ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Milliyet Gazetesi işbirliğiyle 'Ekonomi ve İnovasyon Zirvesi' düzenlendi. Zirvede, ekonomi ve güncel gelişmelerin yanı sıra, teknoloji ve inovasyon konuları ele alındı.
ATSO Atatürk Konferans Salonu'ndaki zirvede, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç, yazarlar Ali Ağaoğlu ve Zeynep Aktaş ile Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Menderes Özel konuşmacı olarak yer aldı. Zirvede, ekonomi ve güncel gelişmelerin yanı sıra, teknoloji ve inovasyon konuları ele alındı. Zirveye ATSO Başkanı Davut Çetin, yönetim kurulu ve meclis üyeleri, ekonomi ve iş dünyasından temsilcilerle, üniversite öğrencileri katıldı.
DÜNYA EKONOMİSİNDE BELİRSİZLİK
ATSO Başkanı Davut Çetin, dünya ekonomisinin dikkatle izlenmesi gereken bir belirsizlik döneminde olduğuna dikkat çekti. Çetin, Irak'ta, Şili'de, Bolivya'da, Fransa'da, Cezayir'de her yerde sosyal tepkilerin sokağa yansıdığını belirterek, "Ekonomik ve sosyal adaletsizlik küresel ekonomiyi tehdit etmektedir. Bütün ülkelerde toplumlar kutuplaşmakta, öfke ve ümitsizlik artmaktadır. Dünya siyaseti 1920'lerden, 1930'lu yıllardan İkinci Dünya Savaşı'ndan ders çıkarmalıdır. Ticaret yasakları, yabancı karşıtlığı tarihte çözüm olmamıştır, bugün de olmayacaktır" dedi.
İŞSİZLİK, EKONOMİK VE SOSYAL SORUNLAR
Özel sektör olarak işsizliği, ekonomik ve sosyal sorunları görmezden gelemeyeceklerini belirten Çetin, “Ekonominin borsadan, dolardan ibaret olmadığını, insan hayatı olduğunu unutamayız. Küresel ekonomiyi yeniden düşünmeliyiz. Ahlaklı, insani ve ekolojik dengeyi dikkate alan bir sistem geliştirmeliyiz. Ekonomik büyüme ile birlikte bölüşümü de konuşmalıyız. Siyaset dünyası, medya ve özel sektör hep birlikte, yüksek işsizliğe, geçinme derdine, esnaf ve küçük üreticinin sorunlarına öncelik vermeliyiz" dedi.
'HİKAYE, BERLİN DUVARI'NIN YIKILMASIYLA BAŞLADI'
Zirvede 'Güncel Politikada Son Gelişmeler' konulu bir konuşma yapan Mete Belovacıklı, aslında hikayenin tam da 1989'da Berlin duvarının yıkılmasıyla başladığını belirtti. Belovacıklı, “Bütün dünyanın altüst olduğu, değer yargılarının birbirine girdiği, tartışmaların farklı boyutlara çıktığı bir dönem başlamış oluyor. O dönemin hemen ardından aslında bütün dünyada neoliberalizm denen bir akım giderek bütün bu sürece damgasını vurdu. Bu süreçte sanki emekten sermayeye, teknolojiden insanlara, herkesin her yerde rahatça dolaşabileceği, sonsuz liberal bir sistemin varolacağının vaaz edildiğinin bir döneme girildiğini görüyoruz. Oysa hayat öyle anlatılanlar gibi gelişmedi. Tam aksine çok da tersine giderek biriken, yekpareleşen, bu nedenle de giderek kendi içine kapanan, liberallikten ziyade tutuculaşan bir hal görüyoruz. Özellikle üretim, gelişim ve birey açısından" diye konuştu.
BİR IPHONE FİYATINA ERİŞMEK İÇİN 9.2 TON BUĞDAY
Zirvenin moderatörü Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Şükrü Andaç, katma değerin önemine değinerek, “Yıllardır bildiğimiz işleri yapıyoruz. Buğday, soğan, limon üretiyor ve bunları satmaya çalışıyoruz, dolar-euro getirmeye çalışıyoruz. Ama gelin görün ki bir iPhone'un Türkiye'de başlangıç fiyatı 10 bin 999 TL'ye satıldığı fiyata erişebilmek için 9.2 ton buğday satmak gerekiyor. Sadece bu örnek bile net bir ifadeyle katma değerin önemini gösteriyor. Türkiye'de İSO-500'deki en büyük şirketler10 yıl önce 320 milyar dolar değer üretiyordu, bugün 180 milyar dolar. Yüzde 40'lık yani 120 milyarlık dolarlık kaybımız var. ABD'li bir şirket Amazon 10 yıl önce 23 milyar dolar iken, bugün 233 milyar dolar. Yani bizim 500 şirketimizi alt etmiş" dedi.
KÜRESELLEŞME AZ SAYIDA
Yazar Ali Ağaoğlu, küreselleşmenin emek, sermaye, mal ve hizmet dünya üzerinde serbestçe dolaşacağı, genel refahı yukarıya çekeceği ve gelirin herkese yayılacağı yönündeki vaatleri hatırlatarak, AVM'lerden örnek verdi. Birçok ülkede AVM'leri gezdiğini belirten Ağaoğlu, AVM'ler içindeki işletmelerin yüzde 70'inin uluslararası markalardan oluştuğu, yüzde 30'unun yerel olduğunu kaydetti.
YASTIK ALTINDA 3 BİN 500 TON ALTIN
Yazar Zeynep Aktaş, 31 Aralık 2018 ile 4 Kasım 2019 verileri baz alındığında en fazla değer kazananın altın olduğunu ve yüzde 26'lık değer artışı yaşandığını söyledi. Aktaş, borsada yüzde 10, dolarda yüzde 7, euroda ise yüzde 5'lik değer artışı olduğunu söyledi. Aktaş, Türkiye'de son 16 yılda 252,2 ton altın üretildiğini, 2 bin 424 ton altın ithal edildiğine dikkat çekerek, “Türkiye'de yastık altında 3 bin 500 ton altın olduğu tahmin ediliyor. Bugünkü fiyatlara göre yaklaşık 145 milyar dolar, Türkiye'nin GSYH'nin yüzde 18'i. Bunun sisteme girmesini çok mümkün görmüyorum. Ağırlıklı düğünlerde takılması ve ziynet eşyası olarak görülmesi nedeniyle sistem dışında tutuluyor. Ev alınmadığı, yeni bir işyeri veya girişim olmadığı sürece de bu altınların bozulmadığını görüyoruz" dedi.