Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, küreselleşen dünyada Türk çayını dünya markası yapabilmek için, yasal altyapısı olan bir sisteme ihtiyaç olduğunu söyledi.
Rize Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Erdoğan, çay sektörü ile ilgili yaptığı değerlendirmede, yaklaşan sezonun rekolte ve ürün kalitesi açısından umut verici olduğunu belirterek “Hava şartlarının olumsuzluğu gibi söylemler bizim ürettiğimiz bahaneler. Hava şartları ve ürünün olgunlaşması ne şekilde gelişiyorsa bizde kedimizi ona göre ayarlamalıyız. Şuan ki gözlemlerimize göre bu yıl ürün geçtiğimiz yıl elde edilen miktardan beki biraz fazla veya eşit oranda olacaktır. Kalite açısından da yaş çayımız kaliteli bir görüntü veriyor" dedi.
Erdoğan, küreselleşen dünyada Türk çay sektörünün hedeflerine ulaşabilmesi için büyüyerek amaçlanan kalite seviyesine ulaşması gerektiğini ifade ederek “Tarladan başlayıp çayı bardağa kadar taşıyanlar tüm sektör olarak bir çalışma yapmamız gerekiyor. Yapacağımız çalışma ile kalitemizi yüksek tutmayı başarmalıyız. Gerek bahçede, gerek toplanan ürünün fabrikalara taşınmasında, üretimde çok kaliteli bir ürün ortaya koymamız lazım. Dünya her geçen gün biraz daha küçülüyor. Çay üretici bölgeler arasında ilk sıralarda yer alan Sri Lanka artık bize çok yakın. Dünya çay pazarları artık bize çok yakın. Dünya çay sektöründeki hedeflerimize ulaşabilmek için amaçladığımız kalite seviyesini yakalamak zorundayız” diye konuştu.
AVRUPA BİRLİĞİ İLE GÜMRÜKLERİN KALKMASI AVANTAJ OLACAK
Erdoğan, ileriki yıllarda Avrupa Birliği ülkeleri ile olan gümrüklerin tamamen kalkmasının Türk çay sektörü için önemli bir avantaj oluşturabileceğine vurgu yaparak, “Çay sektörümüzün hacmi büyüyor. Gerek üretim olarak gerek Pazar olarak gerek emtia olarak. Bunu ileriye dönük koruyacak hazırlıklarımızı yapmamız lazım. Devlet mekanizmalarının hazırlıklarını yapması lazım. Bu bölgedeki insanların gerekli hazırlıklarını yapması lazım. Bunu yaparken bir çay kanununun oluşturulması muhakkak gerekli. Hem üreticiyi koruyacak, hem sanayiciyi koruyacak, ürün kalitesini belli bir standartta tutacak bir çay kanunu, çay yasası veya benzer bir sistemin oluşturulması lazım. Buna hep birlikte sahip çıkmamız lazım. Gümrükler tamamen kalktığında Avrupa Birliği ülkeleri arasında tek çay üreten ülke olacağız. Ürünümüzü çok iyi bir noktaya taşıma fırsatı olacaktır. O nedenle şimdiden o standartları görüp tarladan bardağa kadar kalite standartlarını oluşturacak sistemi kurmamız gerekmektedir” şeklinde konuştu.
ÇAY SEKTÖRÜNDE İŞLEM HACMİ İKİ KAT ARTTI
Erdoğan, Türk çay sektöründe özel sektör işletmelerinin faaliyete başladığı 1984 yılından bu yana işlem hacminin iki kat arttığını açıklayarak “7-8 yıl önce sektörde 200’ün üzerinde çay markası vardı. Kuru çayın fiyatı 1 TL’den 10 TL’ye kadar değişiyordu. Dünyada da olduğu gibi Türkiye’de öne çıkan 8 kadar marka oluştu. Bu markaların pazara ulaşma ve kalite seviyesi gibi bir çok sorunları çözüldü. ÇAYKUR’un marka değeri daha da arttı. Özel sektör 1984 yılında faaliyetlere başlamıştı. O dönemler Türkiye’de 650 bin ton yaş çay üretiliyordu. Bugün ise 1 milyon 250 bin ton civarında yaş çay üretiliyor. 110 bin ton kuru çay üretiliyordu. Bugün 240 bin ton civarında kuru çay üretiliyor. Bu Türk çay sektörünün belli bir seviyeye geldiğini gösteriyor. Şimdi bunu daha ileriye götürmek için çalışmalıyız. Dünya küçülüyor. 10-20 yıl içerisinde çayımızı dünya markası yapmak için sistemler geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.