( Oku! Kalk ve Halkı Uyar! Oku! Devletimiz, Milletimiz Olarak Gerekeni Yap! Oku ki; İyilik, Hayır, Fayda Oluşsun.)  Okumayıp, bilmeyenlerin;  etkili iletişim ve halkla ilişkiler kuramayanların, bilgi sahibi olmayanların, kendine ve halka hayırları, yararları olmaz.  Hayatları zehir, sonları çok acı olur! İletişimi bilmeyen, hayvanlaşarak, birbirini yok etmektedir! Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, adalet, güzel ahlak, edep, hayâ, milli, manevi, dini, ilmi fazilet değerlerinden yoksun olan insan; birde iletişimi bilmediğinde, iki dünyasını felaket, fecaat, berbat yapmaktadır! Bunun için iyi, güzel, doğru, dürüst, estetik, anlaşılır, etkili, efendi konuşmasını önce öğrenmeli. Bunun içinde besmele ile okumaya öncelikle başlamalı. Hızlı okuma, güzel ve etkili konuşma, diksiyon, iletişim, halkla ilişkiler, girişimcilik, inovasyon kurslarına gitmeli. Bu konularda en az onar kitap okumalı. Ahlakı güzelleştirmeli. Hakka, hukuka riayet etmeli. Hiç kimsenin hakkını, hukukunu asla çiğnememeli.

İletişimin kaynağı insandır. İnsan önce iletişim kurmayı öğrenmeli. İletişimi sözel, yazılı, uygulamalı olarak gerçekleştirmeli. Etkili iletişimi bilmek için sosyoloji, psikoloji, pedagoji, din- iman, ilim, bilim bilip, hayata uygulamalı. İletişimin temel öğelerine, değerlerine uygun davranmalı. İletişimde süreç içinde her gün daha iyi olma çabasını sürdürmeli. Allah’ın emir ve yasakladıklarına uymalı. Peygamberimiz gibi halkla iletişim kurmalı. İletişimde pek çok yol ve yöntem vardır. Her birini zamana, yere, mekâna, duruma, olanağa göre kullanmalı. İletişim ile güzel diyaloglar, irtibatlar, ilişkiler geliştirmeli. İletişimi en güzel insanlar yapar ve becerir. Ama bugün bunu insan beceremediğinden, iletişimde hayvanlardan çok daha aşağıya, çukura düşmüş! Birbirini yok etmektedirler! Duygudaşlık, diyalog, anlaşma, anlama, hoşgörü, güzel iletişim ve ilişki kuramamaktadır.

Devletleri, halkları yönetenler, iktidar ve muhalefet birbirine hayvancasına saldırmaktadır! Kişiler ve gruplar arasında ilmin gerektirdiği bir iletişim ve ilişki yoktur.  Bunun için dünyada öfke, kızgınlık, kavga, boğuşma, öldürme, yok etme, katliamlar acımasızca olmaktadır! Bu sadece bir iletişim sorunu da değildir. Aynı zamanda hakka, hukuka, fazilet değerlerine uymamanın sonucudur. İnsani, İslam’ı, ilmi, bilimsel, evrensel, dinsel fazilet değerlerini öğrenmemiş. Bu değerlerle eğitilmemiş. Beyne, kalbe, gene, ruha yazılmamıştır. “Oysa iletişim bir amaç, gaye, hedef, maksada ulaşmanın fazilet ve ilmi değeridir. İletişim sistemli, güzel, iyi, olumlu şekilde tüm hayatı kuşatmalı. Bilgi ile olgun hareket etmeli.” İdeolojik, batıl felsefe, yalan, yanlış, kötü, fena, haksız davranmamalı. Hakkın buyurduğu, peygamberimizin yaptığı şekilde yaşamsını öğrenmeli.

İletişimde başarılı olanlar, ilmin fazilet değerlerini samimice kullananlar, iş ve görevlerinde başarılı olurlar. İletişimde bulunan insan; akıllı, zeki, kariyerli, saygılı, saygın olmalı. Direkt ve dolaylı iletişimi çağın araç, gereçlerinin tümü ile doğru kurmalı. Sözlü, sözsüz, yazılı, görsel iletişim olabilir. Farklı tipte, tarzda, üslupta, şekil ve biçimde, etmen ve etkide olabilir. Özelik ve nitelik kişilere göre değişebilir. Herkesin anlayacağı şekilde iletişim ve anlatım yapılmalı. İletişim gayet nazik, kibar, efendice, saygılı, sevgi dolu, saygınlıkla, özverilerle kurulmalı. “Halka, kişiye haksızlık ederek, hakaret ederek, iletişim kurulamaz. İletişim bir bilgi, kültür, ilim, akıl, zekâ işidir. İnsanlığın tarihi ile var olmuştur. İletişimde çağın tüm teknikleri, teknolojileri kullanılmalı. Her duyu organına, vücut bölümüne, ihtiyaca, ruha hitap etmeli. İletişim şekli kişiye, gruba, halklara göre değişir. Her yerde benzer iletişim yol ve yöntemi kullanılmamalı. Etkili, anlamlı, güzel iletişim kurma dersleri, kursları almalı. İletişimde söz, duygu, düşünce, eylemler birbiri ile örtüşmeli. Vaatler tutulmalı. Güvenilir olmalı. Güven vermeli.”  

