Değişen dünya ve gelişen teknoloji ile birlikte eğitim sektörü de yeni nesil öğrencileri yetiştirecek olan öğretmenlerin eğitimleri için yeni sistemler geliştiriyor. Bahçeşehir Koleji de bu anlamda teknolojik alt yapılarını kullanarak açmış olduğu Dijital Eğitim Merkezi ile hibrit eğitim kavramından sonra hibrit öğretmenler için adım attı.

Son zamanlarda pandemi süreci ile birlikte tüm dünya eğitim sistemlerini konuşuyor oldu. Hızla gelişen teknoloji ile birlikte belli bir değişeme uğrayan eğitim sektörü uzaktan eğitim kavramı ile birlikte yeni yöntemlere ve artık bazı geleneksel uygulamaların üstüne çıkmak için adımlar atıyor. Sadece geleneksel eğitimin yetersiz olduğunu ve bu anlamda tabir yerindeyse “değişen glabol dünyaya” gençleri hazırlamak adına Bahçeşehir Koleji de 8 yıl önce açmış olduğu “Dijital Dünya Okulu” projesine “Dijital Eğitim Merkezi”ni de katarak yeni bir sayfa açıyor. Okulların yeniden açılmasıyla birlikte hibrit eğitime geçen sistem için öğretmenlerini de hazırlamak isteyen kolej açmış olduğu merkez ile birlikte hibrit eğitimi verecek olan öğretmenler için teknolojik formasyon eğitimlerinin yanı sıra, hibrit öğretmen kavramı, dijital içerik oluşumu, sosyal medya ve güvenlik gibi konu başlıklarında faaliyet gösterilecek. Merkez ayrıca bünyesinde, derslerin konu içeriklerini hazırlayacak eğitim için içerik üreticileri bulunacak, video ve benzeri dijital içerikler geliştirilerek var olanlar ise son teknoloji ile donatılacak.

“Online eğitim artık hep hayatımızda olacak”

Öncelikli olarak neden böyle bir merkeze ihtiyaç duyulduğu noktasında değerlendirmelerde bulunan Bahçeşehir Koleji Eğitim ve Eğitim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Özge Aslan, pandemi süreci bitse de online eğitiminin artık her zaman hayatlarımızda olacağını söyledi. Özge Aslan sözlerine şu şekilde devam etti;

“Hibrit eğitimi konuşuyor hale geldik. Doğal olarak yüz yüze, online ve çevrim içi eğitimin birlikte harmanlanmasından bahsediyoruz. Pandemi dönemi geçse de artık yüz yüze eğitim tamamen tüm sınıf kademelerinde başlasa da dijital eğitim hayatımızın her zaman bir yerinde olacak. Doğal olarak 2 yıldır kullandığımız Metodbox adını verdiğimiz yapay zeka tabanlı bir öğrenme platformumuz var. Asenkron olarak derslerimizi biz Metodbox’tan gerçekleştiriyoruz. Yüz yüze eğitim devam ettiğinde de pandemi öncesinde de biz bu uygulama ile öğrencilerimizi güçlendirmeye ve eğitimlerimizi vermeye devam ediyorduk. Farklı olarak nisan sonu itibariyle canlı derslerin önemini daha çok konuşmaya başladık sadece asenkron değil senkron derslerimizi de yapmamız gerektiğine inandığımız için SeeMeet dediğimiz bir platform gerçekleştirdik canlı görüntülü bir platform. Bu tamamen bizim dijital eğitim merkezimizde görev yapan yazılım uzmanları tarafından eğitim teknolojileri uzmanları tarafından yazıldı ve tamamen yerli ve milli bir platform burada da etkileşimli olarak öğrencilerimiz öğretmenlerimiz interaktif bir şekilde derslerini inceleyebiliyorlar ders sürecini devam ettirebiliyorlar ve öğrenme süreci hem senkron hem asenkron olarak bu iki platformumuz üzerinden devam ediyor. 8 yıldır çalıştığımız bu merkezimizde de 100’ün üzerinde yazılımcımız,16 tane içerik üreticimiz ve tüm Türkiye’deki kampüslerimizde görev yapan 12 bin 500 kişilik bir öğretmen kadromuz bu merkez için içerik üretiyor.”

“Öğretmenler 25 saatlik bir eğitimle dijital eğitim lideri olarak göreve başlıyor”

Aslan ayrıca saha uygulamalarından yeni keşiflerin çıkması için ilk etapta 6 kampüs belirlendiğini söyleyerek merkezde verilecek olan eğitimler hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulundu. Aslan, “Günümüzde bilim ve teknoloji büyük bir hızla ilerliyor ve bu noktada da biz öğrencilerimize 21. yüzyılda çağın gerektirdiği niteliklerle donanarak teknolojinin lideri, teknolojiye yön veren bireyler olarak yetişmelerini istiyoruz. Öğrencilerimizi bu donanımlarla yetişmesi tabi ki onları yetiştirecek öğretmenlerin de donanımlı, yetkin ve yeterli olmaları gerekiyor. Dijital Eğitim Merkezimiz de tüm ekibimizle birlikte öncelikle öğretmenlerimizin eğitimine önem veriyoruz. Öğretmenlerimizin hayal etmelerini, tasarlamalarını ve geliştirmelerini bekliyoruz ki öğrencilerimizde de bu vizyon oluşabilsin. Kurumumuza yeni başlayan her öğretmen öncelikle 25 saat bu merkezde bir eğitim alıp dijital eğitim lideri olarak yollarına devam ediyorlar. Eğitim devam eden bir süreç sürdürülebilir olması çok önemli sadece 25 saat ile kalmıyoruz bunun üzerine yıl boyu devam eden eğitimlerle öğretmenlerimizi geliştirmeye ve güçlendirmeye devam ediyoruz” dedi.

Kolej olarak yıllardır dijital içerik geliştiren bir kurum olduklarına da vurgu yapan Aslan bu anlamda pandemi ile birlikte sürece daha hızlı adapte olduklarını vurgulayarak, “Pandemi dönemiyle birlikte hayatımıza giren uzaktan eğitim kavramı sonrasında ‘Uzaktan eğitim nedir, nasıl gelişmeli?’ Konusu aslında tüm öğretmen, öğrenci ve veliler için bir ihtiyaç haline geldi. Yıllardır dijital eğitime yatırım yaptığımız için kolej olarak aslında bu kavram bizim için yeni değil. Dijital pedagoji kavramından çok bahsediliyor hibrit öğretmen ve hibrit öğrenenlerden bahsediyoruz. Bu noktada biz aslında yaptığımız bu dijital içeriğimizi tek bir çatı altında toplayarak dijital eğitim merkezimizi oluşturduk” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Dijital Eğitim Merkezleri şimdilik Bahçeşehir Koleji İzmir 50. Yıl, Ankara Balgat Kampüsü ile İstanbul Avrupa yakasında 2, Anadolu yakasında 2 olmak üzere toplamda 6 ayrı okulda kurulacak. Sonrasında da kolejin tüm kampüslerinde merkezin hayata geçirilmesi planlanıyor.