Selin GÜRSEL – Ömer HASAR / İSTANBUL, () - NİŞANTAŞI Üniversitesi, ‘Vernakuler Mimarinin Modernizme Etkisi’ konferansına ev sahipliği yaptı. Vernakuler mimariyi, yıllar içerisinde birikimle oluşan yöresel mimari olarak tanımlayan Doç. Dr. Soner Şahin, “Türkiye’deki örnekler, yöresel mimarinin iyi örnekleri ama sorun şu ki yeni yapıların yapılmasına ihtiyaç var. Acaba bu yeni yapılacak yapılarla oradaki Vernakuler yapılar arasında nasıl bir ilişki olmalı; tüm tartıştığımız mesele bu” dedi.
Nişantaşı Üniversitesi,  Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ‘Vernakuler Mimarinin Modernizme Etkisi’ konulu konferans düzenledi. Açılış konuşmasını Prof. Dr. Latife Gürer’in yaptığı konferansa konuşmacı olarak Anna Dietzsch, Emily Moss, Suzan Sanlı, Melkan Tabanlıoğlu, Ali Derya Dostoğlu ve Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu katıldı.
“ÖĞRENCİLERİMİZ İLERİDE KÜLTÜRE UYGUN MİMARİ TASARIMLAR YAPACAK”
Konferans hakkında konuşan Nişantaşı Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhami Çolak, “Amerika’dan gelen konuşmacılarımız var. Farklı üniversitelerden gelen misafirlerimiz var. Öğrencilerimizin de çok ilgi gösterdiği bir konferans oldu. Ülkemiz adına iyi olacağını düşünüyorum” dedi.
“Özellikle İstanbul’un silüetine uygun olmayan yapılar var” diyen Prof. Dr. Çolak, “Cumhurbaşkanımız da bundan rahatsızlığını dile getirdi. Bu anlamda mimarlık öğrencilerinin mezun olduğunda İstanbul’un veya bulundukları bölgenin coğrafi yapısına ve kültürüne göre mimari tasarımlar yapmaları, ona göre projeler çizmeleri insanların yaşayabileceği rahat bir alan oluşturacaktır. Hem de o bölgenin silüetini bozmamış olacaklardır. Bu anlamda bu konferansa çok önem veriyoruz” ifadelerini kullandı.
“VERNAKULER MİMARİ BİRİKİMLE OLUŞUYOR”
Vernakuler mimarinin tanımını yapan Nişantaşı Üniversitesi Mimarlık İngilizce Bölüm Başkanı Doç. Dr. Soner Şahin, “Vernakuler mimarinin aslında Türkçe’deki kullanımı yöresel mimari olarak geçiyor. Yani o yöreye özgü; her ülkeye ve her bölgeye göre değişen ve oranın insanlarının oluşturduğu yöresel mimaridir” dedi.
Vernakulerin özellikle birikimle oluştuğunu kaydeden Doç. Dr. Şahin, “O yöredeki insanların nesiller boyu orayı deneyimleyip yaşadıklarının üstüne geliştirdikleri bir birikim bu. Yerel malzemeler ile oradaki yapı ustalarının deneyip yanılarak ihtiyaçlara göre oluşturduğu bir mimari tür” diye konuştu.
Gecekondu mimarisi ile karşılaştırmasını da yapan Doç. Dr. Şahin, “Gecekondu mimarisi daha hızlı ve o yöreyi tanımadan bina yapma ihtiyacı olan insanların yaptıkları binalardan oluşuyor. Ortak noktada her ikisi de oradaki yerel ustalar veya kullanıcılar tarafından yani akademik bir eğitim almamış biri tarafından yapılan yapılardır. Ama birinde çok uzun bir sürecin sonunda çıkan bir mimari var diğerinde ise daha hızlı ve daha pratik olarak yapılan bir mimari var” dedi.
Safranbolu, Karadeniz veya Mardin gibi coğrafyalardaki evlerin bu mimari türüne örnek olduğunu ifade eden Doç. Dr. Şahin, konuşmasını şöyle noktaladı:
“Konferansa ön ayak olan Prof. Dr. Latife Gürer, Türkiye’deki vernakuler mimarinin neler olduğunu bulabilmek için bu konferansın yapılmasını sağladı. Bizim de bulmaya ve tartışmaya çalıştığımız şey bu. Yöresel mimarinin bu birikimi ve bilgisi acaba günümüzdeki mimariye nasıl bir katkı sağlayabilir? Türkiye’deki örnekler, yöresel mimarinin iyi örnekleri ama sorun şu ki yeni yapıların yapılmasına ihtiyaç var çünkü nüfus artıyor. Acaba bu yeni yapılacak yapılarla oradaki vernakuler yapılar arasında nasıl bir ilişki olmalı; tüm tartıştığımız mesele bu.”