“İletişim ve diyalogda gayet sade, gösterişsiz, şeffaf, doğru, dürüst, zarafetli, nezaketli, centilmen, ince, en güzel ve yüksek İslam ahlaklı, edepli, hayâ sahibi, görgü kurallarına uyan olmalı. Çocuklara, kadınlara, insanlara, hayvanlara, bitkilere, doğaya, çevreye çok ideal şekilde davranmalı. Allah’ın emirlerini tutarak, yasakladıklarından sakınarak, iyiliğin her çeşidini en güzel şekilde yaparak, varlığa davranmalıyız. Kendimizi olumlu yönde geliştirerek, değişmeliyiz. Gelişerek yenilenmeliyiz. Her zaman duygu, niyet, düşünce, eylem ve hareketlerde en ala, iyi, güzel, yararlı, olumlu olmalıyız.”

                İnsan kendi ile barışık olup, hem içe hem de dışa dönük olmalı. Dış çevreyle de en ala şekilde iletişim kurmalı. Bunun eğitimini almalı. Dili, diksiyonu, hitabeti, okumayı, anlatmayı çok iyi kullanmalı. Uyumsuz olmamalı. Sevecen, babacan, cana yakın, doğal olmalı. Sanal âlemden, yapay zekâdan, iletişim, bilişim, kültür, sanat, ilim, bilimden yararlanmalı. Yazılı, sözlü araçları kullanmalı. Entelektüel düzeyde yüksek ahlakta olmalı. Kişilik özellikleri yeterli, nitelikli olgun bilge olmalı. Uyumun pekiştirilmesi, uyumsuzluk gösterilmemesi, halka ve Hakk’a karşı cephe almamalı. Algılar güzel, anlatımlar iyi, açıklamalar anlaşılır ve güncel olmalı. Seçici olmalı. Öyle sapıtmış, şaşırmış aptallar gibi olmamalı. Hanzo, kiro, aptalca, serseri, gerzek gibi davranan Recep İvedik, Maho, İlyas Salman, İnek Şaban tiplemelerine benzememeli.  Bugün milletimizi sosyal medya, yazılı, sözlü, görüntülü medya serserileştirmiştir. Kural, kaide, yasa tanımaz aptallar durumuna getirmiştir. Düz yerde kendini koruyamayıp, kazalarda ölüp, gitmektedir!

Muaşeret- görgü kurallarına uygun hareket etmeli. Karşıda olana; “ sen, anladın mı, anlatabildim mi, öyle yap, böyle yap,” gibi emrivaki konuşmamalı. Biz, diye hitap etmeli. Sen, diye karşı cepheye koymamalı. Sen, diye önerilerde ve emirlerde bulunmamalı. “Biz” dili ile konuşmalı. “Sen” dili ile hitap etmemeli.

Algıda, inançta seçici olmalı. Öyle her denilene din- iman, doğru, gerçek diye balıklama, çivileme atlamamalı. “Milletimizin büyük çoğunluğu koyunlar böyle atlamaktadır. İskeleden koyunlardan birini denize at. Diğerleri de hemen ardından atlamaktadır.” Referansın hak ve hakikat, din, iman, İslam olsun. Dinamizm olsun. Uyuşuk, pısırık olmasın. Atılımcı, girişimci, atılgan, cesur, yılmayan, bıkmayan, usanmayan, korkmayan olmalı.  İletişim kurmak için bilge ve girişimci olmalı. Kitle iletişim araçlarının tümünü kullanmalı. Bağımsız, özgür, atılımcı, girişken, becerikli, sosyal olmalı. Akıllı, zeki, bilgin olmalı. Muhteşem, mükemmel, muazzam, olgun olmalı. Güçlü bir kişiliğe, şahsiyete sahip olmalı.

Kitle iletişim, haberleşme, bilişim araçlarını etkin kullanmalı. Sesi, sözcükleri, bilgiyi etkin ve etkili kullanmalı. Çağın bilgilerine ve de mesleğine- sanatına sahip olmalı. Başkalarına güven vermeli. Güvenli insan olmalı. İletişimi oluşturmalı.

Dün, Kızılay Aşevi’nde Aşure ikramında bulunuldu. Gelen yüksek okul okumuş, belli görev ve kariyeri olan kişiler, Cuma namazından sonra davete geldiler. Kızılay’ın önünde insanların gelmesini bekliyorduk. Gelen kişilerin tamamına yakını birbirini tanıyor. Böyle olmasına rağmen bir selam verip, tokalaşma yapamıyorlar. Bunlar daha çok okul müdürü ve öğretmenlerdi. Siyasetçi olanları da vardı. İşte bunlardan halkla ilişkilerde, iletişimde başarı beklemek mümkün değildir. Onun içinde başarıda eksiklikler vardır. Kişisel, kamusal iletişim eksikliği çoktur. Bunun için devlet, millet birbiri ile kaynaşamamaktadır. Protokol, hiyerarşi derken, ilişkiler kopmaktadır. Bunlarda imaj, prestij, saygı, saygınlıkta böylece pek bulunmamaktadır.

