"BİRİLERİ OSMANLI TOKADININ NE OLDUĞUNU SORUYORMUŞ" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Birileri Osmanlı tokadının ne olduğunu soruyormuş bu soruyu soranların tarihçilerimize itibar etmezler de en azından batılı tarihçilerin yazdıkları Osmanlı tarihi ile ilgili kitapları okusunlar. Daha da merak ediyorlarsa buyursunlar Afrin'e gelsinler. Bu tokadın hak edenden başka kimseye atılmadığını da sorup soruşturup öğrensinler. Bu aziz milletin geçmişinde ne sömürge lekesi, ne de soykırım ayıbı vardır" dedi. "BU HAREKÂTTAN SONRA ÜLKEMİZİN İÇİNDEKİ DEAŞ KAYNAKLI SALDIRILAR DA ÂDETE ORTADAN KALKTI" Erdoğan, "Türkiye askeri operasyonları daima en son ihtimal olarak görmüştür. Yıllarca Suriye'deki terör örgütlerinden ülkemize yönelen tehditlerin önlenmesini bekledik. Baktık ki, bu tehditler azalacağı yerde artıyor ve sınırlarımızı aşıp topraklarımızda bize zarar veriyordu. Artık harekete geçmekten başka çare görmedik, göremedik. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra teröristlerden arındırdığımız bölge hem bizim hem oranın asli sahipleri için huzur ve güven ikliminin hakim olduğu yer haline geldi. Bu Harekâttan sonra ülkemizin içindeki DEAŞ kaynaklı saldırılar da âdete ortadan kalktı. Afrin'de de aynısı olacaktır. İdlib'de de Münbiç'te de aynısı olacaktır. Sınırlarımız boyunca her yerde aynısı olacaktır. Bölgenin tamamındaki mücadelemiz sürecektir. Ülkemizin varlığından sadece terör örgütleri ve onları destekleyen güçler hoşnutsuzdur. Bölge halkının ülkemiz ile ilgili en ufak bir sıkıntısı, sorunu, tepkisi söz konusu değildir" diye konuştu. "BUNLAR İŞTE SİZİN ASKERLERİNİZ, SİZİN BAYRAĞINIZ. HALA YOK DİYORSUNUZ. SİZİN TANKLARINIZ, SİZİN TOPLARINIZ" Erdoğan, "Sahadaki varlığımızı etkin bir şekilde sürdürürken diplomasinin imkanlarını da asla ihmal etmiyoruz. Geçmişte ülkemize ne kadar yalan söylenmiş, verilen sözler ne kadar tutulmamış olsa da muhataplarımız ile diyaloğu hiçbir zaman kesmemeye özen gösterdik. Bize 'terör örgütlerine silah vermiyoruz' dedikleri anda bile silah teslimatlarının yapıldığını belgelediğimiz halde büyük bir pişkinlikle iddialarını sürdürdüklerini görmekten elbette üzüntü duyuyoruz. Biz bütün video kayıtlarıyla beraber bu tespitlerimizi kendilerine tek tek gösterdik. Bunlar kimin askeri? Bunlar batıdan geldi. Bunlar Suriyeli değil. Bizim askerimiz değil. Bunlar işte sizin askerleriniz, sizin bayrağınız. Hala yok diyorsunuz. Sizin tanklarınız, sizin toplarınız. Bunlar buraya havadan zembille inmedi" diye konuştu. "AYNI İŞLERİ YAPTIKLARINI GÖRMEKTEN DOLAYI ÜZÜNTÜNÜN ÖTESİNDE ÖFKELİYİZ" Erdoğan, "Buraya 5 bin TIR'la taşındı, 2 bin kargo uçakla geldi. Bunlar kime karşı kullanılıyor? Önemli olan bu. Biz bunları görüyoruz onun için de madem ki stratejik ortağız sizi de uyarıyoruz. Tespit edip yüzlerine vurduğumuz yanlışları karşısında bize; 'üç beş gün içinde çözeceğiz' dedikleri halde hala aynı işleri yaptıklarını görmekten dolayı üzüntünün ötesinde öfkeliyiz. Buna rağmen diyalog yollarını kapatmayı da asla düşünmüyoruz. Bu görüşmeler önümüzdeki dönemde de sürecektir. Sahadaki operasyonları da kesintisiz devam ettireceğiz. Belli bir kesim ile değil Suriye meselesinin tüm taraflarıyla kesintisiz iletişim halinde olmaya çalışıyoruz. Dün Putin ve Ruhani