insanlık düşmanı yapılmamalı.

Öğrencilere doğru ile yanlış, güzel ile çirkin, yararlı ile zararlı, olumlu ile olumsuzun ne olduğu öğretilmeli. Öğrenci yalan, yanlış, yıkıcı olanları doğru tanımalı.

Öğrencilere anlayabileceği şekilde konular, dersler anlatılmalı. Konular kavratılmadan, geçilmemeli.

İnsanlar arasında çatışma oluşturacak konular anlatılmamalı.

Konuşanın dinlenmesi benimsetilmeli.

Öğretmen, öğrenciyi, ailesini iyi tanımalı. Herkese göre görüşme, anlaşma, uyuşma anlayışı geliştirmeli.

Her sorunun mutlaka çözüm yolu olduğunu unutmamalı.

Sabırla öğretmenlik yapmalı. Kızma, şiddet uygulama asla olmamalı. Bu öğretmenin becerisizliğini, yetersizliğini gösterir. Zaten günümüzde öğrenciye şiddet gösterenler mahkemeye verilmekte, görevden alınmaktadır.

Öğretmen ilgi çekmeyi, dikkat toplamayı, ikna etmeyi becermeli. Bunun için öğretmen sürekli pedagoji ile ilgili ve bilimle ilgili kitap, dergi vb. okumalı.

Kazanılan doğru ve denenmiş bilgilerle hareket etmeli.

İletişim becerisini mutlaka geliştirmeli.

Bir olayı anlatalım: “ Öğrenci velisi, babası okula geldi. Çocuğunun öğretmeni ile görüşmek istiyor. Bende okulda nöbetçiyim. Öğretmen, çocuğun ders yapmadığı, ödev yapmadığı için öğrenciye kızmış. Ama şiddet uygulamamış. Çocuğun babası da, öğretmene kızıyor. Çocuğum ders çalışmamış olsa da, ödev yapmamış olsa da, kızmayacaksın. Öğretmen hala ders, ödev yapmıyor, diye tutturuyor. İş gittikçe kızışıyor. Ben araya girdim. Tamam, ders çalışmasa da, ödev yapmasa da artık kızmayacak. Senin dediğin gibi olacak, dedim. Olayı sakinleştirdim.

Öğretmene de şunu anlattım: Öğrenmek istek, heves işidir. İstemeyene zorla ders öğretilmez.

Mesleki ve Teknik Lisesi öğretmenleri ile semt pazarına çıktık. Pazarda tezgâhta olan pek çok genci tanıyorlar. Bende sordum:

- Bu kadar pazarcıyı nasıl tanıyorsunuz?

- Dedi ki; bunlar bizim okulda okuyamayıp, tasdikname alıp, okuldan ayrılanlardır.

- Niçin bu kadar çok öğrenci okuyamamış?

- Bunlarda aile birliği, aile düzeni de yok. Ailede anne ve baba ayrılmış.

- Çocuk yakınlarının yanında kalıyor.

- Sorunlu aile çocuklarıdır.

Bir istatistiki bilgi verelim: Türkiye’de son 5 yıl içinde ayrılan eşlerin oranı; %35,6 olduğu geçen hafta açıklandı.

Bu kötü durum gittikçe de daha kötüye gidiyor. Çünkü kötülük daha etkili oluyor.

Bu Müslümanların bilgisizliğinden, uyuşukluğundan, pısırıklığından kaynaklanmaktadır.

Müslüman en bilgili, çok bilgili olmalıdır.

Bir video izliyorum. Videoda yalancı hep yalan söylüyor. Karşısındaki de bilmiyorum, diyor. İşte sen okumadığından, bilmiyorsun. Seni beynini kirletmişler. Okumaya zaman ayır, diyor.

Oysa suçlama yapan, tamamen yalan söylüyor. Diyor ki; Türkiye’nin, İngiltere 470 ton altını bulunmaktadır. İngiltere bu altınları kullanmaktadır.

· Oysa Türkiye’nin hiçbir ülkede altını yoktur. İngiltere’de 72 ton altını vardı. Onu da ülkemize getirttirdi.

Allah cc. Kur’ân ’da 750 ayette; oku, öğren, bil, bilgiyle yaşa. Bilmediğini sor, öğren, buyuruyor. Peygamberimizin de yüzlerce ayeti bilim öğrenmek üzeredir.

Ama Müslümanlar okumuyor, bilmiyor, doğruyu yaşanmıyor. Yanlış bilip, doğru yaşanılmaz.

Öğretmen yumuşak, sevdirici, anlaşılır dil ile anlatım yapmalı.

İletişim becerisini geliştirmeli. Ben bir defadan fazla iletişim kursuna, etkili Türkçe konuşma kursuna gittim. Bu gibi kurslar ücretsiz verilmektedir.

Konuşmasını Türkçe yapmalı. Ağız, şive, aksan kullanmamalı. Bazı öğretmenler hatta Türkçe öğretmenleri bile aksanlı konuşmaktadır. Eşinden, anne ve babasından, çevresinden etkilenmektedir.

Çaykaralı bir öğretmen okulumuza gelmişti. Öğrenciler bana diyor ki, Mehmet öğretmenim. Şu öğretmen doğru yazamıyor, konuşamıyor. Tahtaya hep yanlış yazıyor.