Halkla, insanlarla, hayvanlarla iletişim kurabilmeli. Bitkilerle iletişim kurmalı. İletişim yer, zaman, mekân, duruma göre değişkendir. Dengeli, ölçülü, tartılı, muhasebeli iletişim kurmalı. Görgü kurallarını, inançları göz ardı etmemeli. İnsanlara yaklaşımı becermeli. Edilgen- pasif olmamalı. Pısırık, çekingen, uyuşuk olmamalı. Yenilikçi, değişimci, gündem belirleyici olmalı. Çok sesliliğe önem vermeli. Teknolojiyi iletişimde kullanmalı. İletişimi bilgi, beceri, sanat, hikmet, inanç, İslam, ekonomi, siyaset ile kullanabilmeli. Kişisel olarak etkin olmalı. Farklı olmalı. Farkı fark ettirebilmeli. Yoğunlaşabilmeli. Belirleyici olmalı.

Her konuda bilgi sahibi olmalı. Bir konuda da en az uzman olmalı. Dili- lisanı, mimik, jest, beden hareketlerini doğru kullanmalı. Yapısal olmalı. Yapıcı, olumlu olmalı. Her haberi araştırmadan söylememeli. Her bilgiyi de doğrulamadan söylememeli. Bir başkasını cephe alarak konuşmamalı. Polemiğe girmek, kişiliğe zarar verir. Kültürlü, bilgili olmalı. Sapkın, panik, etiketleme, aşağı görme, otoriter olmamalı. İslam kişiliğinde olgun bilge olmalı. Gelişmeci, değişimci, yenilikçi, saygın olmalı. Çok konuşmamalı. Daha çok dinlemesini bilmeli ve de becermeli. Tüm medyayı takıp etmeli. Günceli bilmeli. “ İletişimde mezhepçi, ırkçı, dinci, ayrımcı davranmamalı. Kimsenin kültürünü aşağılamamalı.”

İyi, güzel, doğru, yararlı, düzgün, görgülü, medeni iletişim kurmak için İslam dininin değerlerine uygun hareket etme becerisine, yeteneğine sahip olmak gerekiyor. İlim, bilim, irfan, medeniyet, görgü kuralları çerçevesinde hareket etmek gerekiyor. Hanzo, kiro- kaba saba, bilgisiz, gerzek, aptal, kural tanımaz manyak, medeniyetsiz, cahil cühela, moloz, görgüsüz olmamak gerekir.

Kur’an ahlaklı, peygamberimiz örnekli yaşam şekline sahip olmalı. Dünyanın pek çok bölgesi bu medeniyetten günümüzde yoksundur. Cahiliye dönemi yaşamaktadır. İslam toplumları, Asya, Afrika, Amerika, Batı toplumlarında bu medeniyet henüz yaşanmamaktadır. Biri çıkıp, okul basmakta, onlarca öğrenciyi katletmektedir! Kabileler arasında savaş çıkmakta, milyonlarca insan birbirini katletmektedir! Anarşi, şiddet, terör çıkarmakta, tüm dünya insanlığının, varlığının yok olmasına sebep olmaktadırlar. Ülkeler, bölgeler arasında savaş çıkarmaktadırlar!

Ülkemizin doğusunda, genelliklede Güneydoğu’sunda aşiretler, kabileler arası kırsalda, kentte çatışma çıkmaktadır! Silahlı, taşlı, sopalı kavgalarda yüzlerce kişi yaralanmakta, onlarcası ölmektedir! Dün Adıyaman’da oldu. 15 kişi silahla yaralandı! Bu bir medeniyetsizliktir. Birbirinin hak, hukukuna; hakkaniyetle saygılı olmamaktan kaynaklanmaktadır. Doğru iletişim, diyalog kuramamaktan kaynaklanmaktadır. Öyle ki, husumetli olduğu ailenin çocuğunu kaçırıp, öldürmektedirler! Bu bölge insanı; devlet, millet; hak, hukuku da düşünmemektedir. Her şeyde hak, hukuk çiğnemektedir. Bu haramdır, günahtır, dememektedirler. Bunun içinde akıl, beyin, kalp, duygu, düşünce, eylemler kötü olmaktadır. Haramın da verdiği bozukluklarla mahvolmaktadırlar! Haram; bir bireyi, aileyi, toplumu, devleti, dünyayı mahvederek, yok eder; yok etmektedir! İyi iletişim ve diyalog kurmak için; olgun, medeni, anlayışlı, ilimli, irfanlı, hikmetli, irşatlı, feyizli,  İslamlı mümin Müslüman insan olmak gerekiyor.

Toplum, grup içinde sövgülü, küfürlü, argo konuşan kimse asla olmamalı. Böylesi kişiler kapkara moloz, gün görmemiş cahil cüheladır. Kalitesi düşük, insanlığı gelişmemiştir. İyi bir eğitim, öğretim, terbiye, güzel ahlak, edep, hayâ almamıştır. Telefonda, grupta, toplulukta konuşmasını becermek için iyi bir eğitim almak gerekiyor. İnsanın kendini de geliştirmesi mümkündür. Hala şive, ağız konuşan üniversite mezunu öğretmenler var. Türkçeyi bile iyi konuşamıyor. Bu böyle olmamalı.

Halk ile iletişim bir zorunluluktur. İster kamuda ister özelde iletişimi beceremeyenler, başarısız hanzo, kiro gibi olurlar. Toplum içine girdiklerinde sanki bir öküz gibi durur kalırlar. “Halkla ilişkiler günümüzde bir bilim dalı olmuştur.” İletişim” bir bilim dalıdır. Üniversitelerde okutulmaktadır.  Teknolojik gelişmeler, ticaret bunu daha da önemli kılmaktadır. İletişim Fakülteleri artık tüm dünyada kurulmuş, öğretim vermektedir. Halk ile iletişimi kuramayan kişi artık yüzlerce alanda başarısız olur.

