En doğruyu, gerçeği, hakkı, hakikati sadece Yüce Allah cc. Ve peygamberleri söyler. Bizler, âlemleri hiç yoktan yaratan, yaşatan, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın sözlerine, ayetlerine çok önem verip; öğrenip, dinlemeliyiz ve yaşamalıyız. Allah’ın emirleri ile hareket edip, peygamberleri gibi yaşamalıyız. Allah’ın emirlerini tutup, yasakladıklarından sakınmalıyız. İyiliği yayıp, kötülükleri engellemeliyiz. Bütün bunları azim, gayret, kararlılıkla, tutarlılıkla, büyük mücadelelerle, birey ve ekip halinde; hakka, hukuka uygun yapmalıyız.

Dini, insani görev, ödev, yükümlülük, sorumluluklarımızı bilip, yapmamız için örgün ve yaygın öğretim almış olmalıyız. Cahil cühela takımının hayır, iyilik, yarar adına; faydadan çok zararları olur.

Bunun içindir ki, Allah’ın, insana ilk emri; “Rabbinin adıyla oku!” olmuştur.

Yüce Rabbimiz buyuruyor: “ Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Sadece Rabbinin büyüklüğüne dile getir.”

Mekke’de ilk inen ayetlerden biriside budur. Peygamberimize hitaben bütün insanlara bu ileti gönderilmiştir. İnsanın sorumluluk almasını, harekete geçmesini, tevhit inancını yaymasını Allah cc. bizlerden istemektedir. Tebliğ etmesini; hakkı, hakikati öğretmesini, insanları eğitmesini Yüce Allah’ımız bizlerden istemektedir.

Allah cc. başka bir ayetinde şöyle demektedir: “ Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüklerden alıkoyan bir topluluk bulunsun.”

Allah’ımız başka bir ayetinde de: “ Rabbinin yoluna hikmetle- bilgiyle, güzel öğütle davet et- çağır ve onlarla en güzel yöntemle mücadele et.” Buyuruyor.

Allah’ımız başka bir ayetinde; “ Ey iman edenler! Niçin yapamayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında çok çirkin bir davranıştır.”

Allah’ımız ayetinde buyuruyor: “ Allah’a çağıran, Salih amel işleyen ve kuşkusuz ben Müslümanlardanım, diyenden, daha güzel sözlü kim olabilir?”

Peygamberimiz buyuruyor: “ Kolaylaştırın, zorlaştırmayın. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”

İslam dinini anlatma, açıklama, söyleme, yazma, öğretme, eğitme işlevinde peygamberimizi örnek almalıyız. Bilgi ile bilinçle davranmalıyız. Dini ve bilimsel pozitif ilmi ortak, eş zamanlı kullanmalıyız. Bireyi, aileyi, toplumu, toplumları tanımadan, tebliğ yapmamalıyız. Her işimiz, görevimiz, çalışmamız; aklı, zekâyı, bilimi, dini iyi değerlendirerek, yapmalı. Asla kaba- saba, öküzleşme, potoslama, rastgele, kırıcı hiçbir iş yapmamalıyız. Her işimiz planla, programla, tasarımla, projelerle, en verimli, toplam kaliteli şekilde mutlaka ama muhakkak olmalıdır.

Müslüman dediğin, âlemlerin Rabbi Yüce Allah’ın emirlerini yapmaya, O’nun beğendiği gibi yaşamaya, çalışmaya, ibadet etmeye çalışmalıdır. İbadetleri Allah’ının emrettiği, peygamberimizin yaptığı gibi yapmalı. İslam ilimleri içinde hareket etmeli. Öyle akla gelen şekilde; sapıkça, hurafece, bidatçe, akılsızca ibadet edilmesinde hiçbir sevap, ecir yoktur.

Müslümanlık, laf ile boş söz ile yaygara ile palavra ile yalan ve yanlışlar ile olmamaktadır. Dinde samimiyet; söz, yazı, davranışta İslam olmalı ki, Müslüman olunsun. Müslüman, arkadaş, kardeş, dost, can insan olmalıdır. Darda yardıma koşan, zorda yanında olan, kavgada sahip çıkan, çıkar- menfaat gütmeyen olmalı. Yoksulun elinden tutmalı. Tembel ve miskini kaldırıp, işe göndermeli. Dilenmeye değil çalışmaya yönlendirmeli. Cahilliğe değil; ilme, mesleğe götürüp, kazanım elde ettirmeli. Dua etmeli. Fakire yardım etmeli. Yetime sahip çıkmalı. Kesinlikle hak ve hukukuna zarar vermemeli. Bir yoksul çocuğu gördün mü, onun gereksinimlerini karşılamalı. Dara genişlik olmalı. Zora kolaylık olmalı. İhtiyacı olanları bireysel ve kurumsal kollayıp, gözetmeli.