ile telefon görüşmem oldu. Suriye'yi ve diğer ikili meselelerimizi konuştuk. Diğer ülkelerin liderleri ile de her fırsatta bizzat görüşüyorum. Sahadaki varlığımızla sözümüzün gücünü birleştirerek en doğrusunu başarmanın çabası içindeyiz. Türkiye her hal ve şartta çok yönlü bir politika izlemek mecburiyetindedir. Biz güneyimizdeki komşularımızla hala yakın ilişkilere ve bunu gerektirdiği sorumluluklara da sahibiz. Bu bakımdan Ortadoğuluyuz" açıklamasında bulundu. "İKİYÜZLÜ, DÜZENBAZ BİR ÜLKEYE GÜVENİP DE YOL YÜRÜYECEK ORTAK POLİTİKA İZLEYECEK DEVLET KALIR MI BİLEMİYORUZ" Erdoğan, "Bizim olmamamız gereken hiçbir yerde olmayız. Son dönemde Avrupa ülkelerinde giderek artan İslam ve Türk düşmanlığı dalgasının gerisinde bu kıtada yaşan ve sayıları 5 milyonu geçen kardeşlerimizin yükselişinden duyulan korku vardır. Avrupa'daki ve dünyanın her köşesindeki vatandaşlarımız müsterih olsunlar arkalarında Türkiye Cumhuriyeti vardır ve olacaktır. Dün faşizm ve komünizm gibi ideolojilerle sınanan dünya bugün terörizm imtihanındadır. Dünya bu imtihanı başarıyla veremiyor. Eğer bir ülkede terör örgütü olarak tanınan bir yapının mensupları masum insanlara şiddet uyguluyorsa orada sözün bittiği yere gelinmiştir. Pek çok Avrupa ülkesinde bölücü terör örgütü yandaşlarının yaptığı budur. Terör örgütünün adı eğip bükerek açıkça itiraf ettikleri gibi, imaj çalışması yapanlar gerçekleri gizlediklerini sananlar sadece kendilerini kandırıyorlar. Bu gidişle dünya üzerinde böylesine ikiyüzlü, yalancı düzenbaz bir ülkeye güvenip de yol yürüyecek ortak politika izleyecek devlet kalır mı bilemiyoruz. Türkiye olarak sınırlarımız boyunca ve içinde başımıza musallat edilen terör örgütleriyle baş eder hepsinin de hakkından geliriz. Palazlandırılan, cesaretlendirilen bu terör örgütleri faaliyetlerini başka yerlere doğru genişlettiklerinde işin rengi çok değişecektir. Terör örgütlerinin saldırılarına muhatap olduklarında sırça sarayda oturduklarını çok çabuk anlayacaklardır. Kimi ülkelerin gerçek tehdidin farkına varamayıp meseleyi yine yabancı, İslam düşmanlığı gibi sığ korkulara bağlamasıdır. Biz müttefiklerimizi, dostlarımızı tüm ülkeleri bu büyük tehdit konusunda uyarıyoruz. Bugün terörizme kucak açmayın, yüz vermeyin ki yarın kendinize korku içinde saklanacak yer aramayın. Türkiye'nin terörle mücadelesi sürecek, mutlaka zafer ile neticelenecektir" diye konuştu. "ZEYTİN DALI HAREKATI'NDA, 32 ŞEHİDİMİZ VAR. 60'I AŞKIN DA ÖZGÜR SURİYE ORDUSU'NDAN ŞEHİDİMİZ VAR" Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekatı'nda 72 şehit vermiştik. Zeytin Dalı Harekatı'nda, 32 şehidimiz var. 60'ı aşkın da Özgür Suriye Ordusu'ndan şehidimiz var. Ayrıca gazilerimiz var" dedi. "ŞİMDİ ARTI İKİ DİYEREK ÇOK DAHA İDDİALI BİR KAMPANYA BAŞLATTIK" Erdoğan, "Türkiye'nin 2014'e kadar yakaladığı güçlü büyüme performansı kimi hadiseler ile bir parça gölgelenir gibi olmuştu. 