Halkla iletişim, ilişki kurmak için dersler, kurslar almalı. Öğrenim görmeli. Bu bir girişimdir. Girişimciliktir. Etkileşimdir. Diyalogdur. Kimliktir. İmajdır. Sevgi ve saygının dışa vurumudur. Günümüz, halkla ilişkiler devridir. Her konu halkla ilişki kurarak anlatılmaktadır. Bilgi böyle öğrenilmekte, aktarılmaktadır. Halkla ilişkiler 20. Yüzyılda yaygınlaşmaya başladı ve hızla devam etmektedir. Pek çok iletişim, bilişim teknolojisi ile iletişim kurulmaktadır. Halkla ilişkilerde doğruluk, dürüstlük, sadelik, şeffaflık, alçak gönüllülük olmalı. Kibir- gurur olmamalı. Bugün ticarette, amirlikte, müdürlükte, başkanlıkta, yöneticilikte, memurlukta iletişim ve diyalog kurma, başarı getirmektedir. İletişimi olmayanlar; sevilmemekte, takdir edilmemekte, seçilememektedir. Halkla ilişkilerde başarısız olanlardan bir kariyer sahibi olmamaktadır.

Halkla iletişim ve ilişki kurmak için pek çok ilim, bilim dalında bilgili olmalı. Bilgiyi kullanabilen olmalı. Okumuş pek çok hanzo, kiro, gerzek, öküz gibi olanlar vardır. Hedef kitlesi ile bile iletişim kuramayanlar, alçalmaktadır. Kitlelerle, gruplarla, halkla ilişki, iletişim kuramayanlar; saygı, sevgi görmemektedir. İnsan çalıştığı yerde, makamda, mevkide iletişim, ilişki, diyalog kurmalı. Bunu tatlı dille, güler yüzle, iyi niyetle, sevecenlikle, samimiyetle, alçak gönüllükle, bilgiyle, güzel ahlak ve edeple yapmalı. Recep Tayyip Erdoğan bunu böyle yaptığı için başarılı olmaktadır. Halka hitap etmekte, değerleriyle zıt gitmeden, iletişimi becermektedir.

Birey, kurum içinde, kurum dışında, her yerde, her alanda eğitimde, öğretimde, sanayide, ticarette, çevrede iletişimi olması gibi kurmalı. İnovasyoncu, gelişmeci, girişimci, değişimci, yenilikçi, hakçı, hukukçu, adaletçi olmalı. Gönüllü ve samimiyetli dosdoğru, dürüst, iyi, güzel, yararlı davranmalı. Anormal hareket etmemeli. Yalan söylememeli. Emin olmalı. Güven vermeli. Bireyle, kurumalılarla, kuruluşlarla iyi iletişim kurmalı. Ben vali, kaymakam, başkan oldum; müdür oldum, dememeli. Halkın değer vermediği kişi ne olursa olsun, bir değer taşımaz. Halka, hakka karşıt olunursa; ahır gübresi, doğal gübre kadar halk değer, önem, kıymet vermez. Sende kendini bir şey sanırsın. Bugün halka ve hakka karşı olanlar değer kaybetmekte, saygın olamamaktadır.

Kitle iletişim araçlarını, basını, medyayı, sosyal, yazılı, sözlü medyayı halkla iliklilerde ve iletişimde çok iyi kullanmak gerekir. Her konuda tanıtım, reklam yapmalı. Bilgilendirmeli. Bilgilendirmenin her yol ve yöntemini kullanmalı. Birimlerden yararlanmalı. Herkese görev ve yükümlülük yüklemeli. Ama denetim ve kontrol yapmalı. Kimse başıboş olmamalı. Yüksek uzman, girişimci, yetenekli, becerikli kişilere görev vermeli. Hedef koymalı. Hedefi yakalamayanlarla çalışmamalı. Vatandaş memnun edilmeli. Kişiler, kurumlar memnun edilmeli. Halk günleri düzenlemeli. Halkı öne almalı. Bireye, topluma hizmet esas olmalı. Güven verici, halk ile birlikte çalışmalı. Halktan gizli saklı işler yapmaya kalkmamalı. Güven veren emin kişi olmalı. İç ve dış âlem olarak net, açık, şeffaf olmalı. Düzenli, tertipli, nizamlı, intizamlı olmalı. Çalışanlarla birlikte olma günleri olmalı. Çalışanları eşek yerine koyup, kullanmaya çalışmamalı. Zalimlik, zulüm asla yapmamalı.

Halka yaklaşmayı öğrenmeli. Öyle idare- yönetim binasının en üst katında, özel korumalı, sekreterli, makam şoförlü, en lüks arabalarla, devlet lojmanlarında bu işler olmaz, olmamaktadır. Bugün en lüks makam taşıtı alamayanlar bile kiralamaktadır. Bir yıllık kira parası ile iyi bir araç alma parası, kiralamaya verilmektedir. Öyle fakir, yoksul, yetim milletin, gazi, şehit milletin; parası zevk, keyif, eğlence, dinlence, zaman öldürme, gezip tozma için kullanılmamalı. Halk bu gibi dengesiz, ölçüsüz, anormal işleri, yapanları sevmez. İsraf edenleri ne halk ne de Hakk sever. Bugün ülkemizde ve dünyada siyasetçiler, bürokratlar, oda birliği başkanları, zengin kişiler israfta yaptıklarının karşılığını çok ağır verecekler! Hak etmediklerini kullananların hesabı çok çetin olacaktır. Ülkemizde yönetici olup da zengin olmayan, vurgun vurmayan yok gibidir. Haram, israf, görevi kötüye kullanmada çok aşırılık vardır. Bunun için devlet, millet borca gömülmüştür. Olan gelirinin bir mislinden fazlasını harcamıştır. Dünya böyledir. Ülkemiz böyledir. Müslümanlık devlette ve millette bu bağlamda da yoktur. Bu tipler halkla barışık değiller. İletişim de kuramamaktadırlar.

