Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ”Tek taraflılığın gelecekteki dünyanın düzeni olamayacağını anlamalıyız. Ülkeler ancak ortaklarıyla birlikte güçlü durabilir. İnsanlık tarihi, afetlerden ekonomik krize kadar birçok olayı içeriyor“ dedi.

Ticaret Bakanı Pekcan, çevrim içi olarak Asya İş birliği Diyaloğu (AİD ) Üyesi Ülkeler Ticaret ve Sanayi Odaları Konferansı’na katıldı. Toplantıda Bakan Pekcan’ın yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayı ı ülkeden yetkililer yer aldı. Konferansta pandemi sürecini nasıl yönettiklerini anlatan Pekcan, Türk hükumeti olarak ulusal sağlık sistemini güçlendirmeye, iş ortamını canlı tutmaya, halka ve iş dünyasına salgının başlangıcından bu yana yeni koşullara hızla destek vermeye odaklandıklarını belirtti. Bakan Pekcan, ”Aralık 2020 itibarıyla Türkiye tüm zamanların en yüksek aylık ve çeyrek dönemlik ihracat rakamlarını kaydetti. Avrupa Birliği gibi büyük ihracat pazarlarımızdaki önemli ekonomik düşüşe rağmen son çeyrekte gerçekleşen artış bizim için toparlanma ve gelecek açısından çok önemliydi. Yakın gelecekte Türkiye küresel değer zincirlerinde daha da önemli bir rol oynamak için tüm çabalarını ortaya koyacak. Teknoloji ve inovasyon odaklı sektörlerde daha fazla yatırım peşinde olacağız. Küresel arz ve değer zincirleri açısından stratejik diyalog ve ortaklığa açığız” ifadelerini kullandı.

“AİD ülkeleri 2019 yılı itibarıyla dünya GSYİH’sının yüzde 37’si ve dünya ticaretinin yüzde 36’sını oluşturuyor”

Bakan Pekcan, Asya bölgesinin gelecek yıllarda küresel ticaret ve büyümenin ağırlık merkezi olmaya devam edeceğini ifade ederek, AİD ülkelerinin 2019 yılı itibarıyla Gayri Safi Yurt İçi Hasılası’nın (GSYİH) yüzde 37’si ve dünya ticaretinin yüzde 36’sını oluşturduğunu kaydetti. Pekcan, ”Türkiye’nin Asya ülkeleriyle ilişkileri son yıllarda önemli ölçüde derinliğe kavuştu. Türkiye’nin AİD ülkeleri ile olan ticaret hacmi 2020 yılında yaklaşık 100 milyar dolar olup, bu rakam Türkiye’nin toplam ticaret hacminin yüzde 26’sına karşılık geliyor. Ancak ekonomilerimizin potansiyelleri düşünüldüğünde bu seviyeleri yeterli görmüyoruz. Türkiye, ticaret ve yatırım açısından sağlam avantajlara sahip olmaya devam ediyor. Bunlar Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ilişkisi, Avrupa Birliği standartlarında üretim ile kalite altyapısı ve uygunluğu, batı yarımküreye coğrafi yakınlık, küresel değer zincirlerine dahil edilmesi, gelişmiş altyapı ve yetenekli ve genç bir insan sermayesidir. Özellikle Asya ülkeleri ile olan ilişkilerimizle ilgili olarak bunların bizim için güçlü varlıklar olduğuna inanıyoruz. Bu değerleri diğer Asya ülkeleri ile ortak olarak her iki taraf için de faydalı ve karlı bir temelde kullanmaya hazırız” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturduğunu vurgulayan Bakan Pekcan, ”Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturan Türkiye, diğer Asya ülkeleriyle ortak projeler bağlamında teorik ayrıcalıklarını ekonomik faydalara dönüştürmeye her zaman hazır. Kemer ve Yol Girişimi kapsamında Asya ülkeleri ile ticaret diyaloğunu yoğunlaştırmak için şu anda Modern İpek Yolu olarak da adlandırılan Orta Koridor’un yeniden canlandırılmasına katkıda bulunuyoruz. Son dönemde Türkiye’den Çin’e ihracat yapan ilk blok tren, toplamda 8 bin 700 kilometre yol katederek güzergahını iki haftada tamamladı. Yakın gelecekte Türkiye dışındaki stratejik noktalarda yatırımcılarımız için lojistik merkezleri kurmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Asya pazarları için büyük fırsatlar ve geniş olanaklar sağlıyor”

