Doğu Türkistan Vakfı’nın eski Başkanı Hamit Göktürk, Çin yönetiminin Türkiye’yi ve başkalarının Doğu Türkistan konusundaki niyetini çok iyi bildiğini belirterek, "Bu nedenle ülkemizin resmi düzeyde, milletimizin ve STK’larımızın göstereceği tepki mutlaka karşılığını bulacak ve etkisini gösterecektir.” dedi.

Eskişehir Türk Ocağı’nda ‘Tarihten Bu Güne Doğu Türkistan Meselesi’ başlıklı bir konferans veren Hamit Göktürk, Doğu Türkistan’ın Türklerin en eski çağlardan beri yaşadığı ve yüksek medeniyetler kurduğu kadim bir Türk yurdu olduğunu belirtti. Doğu Türkistan’ın, Orhon vadisinde ataların kurduğu Hunlar, Göktürkler ve Uygur devletlerinin kurucu asıl unsuru olduğunu veya bu devletlerin bünyesinde yer aldığını anlatan Göktürk, “Kadim tarihi dönemlerde ülkede bağımsız beylikler ve hanlıklar şeklinde siyası varlıklarını sürdürmüşlerdir" dedi.

Doğu Türkistan’ın tarihi 3 safhada ele alınabilir;

1759’daki ilk Çin istilasına kadar olan tam bağımsızlık devri, 1759 - 1949 arası Kızıl Çin istilasına kadar mücadele devri ve 1949 dan günümüze kadar olan işgal devri şeklinde 3 safhada ele alınabileceğini söyleyen Hamit Göktürk, “Doğu Türkistan meselesinin temel sebebi, Çin’in komşularını yok etme politikasıdır. Çin çok kadim bir devlet geleneğine sahip olup, bu devlet geleneğini Barbar olarak nitelediği komşuları Türkleri yok etmek için kullanmış ve kullanmaya devam etmektedir. Bütün Çin yönetimleri bu komşularını yok etme emellerini devletin temel siyasi politikası haline günümüze kadar sürdürmektedir. Çin kendinden olmayan başka bir millet ve topluluğu bünyesinde kabul etmemektedir. Çin kendisinden başka diğer millet ve topluluklar ile bir arada yaşama kültür ve anlayışı yoktur. Farklılıkları tehdit olarak görmektedir. Çin, idaresi altına aldığı bir milleti ya asimile ederek veya dönüştürerek zamanla yok etmektedir. Çin, günümüzde işgali altında 56 etnik gurubun yaşadığını ileri sürmekte, ancak günümüzde Uygur Türkleri ile Tibetlilerden başka diğer 54 etnik ulus ise, eritilip yok edilmişlerdir. Uygur Türkleriyse, güçlü milli duyguları, derin dini inançları sayesinde günümüze kadar benliklerini koruya gelmişlerdir. 1989 Tiananmen öğrenci hareketinin liderlerinden Örkeş Devleti, Ekim 1989’da ‘Biz 250 yıldır Türklüğümüzü İslam dini sayesinde koruyabildik’ sözleri ile açıklamıştır. Bugün Doğu Türkistan’da Müslüman Türklerin, Çin ile mücadelesi bir din savaşı olduğu kadar aynı zamanda bir Türk olarak varlığını koruma savaşıdır. Çin günümüzde Çin Rüyası adını verdiği bir proje ile sermaye, teknoloji ve yatırımlarını kullanarak taşma ve yayılma emellerini gerçekleştirmek istemektedir. Bunların en önemlilerinden biri Çin’in ortaya attığı ‘Modern İpek Yolu Projesi’dir” diye anlattı.

Konferansını, ‘2018 Uygur Soykırım Belgeleri”, ‘Nankey Raporu’, ‘Bir Kuşak Bir Yol Projesi Ve Doğu Türkistan’, BM İnsan Hakları Yüksek Konseyi Uygur İnsan Hakları Raporu’ başlıkları ile devam eden Hamit Göktürk, son bölümde şunları belirtti;

“En son salgın sebebiyle, güya hiçbir virüslü kalmayacak iddiasıyla yüksek katlı apartmanlarda hapsedilen kapıları kaynakla kapatılan ve evlerde yaşayanların açız, çocuğumuzun sütü yok suyu yok aşımız yok diye bağırmalarına rağmen Uygur Türklerinin yaşadığı apartmanda çıkan yangın sonucu 193 Uygur Türkü şehit olmuştur. 500 metre mesafedeki itfaiye yangına gelememiştir. Apartman sakinlerinin dışarıya çıkmalarına müsaade edilmemiş ve göz göre göre katledilmelerine yol acıkmıştır. Çin Hükümeti tepkileri etkisizleştirmek için 193 kişi yerine 10 kişinin öldüğünü açıklamak mecburiyetinde kalmıştır. Nihayet namuslu Çinlilerin bir kısmı da kem kendilerine yapılan baskıları hem de yangın katliamını kınayarak Pekin’de gösteri yapmışlardır. Yangında ölenlerin çoğu çocuk ve kadındır. Nitekim daha önce okumak üzere gelen bir gencin annesi ve üç küçük kardeşi de yangında şehit olmuştur. Çin, Türkiye’deki Doğu Türkistan davasının savunulmasından ve desteklenmesinden son derece ürkmekte ve çekinmektedir. Çin yönetimi Türkiye’yi ve başkalarını Doğu Türkistan konusundaki niyetini çok iyi bilmektedir. Bu nedenle ülkemizin resmi düzeyde, milletimizin ve STK’larımızın göstereceği tepki mutlaka karşılığını bulacak ve etkisini gösterecektir.”

Göktürk, konferansın sonunda kendisine şükran beratıyla çeşitli hediyeleri takdim eden Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’a, Doğu Türkistan hakkında yayınlanan kitaplardan bir demetle Doğu Türkistan ekmeği ve Doğu Türkistan’dan gelen bir tabloyu hediye etti.