Bugün helal, haram bilmeyip de yöneticilik yapanların yüzlerce dairesi- konutu, villası, iş yeri, iş hanı, ticarethanesi, oteli, arsası, mülkü, serveti bulunmaktadır. Devlet, millet yenilmiştir. Biz hakkımızı hukukumuzu helal etmiyoruz. Zira ahirette bize sevap lazımdır. Hakkımızı imanlarından alacağız inşallah. Hak etmediği kadar ücret almak, fakir millet ve devletten herkesten çok almak, çalmak, hırsızlık etmek çok büyük haram ve günahtır. Bu kişiler başarılı olmamasına rağmen hala yönetimdedir. Çünkü insanlar bunlara ideolojik nedenlerle oy vermekte, seçmektedir. CHP’den M. Sarıgül, Gürsel T., D. Baykal gibileri trilyonlarca servete sahiptir.

Ülkemdeki insanların serveti, varlığı çalınarak, içeri atarak, soyarak, sömürülerek; bir gecede servetinin yarısı enflasyon, devalüasyon ile fakirleşmektedir. Bir gecede 40 milyon insan fakir olmaktadır.  Bir yılda da ülkemizde milyonerlerin sayısı 50 bin kişi artmaktadır. Bu hep böyle olmakta, sürmektedir. T.C.Devletini, bunlar gibi on binlerce kişi yemiştir. Milletimizi haksız kazanç ile fırsatçılık ve de çıkarcılıkla soyan ahlaksız sömürücü keneler vardır. Cumhuriyette 20 kez devalüasyon olmuş. Bir gecede halkımız %350 oranında daha da fukaralaşmıştır. Halkımız haktan, hukuktan, adaletten, doğruluktan, dürüstlüktün, güzel ahlaktan, edepten, hayâdan, gerçek ilimden, bilimden, sanattan mahrum- yoksun kalmıştır. Dünya insanlığı sapıtmışlığa doğru sürüklenmektedir. Hak, hukukun tecelli etmesi önlenmektedir. Milli Eğitim berbat, öğretmen haşat, yargı felaket, ticaret ahlaksız, sanat- meslek de yeterli bilgi, beceri, uygulama yoktur. Görevini olması gereken gibi yapanlar çok azdır.

Öyle iletişim kurma, halkla ilişkiler kolay işler değildir. Bunu bugün üniversiteleri, fakülteleri vardır. İnovasyon ve girişimciliğinde üniversiteleri, doktora yaptıran okulları bulunmaktadır. Bu işleri bilmeyenler; bir yılan, akrep, timsah, moloz, hanzo, kiro gibi birbirine saldırmakta, birbirini katiller, katletmektedir. Bugün bu okullarda okuyanlar bile halkla ilişkiler ve iletişim kurmayı becerememektedir. Halka, hakka, hakikate karşı iletişim kurma olmaz. Bunu anlayamamışlar. Okullarda da gerçek ilim, bilim verilememektedir. Dünyanın en büyük terör örgütü başları bile ülkemizde yetişmiştir! Yanı üniversitelerimizden mezun olmuş veya yarıda bırakmıştır.

Halk ile çok yönlü iletişim ve ilişki kurulmalı. Bunu sözel, yazılı, resimli, toplantılı, açıklamalı, söylevli, duyurulu, sohbetli, danışmalı, gazeteli, televizyonlu, radyolu, mektuplu, broşürlü, aydınlatıcı yayınlarla, afişlerle, pankartlarla, panolarla, el ilanlarıyla, mektupla, el ilanlarıyla, davetiye, katalog, ilan tahtaları, resimlerle, pek çok farklı yol ve yöntemlerle yapmalı. Fuarlar, sergiler, yarışmalar, festivaller, şenlikler, eğlenceler, eğitim çalışmaları, okullar, dershaneler, sanat etkinlikleri ile yapmalı. Açık oturum, tören, toplantı, bilgi şöleni, seminer, konferans, paneller düzenlemeli. Bunu tümü ile becerebilen yok. Zira bunu yapacak kapasiteli insanlar yönetici olamamakta, olduğunda bunları yaptıracak eleman bulamamaktadır. Bunun için hep noksanlık, eksiklik, başarısızlıklar olmaktadır.

Yöneticiler, lobi çalışmaları yaptırmalı. Taraftar bulmalı. İnsan kaynaklarını doğru yapabilen, kullanabilen insanlar ile çalışmalı. Personel çalışmaları doğru ve yeterli yapılmalı. Personeli doğru, dürüst, verimli, kaliteli, stratejik, planlı çalıştırabilen yöneticide yok. Personel ile iletişim kurulamamakta, insan kaynakları görevini yapamamaktadır. Planlama yeterli değil, plan uygulanamamaktadır. İletişim, bilişim araş- gereçleri kullanımında büyük eksiklikler vardır.