Kendi zorluklarını kendin aşmasını becermeli. Bilemiyorsan; eğitim ve öğretim almalı. Huzur ve mutluk edinmek için her ne gerekiyorsa, öğrenip, eksiksiz yerine getirmeli. Çok akıllı, zeki, çalışkan, takdir gören, dikkat eden, özenen, uyaran, dağları yırtıp, aşan olmalı. Değersiz, bozuk olmamalı. Sapık felsefe, ideoloji, sapkın ve şaşkın kişilerle dostluk yapmamalı. Her zorluğu aşmak için planlı, programlı, projeli, ekip halinde çalışan olmalı. Sapıklığı terk etmeli. Sapkınlıktan firar etmeli. Sırları açığa vurmamalı. Hainleri dost edinmemeli. Meziyetleri ortalığa dökmemeli. Tükenmemek için biriktirmeli. Önce olgun insan olmalı. Sonrasında İslam dinine erişip, arşa yükselmeli. Alçak, çukur, nankör, bozuk, bozguncu, yıkıcı asla olmamalı.

Ülkem, doğru- dürüst çalışanlar sayesinde kalkınmasını hamleler ile gerçekleştirmektedir. Türkiye’m, enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Doğalgazda %99 dışa bağımlıdır. Fosil ham petrol akaryakıtta da %98 oranında dışa bağımlı ülkedir. 1970 yılı başlarından beri doğalgaz ve ham petrol arama çalışmalarını yabancı şirketlere yaptırıyoruz! Buldu, dedikten sonra; verimli, yeterli oranda petrol rezervi yok, diye, kuyular betonlarla kapatılmıştır! “Ülkemiz, yabancı ülkelerden aldığı petrole, enerjiye yılda 60 milyar dolar para vermektedir. 2019 yılında ham Petrolun varil fiyatı 75 dolardan, 19 dolara düştüğü için 41 milyar dolar, ham petrole para ödedik.  Bir Amerikan doları bugün 7,3 Türk Lirasıdır. Çok para enerjiye gitmektedir. Ülkemizin kıta sahanlığı içinde, tartışmalı saha olmasına rağmen 480 bin kilometre kare mavi vatanda, doğalgaz ve petrol arama çalışmalarımız beş tane sismik araştırma gemimiz ile yapılmaktadır. Gemileri bizim, teknik elemanlar bizimdir.

22 Ağustos 2020 günü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak, Ereğli’nin 175 km. açığında, deniz yüzeyinden 3,500 metre derinlikte, 320 milyar metre küp doğalgaz rezervi tespit ettik. Çevresinde de tespit edildiği, daha sonra kesin bilgi edindikten sonra açıklama yapılacağı bildirildi. 2023 yılında bunun işlenmeye başlanacağı bildirildi.

Akdeniz’de tartışmalı sahada, ülkemiz sınırından 350 km. güneyde de deniz altı petrol ve doğalgaz aramalarımız; savaş uçakları, helikopterler, savaş gemileri korumasında devam etmektedir. 27 ağustos 2020 günü aramalara ara verilecek.

Ülkemiz, 60 milyar dolar enerji yabancı ülkelerden satın almamız yüzünden; dolar değerlenmekte, enflasyon artmakta, ticari açık vermekteyiz. Oysa bizler780 bin kilometre kare topraklarımızdan, ülkemizden 2019 yılında 16 milyar dolarlık tarım ürünü sattık. 11 milyar dolarlıkta tarım ürünü satın aldık. Yanı tarım ürünlerinden sadece 5 milyar dolar ihracattan kazanmaktayız. 60 milyar doların böylece ne kadar büyük bir para olduğunu düşünelim. Kendimize yetesiye hatta satacak kadar enerji mutlaka ama muhakkak üretmeliyiz. Her konuda ve alanda kendimize mutlaka yetmeliyiz.

Türkiye’mizde 81 İl vardır. Bunun 30 tanesi Büyük İl statüsündedir. Ülkemizde T.C. Vatandaşlarının sayısı 83 milyondur. 60 milyonu, 600 yerleşkesi doğalgazdan yararlanmaktadır. Yılda 50 milyar metreküp kadar doğalgaz kullanıyoruz. Rusya, Azerbaycan ve İran’dan doğalgaz alıyoruz.

