İstanbul, 13 Şubat () - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı, sigortalama sürecinde hasara karşı önlemler önermek gerektiğini vurguladı ve "önemli olanın hasarı ödemek değil, önlemek" olduğunu vurguladı.
Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) düzenlediği ve bir gün süren “Sigorta ve Emeklilik Sektörü Strateji Belirleme Çalıştayı”nda sektör bütün yönleriyle ele alındı.
Çalıştay kapsamında düzenlenen “Dağıtım Kanalları Durum Değerlendirmesi, Sektörün Gelişimine İlişkin Çözüm Önerileri, Reel Sektör Beklentileri” panelinin moderatörlüğünü, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Genç yaptı. Panelde SAİK Başkanı Levent Korkut, Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği Başkan Ateş Çeber, TOBB Daire Başkanı Ozan Acar, İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı ve Kefalet Sigortaları Yurtdısı Uygulamaları Uzmanı Meltem Bebekoğlu sektöre ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Sigortacı ve sigortalı arasında kazan – kazan ilişkisi kurulmasının önemine dikkat çeken Özhamaratlı, önemli olanın hasarı ödemek değil, önlemek olduğunu vurgulayarak sigortalama sürecinde olası hasara karşı önlemler önermek ve primi buna göre ayarlamak gerektiğini söyledi ve ekledi:
“Kiralama sırasında verilen depozito da kira sigortası olarak sisteme kazandırılabilir. Mülk sahiplerinin depozitoyu zarfla almaması ve ödemenin sigorta şirketlerine yapılması sağlanabilir; İngiltere’de bu sistem var.”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatoş Karahasan, “Kuşak Değişiminin İş Modellerimize Etkileri” başlıklı konuşmasında gençlerin alışkanlık ve beklentilerini dikkate almanın sigorta sektörünün gelişimindeki önemini vurguladı.
Gençlerin ekonomi ve finansal sistemlerle ilgisine ilişkin verileri paylaşan Karahasan, “Gençlerin yüzde 87’sinin düzenli para biriktirme alışkanlığı bulunmuyor. Birikim yapanların ise sadece yüzde 7’sinin bireysel emeklilik vb. bir birikim hesabı var. Yüzde 84’ü para ve finansal konularda bilgi sahibi olmadığını söylüyor; yüzde 55’i bireysel emeklilik kavramını bilmiyor” dedi.

"Ancak, likidite daralması ve sermaye yeterlilik oranlarındaki artışla birlikte kefalet sigortası büyüme ivmesini sürdürecek. Bu büyüme bankacılık sektörünü de geliştirecek. Bankaların gayri nakdi kredi için ayırması gereken bir karşılık var. Firmalar gayri nakdi kredi yerine kefalet sigortası tercih ederse bankalar daha kârlı olan nakdi kredilere ağırlık verebilecek. BDDK verilerine göre Türkiye’de Eylül 2018 itibariyle 889 milyar liralık bir gayri nakdi kredi büyüklüğü var. Ayrıca 800 milyar lralık potansiyele sahip bina tamamlama sigortasını da hesaba katınca kefalet sigortalarının Türkiye’deki büyüme fırsatının çok yüksek olduğunu görüyoruz." (Fotoğraflı)