Halkın eğitilmesi sağlanamamaktadır. Ülkemizde 26 milyon öğrenci var ama okuyanlar, okumayanlardan çok daha zarar vermekte, yarardan çok zararı olmaktadır. Bu ne biçim okumaktır! Etik, ahlakı anlayış yok, görgü yok. Din- iman yaşama yok. Doğru felsefe, bilim, ilim, sanat yok. Sosyoloji, psikoloji, hak, hukuk yok. Bunlar yok olunca, insanlıkta yok olmaktadır. Hiçbir meslekte, sanatta, ilimde yüksek standart, verim, kalite bulunmamaktadır. Etik ilkeler benimsetilip, özümsenmese; içselleştirilip, yaşam tarzı yapılmasa, istenilen olumlu hedefe varılmaz, varılmamaktadır. Etik, ahlak uzmanlığı var. Ahlak dersi herkesin vereceği bir ders, değer değildir. Samimi olmalı. Sözlerle davranışlar örtüşmeli.

Her alanda ahlak- etik kuralarla uyarak çalışmalı, yaşamalı. Her işin bir ahlakı, kuralı vardır, harfiyen uymalı. Etik anlayışlar farklıdır. İlmi, dini her ahlak dinseldir. Her güzel, iyi, yararlı, doğru, dürüst, yararlı olan dindendir. Allah’ın iradesine uygundur. Her işin bir disiplin anlayışı vardır. Açık, net, dosdoğru, gerçekçi, şeffaf, harika, harikulade, normal olmalı. Doğal olmalı. Etik, sevgi dolu, saygıyla yüklü, etik kurallı davranmalı. Yüksek standartta hareket etmeli. Ahlaksız, rezil, kepaze işlerde bulunmamalı. Her şeyde İlahi iradeye uygun hareket etmeli. Sosyal sorumluluk sahibi; insancıl, insanlıklı insan olmalı. Çıkar, rüşvet, fırsatçılık, kazıklama, bencil, egoist, hodkâm, ideolojik sapkınlık içinde sapıtmış kaçık olmamalı. Müslümanlıkta cömertlik, doğruluk, dürüstlük, diğerkâmlık esastır. Bu değerlerden yoksun olmamalı. Ahi ( kardeş- kardeşlik)  ahlakında tüccar olmalı. Yalan, yanlış, bozuk, çürük bilgilerle hareket etmemeli. Eğitimli davranmalı. Bilerek, bilgi ile davranmalı. Ahlaklı davranmalı.

Müslüman dediğin kişi haram, küfür, batıl içinde sapıkça hareket etmez. Dosdoğru, çok dürüst, adil, adaletli, emin- güvenilir, insanlıklı, gerçekçi, peygamberimiz gibi İslam’a ve ilme uyarak davranır. Gâvur gibi zalimlik, haksızlık yapmaz. İsraf etmez. Fahiş fiyatla mal atmaz. Stokçuluk yapmaz. Karaborsacılık yapmaz. Halkı zor duruma düşürmez. Her işi İslam kalitesi, verimi, stratejisi, planı, programı, projesi iledir. Tüm iletişim, bilişim, basın, yayın, haberleşme araçlarını Hakk için hakça halka kullanır. Kimseye Haksızlık etmez. Etmeği ile oynamaz. Zor duruma bırakmaz.

İletişim, insanlar varlıklar arasında olan en önemli işlevdir. İletişimsiz bir yaşantı düşünülemez. İletişim olmadan konuşma, anlatma, açıklama, isteği bildirme, kişilik oluşturma, motive etme, sözlü -yazılı iletişim kurma iletişimin olmazlarıdır. İnsan, diğer insanlarla sözlü, yazılı, resimli, konferans, seminer, toplantı, görüşme, açıklama, resmi yazılar, normal yazılar, dilekçeler, broşürler, raporlar, afişler, çağın teknolojik gelişmelerinin oluşturduğu tüm iletişimler olmaktadır. Bilgi, iletişim, bilişim, ders araç- gereçleri ile kurulur. İlan tahtaları, elektronik araçlar, teknik iletişim, iletişimde kullanılmaktadır. Özel, ticari, resmi yazılarda iletişimin bir parçasıdır.

Bilgisayar bu konuda önceliklidir. İnternet, sesli, yazılı mesajlar, posta ile olan gönderiler, sohbetler, kelime işlemcileri, telekonferans ile iletişimler, yazışmalar hep iletişimin öğeleridir. Geleneksel ve modern iletişim araçları ile insanlar iletişim kurmaktadır. İnsan ilişkilerinde, halkla ilişkilerde iletişim çok önemlidir. İletişim kuramayanlar; kavga, dövüş etmekte; eşek, öküz, horoz, deve, köpek, kedi gibi davranmaktadır!

İnsan iletişim potansiyeli kullanması için öğrenimli, eğitimli olmalı. Cahil cühelanın yapacağı işler değildir. Girişimci aydın insanlar; iyi, güzel, yararlı, önemli, değerli iletişim ve halkla ilişki kurar. Hakka uyan, halkla beraber olanlar iyi iletişim kurar. Halkın hak değerleri ile zıtlaşmayanlar; güzel iletişim kurar. İletişim, diksiyon, okuma, halkla ilişkiler, inovasyon, girişimcilik kurslarına gitmeli. En iyi insan biz, bizler, hepimiz olmalıyız.