Hatta Bingöllü bir Türkçe öğretmeni vardı. Benim oğlum İslam bana diyor ki, baba, bizim Türkçe öğretmenimiz doğru Türkçe konuşamıyor. Böyle olmamalı.

Evde de doğru, anlaşılır, etkili Türkçe konuşmalı ki, okulda, sokakta doğru Türkçe konuşalım.

Ahenkli, doğru, anlaşılır, eksiksiz, doğru ses tonu ile Türkçe konuşmalı.

Öğrencinin 6 duyu organına hitap etmek gerekir. Dersleri öğrencilerle işlemeli. Derste öğrencilere ders konusu işletmeli. Sadece öğretmen derste etkili olmamalı. Öğrencide etkili olmalı. 40 dakikayı öğrencilerle paylaşmalı.

Öğretmen her konuda etkili, yetkili, bilgili, donanımlı, derse hazırlıklı sınıfa girmeli. Hala bazı öğretmenler öğretmenevlerinde gece 24.00’ e kadar oyun oynuyor. Gece yarısı eve gidiyor. Sabah okula gidiyor. Gece alkol alıp, sabah sarhoş kafayla gidenler bile vardı. 1980 yılı öncesi kahvelerde sabaha kadar oyun oynayan öğretmenler bile vardı.

Ben lise mezunu iken, 1978 yılında vekil öğretmenlik yaptım. Rize İli, İyidere İlçesi, Kalecik Köyü İlkokulunda vekil öğretmenlik yaptım. Okul müdürü kumarcıydı. Hiç okula gelmiyordu. Milli Eğitim Müdürüne şikâyet ettim. Müdür benim ilkokulda 4 - 5. Sınıf öğretmenimdi. Ama İktidarda CHP’li Bülent Ecevit olduğu için hiçbir şey yapmadılar. Öğrencilerden toplanan odun parasını da kumara vermiş. Biz çocuklara ellerinde odun getirttirdik. Sabahçı, öğlenci, ikili öğretim vardı. Ben hem sabah hem de öğlen derse giriyordum. Yanı her gün 10 saat derse giriyordum. Bunu istekli yapıyordum.

Öğretmen beyefendi, hanımefendi olmalı. en güzle örnek insan olmalı.

Aklı, zekâyı, insafı, vicdanı birlikte kullanmalı.

Çoklu zekâ kullanma öğretilmeli. Beyinin tümünü kullandırmalı.

ŞUNU ASLA UNUTMAYINIZ: İletişim kuramayan insanlar kavga, dövüş ederler. Şiddet uygularlar. İletişim kurmayı kesinlikle engellememeli. Ülkemizde aile içi kavgalar, yaralamalar, öldürmeler olmaktadır! Bu iletişimi engelleme yüzünden daha çok olmaktadır. Yeni ve boşanmış eşlerin kavgaları daha çok iletişim kuramamaktan veya iletişimi engellemekten çıkmaktadır. Bu toplum arasında da benzer davranışlar yüzünden çıkmaktadır.

İletişimin olmadığı yerde iyi geçim olmaz. Olmamaktadır. Zaten bu tip insanlarda düşünce ve davranış bozukluğu vardır. Bu iletişimsizlik halinde şiddete dönüşmektedir.

Herkes en iyi iletişim kurmayı, konuşmayı, empati yapmayı mutlaka öğrenmelidir. Bu daha çok okullarda öğretilmelidir.

İletişimsizlik sosyal yaşantıyı altüst eder, bozar. Hayatı çekilmez hale getirir.

Öğrencilere İslam dininde olan haramlar mutlaka öğretilmeli. Haram işlemekten sakınma benimsetilmeli. Bugün bu kavramı bilmeyenler, devleti, milleti, kendilerini perişan etmektedir. Ülkemizin geri kalmasında, ekonomik yoksunlukta oluşunda bu yolsuzlar, hırsızlar, çalanlar önde gelmektedir.

Öğrencilere şirk koşma, öldürme, çalma, hırsızlık etme, yalan söyleme, iftira atma, dedikodu yapma, rüşvet, adaletsizlik yapma gibi davranışların çok günah olduğu benimsetilmeli.

İnsan kayırma, kibirlenme, iyiliği başa kakma, gösteriş için iş yapma, kin tutma, zalimlik etme, zulmetme, kötü söz söyleme, kötülük yapma, kıskançlık yapma, emanete hainlik yapma, yalanla hileli işler çevirme, yalan yere tanıklık etme, bozuk olma, bozgunculuk yapma haramdır. Bu haramlar içselleştirip, benimsetilmeli.

Ölçüde tartıda, ticarette hile yapma. Fahiş fiyatla mal, eşya satma, stokçuluk yapma. Kaçakçılık yapma. Her türlü sahtecilik, hile, sahtekârlık haramdır. İnsan karnında çocuğu kürtaj ile öldürme. Zina yapma. Alkol, içki içme. Kumar oynama. Dünyada sadece dijital kumar oynayanların sayısı 350 milyon kişidir. Sihir, büyü yapma. Faiz alma, verme. Köle, insan ticareti yapma. Zorla din dayatma. Hak ve hakikati yalanlama gibi davranışlar, sözler haramdır.

Bütün güzelliklerin öğretilmesi İslam dinin emridir. Bütün kötülüklerin, çirkinliklerin, yalanların öğretilmesi, İslam dininin yasaklarındandır.