Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, video konferans yöntemiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine (TOBB) bağlı oda ve borsa başkanları ile görüştü.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, büyük bir küresel sorun haline gelen korona virüs salgınının doğanın, kırsalın ve köylerin önemini eskiye göre en az iki kat fazla hissettirdiğini söyledi. Sürdürülebilir üretim ve gıda arz-talep dengesi açısından küçük aile işletmelerinin varlığı ile lisanslı depoculuğun önemin ortaya çıktığını anlatan Bakan Pakdemirli, bugün toplumda tarıma karşı büyük bir ilginin oluştuğunu dile getirdi. Tarımın heves için yapılacak bir yatırım değil çok ciddiye alınması gereken bir alan olduğunu ifade eden Pakdemirli, bu nedenle çiftçileri desteklemek ve yanlarında olmak için bakanlık olarak seferber olduklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Mevsimsel etkiler ve planlı-programlı üretime olan eğilimden dolayı bu yıl tarımsal üretimiz en bereketli yıllardan birini yaşayacak. Son 18 yıllık dönemde tarıma 310 milyar lira destek sağladık. Tarımsal hasılamız 7,5 kat artışla 275 milyar liraya ulaştı. Tohumluk üretimimizi 8 kat, tohumluk ihracatımızı 10 kat artırdık. Büyükbaş hayvan varlığımızı yüzde 80 artırdık. Küçükbaş hayvan varlığımız yüzde 51 artırdık. Süt üretimimizi ise yüzde 173 artırdık.”

Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin tarımsal gayri safi milli hasılası açısından Hollanda, İspanya Fransa gibi tüm Avrupa ülkelerini geride bırakarak, 48 milyar dolarlık tarımsal hasılada ile Avrupa’da lider konuma geldiğini söyledi.

“2020 yılında 22 milyar liralık tarımsal destek sağlayacağız”

Tarımsal hasılanın yükselmesindeki en önemli etkenlerden birinin de tarımsal desteklemelerdeki artışlar olduğunu belirten Pakdemirli, “2018 yılında çiftçimize 14,5 milyar lira tarımsal destek veriyorken, 2019’da bu rakamı 16,1 milyar liraya, 2020 yılında ise desteklerimizi, toplamda yüzde 52 artışla 22 milyar liraya çıkardık. Bütçemizin de yüzde 55’ini çiftçimize, yani tarımsal desteklere ayırdık. Yani sözün kısası verdiğimiz destekler, yaptığımız yatırımlar ve açıkladığımız fiyatlarla dün çiftçimizin yanındaydık, bundan sonra da her zaman yanında olacağız” ifadelerini kullandı.

Bakan Pakdemirli, Türkiye’nin 12 binden fazla bitkiye ev sahipliği yapan nadir biyo çeşitliliğe sahip ülkelerden birisi olduğunu kaydetti.

“193 ülkeye, bin 827 çeşit tarım ve gıda maddesi ihraç ediyoruz”

Türkiye’nin 193 ülkeye bin 827 çeşit tarımsal ürün ihraç ettiğini ve 18 milyar dolarlık ihracat geliri elde ettiğini anlatan Pakdemirli, “Coğrafi bakımdan 4 saatlik bir uçuş mesafesi ile ise dünya nüfusunun yüzde 40’ına ve 1,9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgeye ulaşabilir konumdayız. Bu, ihracatımız için büyük bir avantajdır. Diğer taraftan, dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip Çin Halk Cumhuriyeti pazarının da süt ürünleri ihracatına kapılar açıldı. 54 işletmemiz bu ülkeye süt ve süt ürünleri ihracatı yapabilecekler” şeklinde konuştu.

Markalaşmanın önemli olduğunu söylen Pakdemirli, bunun için Türkiye’de coğrafi işaret tescili için potansiyel 2 bin 500 ürün bulunduğunu belirterek, coğrafi işaret tesciline sahip 488 ürün 383 tanesinin tarım ve gıdayla ilgili olduğunu, 512 ürünün de tescil başvurusu aşamasında olduğunu vurguladı.

“Dijital tarım pazarıyla üretici ve satıcıyı aynı platformda buluşturuyoruz”

Tüm alıcı ve satıcıları bir araya getirmek amacıyla tarımsal üretimde tarihi bir adım attıklarını ve sözleşmeli üretimin ilk basamağı olan Dijital Tarım Pazarı’nı devreye aldıklarını belirten Pakdemirli, “Bu platformda en başta bütün bitkisel ürünler var, ikinci fazında da hayvansal ürünler olacak ve hepsi için de sözleşmeli olarak üretim yapılabilecek. Bunun üreticiye faydasına gelince; sözleşmeli üretim yapan üreticimiz bir defa malını kaç liradan satacağını en baştan biliyor olacak. Ben inanıyorum ki inşallah DİTAP; kooperatifleşme ve sözleşmeli üretim adına ülkemiz için en büyük fırsat, en büyük kazanç, en büyük pazar olacaktır. Bankaların sisteme katılımı ile ilgili olarak ilk etapta bazı özel bankalarla tanışma ve tanıtım toplantıları gerçekleştirdik. Sistemin Faz-2 sonrası Türkiye Odalar Borsalar Birliğine devredeceğimiz için belli bir alım-satım hacmine kavuşması gerekiyor. Bu noktada DİTAP sisteminin belirlediğimiz hedefe ulaşmasında TOBB üyelerimizin de tarımsal ürün ticaretlerini bu sistem üzerinden yapmaları büyük önem arz etmekte. Sizlerin de bu konuda gereken hassasiyeti göstereceğinizden, hiç şüphem yok” diye konuştu.

“Hedefimiz, lisanslı depo kapasitesini 8-10 milyon tona çıkarmak”

TOBB ile birlikte önemsedikleri konulardan birinin de lisanslı depoculuk sistemi olduğunu dile getiren Pakdemirli, “Lisanslı depoculuk, bana göre kazancın ve güvencenin hazinesidir. Bu kapsamda bugün için depolanabilen ürünler; hububat, baklagiller, yağlı tohumlar, pamuk, fındık ve zeytin ürünleridir. Kuru kayısı, kuru üzüm ve Antep fıstığı ürünlerinin lisanslı depolarda depolanabilmesine yönelik çalışmalarımızda son aşamaya geldiğimizi de belirtmek isterim. Hali hazırda lisans alan 91 adet lisanslı depo işletmesinin toplam depolama kapasitesi yaklaşık 4,8 milyon ton. Hedefimiz inşallah 2023 yılında 140 lisanslı depo işletmesi ile lisanslı depo kapasitesini 8-10 milyon ton aralığına çıkarmak. İnşallah bunu da birlikte başaracağımıza inanıyorum” dedi.

Bakan Pakdemirli, dünyada yaşanan pandemi sürecinin tarımsal üretim ve gıda arzının önemini ortaya koyduğunu belirterek, sürdürülebilir ve teknolojik hamlelerle hayata geçirilecek tarımsal yatırımların ülkeye çok şey kazandıracağını sözlerine ekledi.