Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, ekonominin en durgun olduğu içinde bulunduğumuz dönemde bile dünyanın çok kısa sürelerde kendisinde revizyon yaptığına ve ekonomik hareketlerini ona göre belirlediğine dikkat çekerek, “Türkiye’nin ana gündemi de seçim değil, ekonomi olmalı” dedi.
MTSO Başkanı Aşut, iş dünyasının 7 Haziran seçimleri sonrasında oluşacak yeni hükümetten gerek Mersin gerek Türkiye ekonomisi adına beklentilerini İHA muhabirine anlattı. En durgun dönemin yaşandığı bu günlerde dahi dünya ekonomisi çok aktif olmasına karşın, Türkiye’de aylardır seçim konuşulmasını eleştiren Aşut, ekonominin alt sıralara düşmesinden yakındı. Türkiye’nin ana gündeminin seçim değil, ekonomi olması gerektiğinin altını çizen Aşut, “Türkiye’nin ana gündemi seçim olmamalı. Artık seçimin 2.-3. planda olması gerekiyor. Çünkü dünya çok kısa sürede, günlerle değerlendirilerek kendisinde revizyon yapıyor ve ekonomik hareketlerini ona göre planlıyor. Şu anda ekonominin dünyada en durgun olduğu dönemde bunu yapıyor. Dünya ekonomisinin bu kadar aktif hareket ettiği bir dönemde, biz aylardır siyaset ve seçim konuşuyoruz. Şu anda ekonomi 3.-4. sıralara düştü” diye konuştu.
“GÜMRÜK BİRLİĞİ MUTABAKATI VE TTIP İLE İLGİLİ KONULARI HEPİMİZ ATLADIK”
Dünyadaki ekonomik gelişmeleri Türkiye’nin doğru koklaması gerektiğini vurgulayan Aşut, iş dünyasının, Gümrük Birliği Mutabakat Zaptı ile Avrupa Birliği (AB) ve ABD arasındaki serbest ticaret anlaşması olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması’na (TTIP) ilişkin net ve somut sonuçlar beklediğini söyledi. Aşut, “Gümrük Birliği revizyonu kapsamında mutabakatla ilgili konuları hepimiz atladık. Biz bunu birkaç kez söyledik ama maalesef o konuların tamamını atladık. Atlayınca şu anda AB’de Gümrük Birliği’nde ne oldu, anlaşmanın bugün, yarın imzalanmış olması lazımdı, orada bir şey yapılmadı. TTIP’teki durumumuzla ilgili netleşen bir şey yok. Siyasilerden, seçim sürecinde TTIP ve Gümrük Birliği mutabakat zaptıyla ilgili ‘biz şunları şunları yapmalıyız’ ya da ‘bu hükümet bunları bunları eksik yaptı, biz bunu yapacağız’ diye somut açıklamalar beklerdim” ifadelerini kullandı.
“EKONOMİK VE YAPISAL SORUNLARDA ÇOK SERİ KARARLAR ALINIP YÜRÜRLÜĞE KONMALI”
Bu çerçevede önceliğin ekonomi olması gerektiğinin altını çizen Aşut, seçim sonrası için de komşu ülkelerle ilgili iş dünyasının beklentilerine ilişkin şunları söyledi: “Şu anda çevremiz zaten bir ateş çemberi. Bu ateş çemberinin bir an önce ortadan kalkması lazım. Bu ateş çemberine bizim de körükle yaklaşmamamız, biraz bu alanlardan uzak durmamız lazım. Ama göstermelik değil, gerçekten uzak durmalıyız. Çevremizdeki ülkelerle mutabakatı ancak iş dünyası gerçekleştirebilir. İş dünyası bunları gerçekleştirebilirse o zaman belli sonuçlara gitmiş olacağız.”
Seçim sonrası oluşacak yeni hükümetten beklentilerini de sıralayan Aşut, iş dünyasının acil olarak ekonomik ve yapısal sorunların çözülmesini istediğini belirterek, “Yeni dönemde yeni hükümetten, acil olarak ekonomik ve yapısal sorunların ortadan kaldırılacağı çok seri kararlar alınıp yürürlüğe konulmasını istiyorum. Bu konuda ne yapılabilir, onu ortaya koymalıyız. Son hükümet sürecinde de çok önemli konuları gerçekleştirdi. Mesela, KKDF’nin (Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu) ortadan kaldırılması çok farklı bir şey. İran ile yapılan Tercihli Ticaret Anlaşması’nda ortaya çıkan ürün gamının mutlaka toplumla paylaşılması lazımdı. Şu anda hükümet eden ekonomi yönetiminin toplumla paylaşılması, bizim seri bir şekilde hareket etmemiz lazımdı” şeklinde konuştu.
“SİYASİLER PODYUMLARDA İSTEDİKLERİ KADAR BOY GÖSTERSİN AMA BİZİM EV ÖDEVİMİZİ YAPMAMIZ LAZIMDI”
Siyasilerin podyumlarda boy gösterdiğini, ancak iş dünyasının beklentileriyle ilgili somut bir durum ortaya konmadığını dile getiren Aşut, iş dünyasının, ‘dedim ki, yaptı ki, etti ki, kaynağı nedir’ laflarıyla mücadele ettiğini söyledi. Aşut, “Siyasiler podyumlarda boy göstersin, istedikleri kadar konuşsun ama bizim ev ödevlerimizi yapmamız lazımdı. Bizim şu anda İran’ın içinde olmamız lazımdı. MTSO olarak bu ay sonunda İran’da Tarım Fuarı’na gidiyoruz. Ama Tercihli Ticaret Anlaşması’nda şu anda İran’ın tarım ürünleriyle ilgili tamamen korumacılık var. Bununla ilgili ne yapabiliriz, nasıl çözebiliriz, onu araştıracağız. Sektörün temsilcileri ve karşı tarafta buluşturacağımız ikili ticaret görüşmelerini yapabileceğimiz bir yapıyı karşı tarafta kurduk. İnşallah oradan bir sonuç çıkaracağız. Tabi bizim seri hareket etmemiz lazım ama maalesef çok uzun süredir, ‘dedim ki, yaptı ki, etti ki, kaynağı nedir’ laflarıyla mücadele ediyoruz. Bizim önümüze bakmamız lazım” dedi.