Akdeniz’de tartışmanın nedeni; Yunanistan, adalarda 12 mil kıta sahanlığı istiyor. Meis adası 10 kilometre karedir. Bu adada 150 kişi yaşıyor. Bu adaya da 40 bin kilometre kare kıta sahanlığı, deniz yetki alanı istiyor. Diğer adalarında da 12 mil kıta sahanlığı istemektedir. O zaman ülkemizin ana karasında yer bulmaktadır. Şu anda ülkemiz ve Yunanistan’ın kıta sahanlığı 6 mil olup, bundan üstünü 1995 yılı TBMM kararı ile savaş nedeni kabul etmektedir. Ülkemiz yeni aldığı karar ile Akdeniz de adil paylaşım yaptı. “Navtex ilan etti. Deniz yetki alanı belirledi. Bu uluslararası anlaşmalara uygundur.”

Bugün Akdeniz de belirlediğimiz deniz yetki alanında, egemenlik alanımızda, Yunanistan, Fransa, Birleşik Arap Emirliği ortak askeri tatbikatı bize karşı yapacak. Bizde aynı eş zamanda askeri tatbikat yapacağız. Hayırlısı Allah’tan. Ülkem haklıdır. Haklılığını sonuna kadar destekliyorum.

İyi bir Müslüman, hayatı maddi ve manevi olarak güzelleştirir. İnsani en iyi tanıyan, insani yaratan, yaşatandır. Yaratan ve yaşatanın öğretileri ile insani iyileştirip, güzelleştirmeli. Maneviyatı güzelleştirilerek, psikolojisi iyileştirilmeli.

Hazreti Ali diyor ki: “Çocuğun kalbi ekilmemiş bir tarla gibidir. Ne ekersen, o filizlenir.”

İnsani, bebek iken, cenin iken, çocuk iken iyi yetiştirmeye başlamalı. Kendi kaderini, kendi sağlıklı ve sağlam iradesi ile oluşturacak duruma getirmeli. Aklını, zekâsını, bilgisini doğru kullanma öğretilmeli. Vatan, millet, devlet, bayrak, bağımsızlık, özgürlük, hak, hukuk, adalet, insanlık, hakkaniyet, hayâ, edep, güzel ahlak düşmanı olmamalı. Vatan düşmanları ile işbirliği yaparak, alçak kahpe olmamalı. Ormanları yakarak, aşağılık olmamalı. Kurallara uymayarak, sonunu hazırlamamalı.

Bugünlerde ormanları yakıyorlar! Öte yandan da canlı olan doğa intikamını sel, heyelan, afet, deprem, yıldırım olarak almaktadır! Bu dünya, “etme- bulma” dünyasıdır. “Eden- bulur,” dünyasıdır. “Kimsenin yaptığı kötülük yanında kâr olarak kalmayan dünyadır.” Bugünlerde Doğu Karadeniz de seller, afetler olurken, diğer bölgelerde acımasızca ormanlar kasten yakılmaktadır. Ormanları yakmalar, %90 oranında insan eli ile kasten gerçekleştirilmektedir! Doğa- tabiatta dünyanın ve ülkemizin her yerinde intikamını almaktadır!  “Seller de %90 oranında çarpık kentleşmeden kaynaklanmaktadır.” Dere içinde binalar yapılmış. Dereler, bilimsel iyileştirilmemiş. Köprüler yüksek yapılmamış. Selde ağaçlar, taşlar, molozlar, gelen arabalar, köprü altını kapatmaktadır. Seli, şehrin içine vermektedir. “Ormanlar içine yangını önleyici yollar yapılmamış. Yanmayan ağaçlar dikilmemiş. Hala ülkemizin pek çok coğrafi bölgesinde izin ve ruhsat almadan bina yapılabilmektedir! Ormanlarda mangal keyfi yapılarak, milyonlarca dekar orman yaktırılmaktadır! Öte yandan da bir çürük ağaç kesildi diye ceza verilmektedir. Ben orman yakan 10 kişinin ceza aldığını duymadım. “Sorsan, orman yakmanın cezası; sürekli mahpusta kalmaktır.” “Hiçbir konuda yasama, yürütme, yargı hakkaniyetle dosdoğru işini, görevini yapmamaktadır.”  Bu durumda insanlık dışına çıkanları cesaretlendirmektedir.

Herkes, kamu görevlileri özellikle görevlerini hakkaniyetle yapmalıdır. Vatan, millet, devlet, din- iman için her gereken en eksiksiz yapılmalıdır. Kul hakkı korunmalı. Zalimlerin boynuzları mutlaka kırılmalı. Herkes suçunun cezasını mutlaka çekmelidir. Önce doğru- dürüst eğitim ve öğretim yapılmalı. Sonrasında yargı hakkaniyetle görevini yapmalıdır. Huzur, mutluluk, refah, adalet, eşitlik mutlaka sağlanmalıdır. İnsanların mal, mülk, can, nesil, akıl, nesil sağlığı korunmalıdır.