15 Temmuz'da ekonomi üzerinde estirilen olumsuzluk havası farklı sonuçlar doğurmuştu. Geçen yıl bu olumsuz havayı dağıttığımız bir dönem oldu. 2017'de büyüme oranının yüzde 7,5'ler civarında olacağının anlaşılması, turizmde yeniden 32 milyon turist seviyesine yükselmemiz tüm dünyaya çok ciddi mesajlar vermiştir. İstihdamdaki kırılmanın önüne geçerek ibreyi yukarı çevirdik. Türkiye tarihinde ilk kez 28,6 milyon kişilik istihdam seviyesine ilk kez ulaştı. Başlattığımız istihdam seferberliğiyle yaklaşık bir yıllık dönemde 1,5 milyon kişiyi ilaveten istihdam içine aldık. Şimdi hedefimiz yeni seferberlikle bu sayıyı artırmak ve işsizlik oranını yeniden tek haneye indirmektir. Şimdi artı iki diyerek çok daha iddialı bir kampanya başlattık. İstihdamın desteklenmesine yönelik teşviklerin süresi uzatılmış ve yeni programlarla genişletilmiştir.Stratejik olarak belirlediğimiz sektörlerde çok ciddi desteklerle işveren ve çalışanların önünü açıyoruz. İmalat ve bilişim sektörlerinde sigorta ve prim desteklerini tutarı 2 bin liranın üzerine kadar çıkabiliyor. İstihdamın tabanını genişletebilmek için teşviklerde kadınlara ve gençlere öncelik veriyoruz. Yakında ülkemizde işsizlik değil çalışacak eleman bulma sorunu yaşanmaya başlayacaktır. İstihdamın merkezinde devlet değil, özel sektör yer alıyor, devlet teşvik eden konumunda. Özel sektör istihdam imkanını artırmak için ekonomi yönetiminden adalete, enerjiye kadar ilgili tüm bakanlıklarımız da reform programları üzerinde çalışıyor, çalışılıyor. İş yapmak, ticaret yapmak, üretmek isteyenleri kapı kapı dolaştırarak bezdiren tüm işlemleri tek çatı altında toplamaya gayret ediyoruz. Girişimci müracaatını bir yere yapacak orası diğer kurumlardan olan sorgulamaları, bilgi akışlarını doğrudan kendisi sağlayacak. Böylece işadamlarının daha işin başında 40 kapı dolaşıp enerjilerinin tükenmesine yol açan süreçleri, süreleri azaltıyoruz. Mevcut durumda istismarlara yol açan kimi uygulamalar daha adil ve sürdürülebilir bir zemine oturtuluyor" açıklamasında bulundu. "CAYDIRICI OLMASI BAKIMINDAN EN AĞIR CEZAİ MÜEYYİDELER NE İSE BU ADIMLAR KESİNLE ATILACAKTIR" Çocuklara yönelik cinsel istismarlara ilişkin Erdoğan, "Son günlerde ardı ardına çıkan çocuklara yönelik alçakça saldırılarla ilgili haberler bizi sorumluluklarımız konusunda düşünmeye yöneltmelidir. Çocuklara yönelik bu alçaklıklar toplumumuzu çöküşe götürecek birer dinamit, alçaklıktır. Böyle bir duruma asla kayıtsız kalamayız. Yasal düzenlemeleri derhal hayata geçireceğiz. Caydırıcı olması bakımından en ağır cezai müeyyideler ne ise bu adımlar kesinlikle atılacaktır. Bu tür konuların beklemeye, uzatmaya sürdürülmeye tahammülü yoktur. Hızlı ve etkin çözümler peşinde olmalıyız. Bu tür suçları işleyenlerin kesinlikle infaz sistemindeki tüm indirimlerin, kolaylıkların dışında tutulması da şarttır. Milletimizin gözünde bir çocuğun bedeninde ve ruhunda açılan yaralar bir insani taammüden öldürmek ile aynıdır. En kısa sürede bu meseleyi çözüme kavuşturacağız" ifadelerini kullandı. "MUTABIK KALDIĞIMIZ CUMHUR İTTİFAKI. ŞU ANDAKİ GÖRÜNTÜ 2 PARTİLİ GİBİ AMA 3 PARTİ OLAMAZ DİYE BİR ŞEY YOK" Erdoğan, grup toplantısından sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, AK Parti ve MHP arasındaki ittifaka ilişkin, "Artık bu bitmiştir genel başkanlar olarak da mutabık kaldık. Detaylar hakkında da bu üçlü grup arkadaşlarımız kamuoyunu bilgilendirecektir. Mutabık kaldığımız Cumhur ittifakı. Şu andaki görüntü 2 partili gibi görülüyor. Ama bu 3 parti olamaz diye bir şey yok. Şimdi 2 parti olarak kesinleşmiş AK Parti ve MHP" dedi. (FOTOĞRAF) Haber: Hakime TORUN-Nursima KESKİN / ANKARA ()