Ak Parti Hükümetimize saygılarımla öncelikli önerim; “Hakk’a, hukuka uyulmadıkça, halkın övgüsü ve beğenisi kazanılmaz. Bir kere niyette, duyguda, düşüncede, eylem, davranış, hareket, yaşantıda; hakça, hukukça yaşamalı. Devleti yönetenler, halkın yaşantısı üzerine çıkmamalı. Öyle lüks, konfor, fantezi, görkemli bir hayat sürmemeli. Zor işlerde çalışan bir işçi 1,602 lira asgari aylık alırken, milletvekili 21 bin lira aylık almamalı. Bin liranın altında emekli aylığı alanların olduğu bir ülkede, sadece iki yıl milletvekili olmuş kişi, 11 bin lira emekli aylığı almamalı.

Bir milletvekili 2 milyon liralık lüks, yabancı arabaya binmemeli. Özel sürücüsü, sekreteri, koruması, danışmanı olmamalı. Sadece bu hizmetkârların da devlete maliyeti bir milletvekili için aylık 60 bin liradır. Sağlık giderleri, tatilleri, haberleşme giderleri, taşıt masraf giderleri 60 bin liranın dışındadır. Bu çok ayrıcalıkçıdır, imtiyazdır, çok ayrılıkçıdır. Böyle bir sınırsızlık olmamalı. Ülkemizde bir meclis, TBMM var. Orada 600 milletvekili bulunmaktadır. Birbirine danışmanlık yapmalıdır. Bilmediklerini oturumlarda birbirine danışarak, öğrenmelidir.

Bürokratlar halkı görmeyecek kadar yüksekte tutulmaktadır. Meslek oda başkanları, oda yönetimini ele geçirmiş. Tekel oluşturmuş. 30- 35 yıl meslek oda başkanlığı yapmaktadır. Milyon liralık lüks, yabancı arabalara binmekte, astronomik aylıklar almaktadır. Devlet yöneticilerinin ve oda başkanlarının yerli, ülkemizde üretilen 7 otomobilden birini kullanma zorunluluğu getirilmeli.

Futbol adına millet soyulmaktadır. 11 kişinin futbol oynadığı bir futbol kulübüne devlet milyonlarca para harcarken, her hafta millet futbol adına soyulmaktadır. Devlet, dur! Demesini bilmeli, becermeli, başarmalı.

Devlet kumar oynatmaz. Kerhane çalıştırmaz. Harama yatırım yapamaz, yapmamalı. Ülkemizde 730 haramın tamamı yoğun ve çok şekilde resmi olarak işlenmektedir. Bu haramlar; hakkın, hakikatin, hukukun, hakkaniyetin etkinliğini kırmakta, sesini kesmektedir.

Özel uçaklara, lüks, konfor, fantezi yaşantıya son verilmelidir. Devlet memurluğu, fantastik yaşama yeri olmamalı. Tahin, salça, domates, peynir, zeytin alamayan bir halkın yöneticileri, krallar gibi yaşamamalı. Haram yememeli. İçmemeli, giymemeli, kullanmamalı. Halka tasarruf edin, israf etmeyin; derken, önce bunu diyen; dediğini yapmalı.

Devlet, millet ülkemizde ve tüm dünyada soyulmaktadır. Bunu görüyoruz. Biz yaşıyoruz. Hakkımızı haramzadelere helal etmiyoruz. Haramzadelerden hakkımız alacağız inşallah. Devletin yıllık bütçesi kadar, devlet- millet soyuluyor. Bunu biliyoruz. Yapılan yatırmaların yarıdan fazlası; yaz- bozdan ibarettir. Öncelik sıralaması gözetilmemektedir. Halkın istediği yatırım olmamaktadır. Verimli, kalıcı yatırımlar çok azdır. Devlet ve belediyeler halkın gelirlerini boşa harcamaktadır. Geniş yol yapacağı yerde, çok büyük paralar harcanarak; metrolar, yer altı yollar, üst köprülü kavşaklı yollar yapılmaktadır.

Devleti, kanun, yasa, hukuk, haram tanımazlar soymaktadır. Emekli aylığı almak için yapmacık boşanmalar olmaktadır. Devletin elektriği kaçak kullanılmaktadır. Vergi verilmemekte, vermeyenlere af gelmektedir. Yaşlılık aylığı, eğitim aylığı, sosyal yardım, boşanma aylığı, emekli aylığı almalarda haksızlıklar boyu aşmıştır. Bir kişi devletten 3 emekli aylığı alabilmektedir.

Cezaevlerinde olanlar için sürekli af, kısmı af, ceza indirimi getirilmektedir. Şu anda beni dolandıran bir kişi, 25 kişiyi dolandırmaktan ve bir kişiyi öldürmekten İzmir – Bayraklı Cezaevi’ndedir. Ona af getirmek isteyenler, önce hakkından yoksun bırakılanların, mağdur edilenlerin  hakkını ödemelidir. Saçma sapan işler, icraatlar yapılmamalı. Halkın hakkı korunmalı. Hak, hukuk tesis edilmeli. Aşırılık, gerilik içinde olmamalı.

Ülkemi izliyorum. Takıp ediyorum. Bir doğru işe karşılık bin yanlış iş yapılmaktadır. Eğitim kötü, öğretim berbat durumdadır. Yargı haşat, ticaret soyguna dönmüştür. Devletin varlığını kimse hissetmemektedir. Yeni baştan bir çekidüzen vermeli. Nizam, intizam, düzen, doğru sistem içinde sistematik bir yaşantı kurmalı.