Küresel tedarik ve dağıtım kanallarına erişimi kolaylaştırmayı hedeflediklerini belirten Pekcan, ”Son zamanlarda Türkiye’de Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölgeler Modeli’ni başlattık. Bu yeni Serbest Bölgeler ile özellikle Asya sermayesi ile teknoloji yoğun yatırımları teşvik etmeyi hedefliyoruz. Yurt içinde daha fazla katma değer oluşturarak gelişmiş ülkelere ihracatı artırmayı hedefliyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri, e-ticaret, sivil havacılık, lojistik, gemi inşası, turizm, eğitim, film ve TV dizileri üretimi gibi birçok hizmet sektöründe de yüksek bir ticaret potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Pek çok Asya ülkesini stratejik ortaklar olarak görmeye devam edeceğiz. Özel sektörün ortak yatırım ve ticari iş birliğinin derinleştirilmesinin daha katma değerli ve teknoloji ile üretim yapma hedeflerimize katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ticaret ve yatırımların yanı sıra, Asya ülkeleri ile iş birliğinin bir diğer önemli potansiyel alanı da müteahhitlik sektörü. Türk müteahhitlik sektörünün deneyimi, nüfusu hızla artan ve orta sınıfı genişleyen Asya pazarları için büyük fırsatlar ve geniş olanaklar sağlıyor. Karşılıklı projeler gerçekleştirme imkanının yanı sıra, üçüncü ülkelerde başarılı bir iş birliği gerçekleştirmek için yüksek bir potansiyel görüyorum” dedi.

Türkiye’de geçen yıl açıklanan ‘Yeniden Asya Girişimi’nden bahsetmek istediğini ve bu girişimin Asya ülkeleri ile ilişkileri geliştirmeye verdikleri önceliği gözler önüne serdiğini vurgulayan Pekcan, ”Bu girişim, siyasi, kültürel, eğitimsel, bilimsel ve ekonomik iş birliği de dahil olmak üzere çok çeşitli sütunlar üzerine kuruldu. Bu şekilde bir kazan-kazan yaklaşımı ile Asya ülkeleri ile ilişkilerimizi yeniden şekillendirebileceğiz ve geliştirebileceğiz. Ekonomik açıdan Asya ülkeleri ile bağlantımızı artırmak için çeşitli eylemler planlıyoruz. Şu anda 6 AİD ülkesiyle tercihli ticaret rejimlerimiz bulunuyor. Bazı AİD ülkeleri ile tercihli ticaret düzenlemeleri yönünde görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) Anlaşması gibi bölgesel entegrasyon çabalarını yakından takip ediyoruz” diye konuştu.

“Tek taraflılığın gelecekteki dünyanın düzeni olamayacağını anlamalıyız”

Asya İş Birliği Diyalog mekanizmasının birçok alandaki iş birlikleri için öneminin altını çizen Bakan Pekcan, ”2002 yılında 18 Asya ülkesi arasında başlatılan ADC, bugün 35 üyesi ile Asya Bölgesi’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlayan takdir edilen bir kurumsal statüye sahip. Pandemi felaketi, küresel sorunların üstesinden gelmek için ülkeler arasında iş birliğinin ne kadar zorunlu olduğunu bize kanıtladı. Bazı ürünlere erişimin zorlaştığına, bazı ülkelerin de sadece kendi çıkarlarını gözettiğine şahit olduk. Tek taraflılığın gelecekteki dünyanın düzeni olamayacağını anlamalıyız. Ülkeler ancak ortaklarıyla birlikte güçlü durabilir. İnsanlık tarihi, afetlerden ekonomik krize kadar birçok olayı içeriyor. Bundan sonra ne olacağını tahmin edemeyiz. Bu anlamda beklenmedik şoklar durumunda diyalog kanallarımızı açık tutmalı ve birbirimizi destekleyecek uygun iş birliği çerçevelerini hazırlamalıyız. Asya İş Birliği Diyaloğu’na Asya ülkelerini iş birliğini artırmak için bir araya getiren kapsamlı bir platform olarak büyük önem veriyoruz. Mevcut AİD dönemi başkanı olarak Türkiye, ortak hedeflerimizi desteklemek için mümkün olan her şekilde katkıda bulunmaya ve liderlik etmeye hazırdır” şeklinde konuştu.