Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün meme kanseri ve risk faktörleri hakkında ayrıntılı açıklamada bulundu.
Dr. Üstün, meme kanserinde erken tanıyla şifa şansı olduğunu ve tedavi seçeneklerinin ise çok olduğunu belirtti. İstatistiklere göre her 8 kadından birinde hayatının herhangi bir döneminde meme kanseri geliştiğini ve kadınlar arasında en sık görülen malign tümör olup tüm kanserlerin yüzde 30’unu oluşturduğunu anlatan Doç. Dr. Hasan Üstün “Erkeklerde meme kanseri görülme olasılığı vardır ve her meme kanseri olan 100 kadına karşılık 1 erkekte görülmektedir. Otuz yaşından sonra meme kanseri riski artmaktadır. Menopoza giriş devresi olan 45-55 yaşları arasında bir duraklama görülmektedir. Elli beş yaşından sonra sıklığı artmaktadır. Meme kanseri tanısı konulan kadınların yüzde 50’sinin 65 yaşı üzerinde olması, yaşam boyu takiplerin önemini göstermektedir. Günümüzde meme kanserinin sebebi tam olarak bilinmemektedir. Hastaların yüzde 70’inde belirlenebilen bir risk etkeni bulunamamaktadır. Belirlenebilen risk etkenlerinin çoğu kontrol edilememektedir. Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artmaktadır. Hastaların çoğunluğu 50 yaş üzerindedir. Annesinde veya kardeşinde meme kanseri öyküsü olanlar yüksek risk altındadır. Meme kanseri olan kadınların yüzde 85’ inin ailesinde meme kanseri öyküsü yoktur. Ailesinde meme kanseri olanlar doktora danışarak mamografi çektirmeye aile bireylerinin teşhis yaşından önce başlamalıdırlar. 12 yaşından önce adet kanamasının başlaması meme kanseri riskini arttırır. Menopoza girme 55 yaşından sonra ise meme kanseri riski artar. 30 yaşından sonra hamile kalmak veya hiç hamile kalmamak meme kanseri riskini artırır. Çoğu çalışma 10 yıldan fazla östrojen kullanımının meme kanseri gelişiminde ufak bir risk artışına sebep olduğunu göstermektedir. Önceden meme kanseri olmuş hastaların diğer memelerinde kanser gelişme riski yüksektir. Meme bölgesine ışın tedavisi uygulanan hastalarda yaklaşık 10 yıl sonra meme kanseri riski artmaktadır. Bazı çalışmalar meme kanserinin bazı tiplerinde diyetin etkili olduğunu göstermiştir. Yaşlı ve şişmanlarda meme kanseri görülme olasılığı artmaktadır. Az yağlı, dengeli ve sebze-meyve ağırlıklı diyetin riski azalttığı öne sürülmektedir. Sigara ile meme kanseri arasındaki ilişki tam olarak gösterilememiştir” diye belirtti.
MEME KANSERİNDE ERKEN TANI UYARILARI
Dr. Üstün, kendi kendine meme muayenesi, doktor muayenesi, mamografi, ultrasonografi ve biyopsi ile erken tanı sağlanabileceğini belirtti. Bütün kadınların kendi kendine meme muayenesi yapmayı öğrenmesi ve bu muayeneyi düzenli olarak yapmayı alışkanlık haline getirmesi gerektiğini anlatan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Memedeki kitlelerin yüzde 80’’i, bu kitleler iyi huylu olsun, kötü huylu olsun, kadınların kendisi tarafından ya tesadüfen, ya da kendi kendine meme muayenesinde keşfedilmektedir. Kendi kendine meme muayenesi ideal olarak adet döngüsünün 5.-7. günleri arasında, ayda bir kez yapılmalıdır. Menopoz döneminde olan ve adet görmeyen kadınlar ise her ayın kendi belirledikleri bir gününde bu muayeneyi yapabilirler. Kendi kendine meme muayenesinin üç ayrı aşaması vardır; gözle değerlendirme, yatar pozisyonda elle değerlendirme ve ayakta elle değerlendirmedir. 40 yaşına kadar 2 yılda bir hekim muayenesi ve gerekirse meme ultrasonografisi, 40-50 yaş arası 2 yılda bir hekim muayenesi, yılda bir mamografi, gerekirse meme ultrasonografisi, 50 yaş sonrası yıllık hekim muayenesi ve yıllık mamografi izlemi önerilmektedir.”
MEME KANSERİNDE TEDAVİ
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbı Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, meme kanserinde tedavisi konusunda da “Meme kanseri tedavisinde hastalığın evresine ve hastanın klinik durumuna göre ameliyat, kemoterapi, hedef tedaviler (akıllı ilaçlar), radyoterapi ve hormon tedavisi seçenekleri bulunmaktadır. Güncel tedavilerle eskiden ölümcül olabilen bu hastalık günümüzde iyi bir ekip çalışmasıyla başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir” diye belirtti.