Şu anda devletin anaokulunda çalışan bir anaokulu öğretmeninin aylığı + ek saat ücreti ile birlikte eline geçen para 5 bin lirayı bulmaktadır. Ama 2018- 2019 eğitim- öğretim yılında özel anaokullarında çalıştırılan öğretmenler; kaçak, sigortasız çalıştırılmakta, sadece bin lira aylık verilmektedir. Bunu defalarca yazdım. Ama hala bu kanunsuzluk İlçemizde bile devam etmektedir.

Bilgisayar mühendisleri, bilgisayar satış market zincirlerinde, sigortasız ve asgari ücretin neti verilerek kaçak çalıştırılmaktadır. Yanı bu haksızlık içinde olan insanlar, devlet yönetimden, rejiminden, hükümetten nasıl memnun olacaklar? Bu hakları yenen insanların, hakkını kim arayacak, koruyacak?

Fırınlar her ekmekten 30- 35 gram çalışıyor. Şikâyet ettim. Belediye zabıtası gitti. Sadece uyardı! Bu hak hukuk çiğneyen ve yiyen insanlar, ahirette imanlarından, ibadetlerinden bu hakkını yedikleri insanların hakkını ödeyecekler. Eğer imanı, ibadeti yoksa hakkını yedikleri insanların yerine cehennemde cezasını çekecekler. Bu millet hakkını helal etmez. Çünkü kendine ahirette sevap lazımdır. Zalime hak helal edilmez. Zalim yaptığı gâvurluğun cezasını çekmelidir.

Ben bile o kadar girişimci, bilgili, bilinçli, ileri görüşlü, on tane kadar farklı dernekte sekreterlik yapmış, okullarda öğretmenlik, müdürlük yapmış bir kişiyim. Beni bile çok kez dolandırıcılar, sahteciler, sahtekârlar aldatmaktadır. Zarara uğratmaktadır. Hakkımı resmi yoldan alamamaktayım. Şu anda beni dolandıran bir kişi var. Mahkemeliğiz. 1,500 liralık senet için 10 kez kadar mahkemeye gittim. Hala bitmedi. Karşı taraf 4 tane avukat tutmuş. Dolandıran cezaevindedir. Patronu avukat tutmuştur. Hakkımı savunuyorum ama hak, hukukun gereğinin yapılmasında; zaaf, acizlik, yetersizlik vardır. İnşallah bu da böyle olmaz.

Kapitalistler halkı soymakta, soğana çevirmektedir. Bunlar da bir anarşist, terörist gibi devleti takmamaktadır. Devleti pek takan yoktur. Trafikte, sokakta, düğünlerde, toplantılarda devleti takan yoktur! Alenen, korkmadan, çekinmeden suç işlenmektedir. Bir “Adnan Oktar” denilen ahlaksız, Boğaziçi- Kandillide 24 tane kaçak bina- villa yapabilmekte, terör örgütünü Fetö gibi, PKK gibi 40 yıldır işletebilmektedir. Sol komünist terör örgütlerinden 123 tanesi, uyuşturucu çete ve mafya pek zorluklarla karşılaşmamaktadır. İnsanımız her yönü ile aldatılıp, kullanılmaktadır. Suç işleyenlere sürekli af geliyor. Gelmesine rağmen yine af girişimlerinde bulunuluyor. Böyle adalet yerini bulmaz. Hukuk işletilemez. Yargı doğru çalışmaz. Polis suçluyu tutmak için çok yorulmaz. Nasıl olsa ayrın çıkacak, der.

Trafikte kural tanıma yok! Düğünlerde tabanca, otomatik silahlarla atış yapıp, insan öldürme çok! Kaçak işçi, eleman çalıştıranın haddi hesabı yok! Devlette ne kadar olduğunu bilmiyor. Ama 10 yıl önce esnafı gazeteye abone için çarşıda dolaşırken, 35 bin nüfusu olan bir İlçede, sadece 2 kişi esnaf yanında sigortalı çalışıyordu. Yanı yüzlerce kişiden sadece 2 kişi sigortalıydı. Deprem yılı Sivil savunma amaçlı, kaymakamlık sigortasız eleman çalıştırıyordu. Ücretlerini de SYDV ödüyordu!

Aile içi kavga, öldürme, boşanma çok! Buna devletin hukuka uygun olmayan yasaları neden olmaktadır. Evlenmelerde resmi nikâh yapma zorunluluğu kaldırılmış. Zinalara ses çıkarılmamaktadır. TGBTİ olanların eylem, davranışları artmış. Videolar internette gösterilmektedir. Ülkemizde 2. Ve 3. Büyük siyasi parti milletvekilleri, bu TGBTİ olanların eylemlerine destek vermektedir! Nerede bir pislik varsa orada olmaktadırlar. Terör örgütleri büyürken, ses çıkarılmamakta, büyüklüğü arttıkça da devlet başa çıkamamaktadır! Yılanın başı küçükken ezilmelidir. “İyilik yaygınlaştırılmalı. Kötülükler önlenmeli. Engellenmeli.” Ama önce devleti yönetenler, halka hakça güzel örnek olmalıdır. Böyle olursa, halk ile iletişim ve ilişki daha kolay kurulur. Saygın olunur ise, saygı duyulur.”

- - - - - - -