Lütfen! Aklımızı, zekâmızı, beynimizi, kalbimizi; doğru, gerçekçi, yararlı bilgilerle işletelim. Yalan, yanlış, eksik, zararlı fikirler öğrenip; kötü, zararlı, çirkin, perişan duruma düşmeyelim! Milli, manevi, dini, ilmi bilgilerle kendimizi geliştirelim. Kur’ân ve peygamber yolunda olup; İslâm, ilim, bilim, bilgi, sanat, meslek, kültür, insanlık değerleri ile kendimizi ve başkalarını faziletli, mübarek, şahane, muazzam, muhteşem, mükemmel insan yapalım. Her an olumlu yönde gelişmemizi sürdürelim. Her an başkalarına iyiliği, güzelliği, doğruluğu, dürüstlüğü, yararlı olmayı, olumlu insan olmayı; sözel, yazılı, fiili örnek olarak, katkı sağlayalım. “Eğitim ve öğretim işi sadece okutmakla, yazmakla olmaz. Güzel örnek olarak davranışlarımızla da örnek olmalıyız. Kendimiz güzel bir âlim örneği olmalıyız. Peygamberimiz gibi güzel örnek, rol model olmalıyız.”

Tevhit inancı, Kur’ân ve sünnet inancı merkezli, birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Din merkezli birlik ve beraberlik içinde olamıyorsak; milli, ulusal, vatan, millet, devlet, bayrak değerleri çerçevesinde, birlik ve beraberliği sağlamalıyız.

Dinimize hainlik etmemeliyiz. Vatanımıza, milletimize, devletimize, bayrağımıza, milli, manevi değerlerimize düşmanlık etmemeliyiz. Düşmanlarımızın, emperyalistlerin, küreselcilerin, sapkın görüşte- felsefede olanların, bozuk ideolojilerin; kulu, kölesi, mankudu olmamalıyız.

Kur’ân’ımızı parçalamamalıyız! Vatanımızı parçalayıp, bölmemeliyiz. Dinimize hakaret ettirmemeliyiz. Zalim düşmanlarla işbirliği yapıp; din- iman, Müslüman, vatan, millet, devlet, bayrak, ümmet, insanlık düşmanlığı yapmamalıyız. Vatanımızın her değerine; taşına, toprağına, canlısına, cansızına sahip çıkmalıyız.

Birlik ve beraberlik içinde olursak; sevgi, saygı, dostluk, kardeşlik içinde davranırsak, akıl, vicdan, insaf, merhamet ile yaşarsak, huzurlu, mutlu, rahat oluruz. Aksi halde her türlü vahşeti, dehşeti, acımasızlığı, perişanlığı, fecaati, felaketi yaşayarak, kahroluruz! Dünyaya, tarihe ibretle bakıp, dersler çıkarmalıyız. Olanlardan ders almalıyız. Aynı yanlışı bizde yapmamalıyız.

İslam ülkeleri, mezhepçilik, ideolojik sapkınlık yaptığından, başkalarının mankudu olduğundan, birlik ve beraberlik içinde değildir. Şiilik, Selefilik, Vahabilik ile mezhepçilik yapılmaktadır. Bu nedenle Ortadoğu’da 8 kadar ülke, Türkiye ve Türk düşmanlığı yapmaktadır. Bizleri çökertmek, yok etmek için düşmanlarımızla ve terör örgütleri ile dayanışma içindedirler. Bize karşı İsrail, Yunanistan, ABD ile işbirliği yapmakta, güvenlik anlaşmaları yapmaktadırlar.

 Avrupa’da 53 ülke vardır. 27 tanesi “Avrupa Birliği (AB)” adı altında birlik oluşturmuşlardır. Bunların da 11 tanesi ülkemize azılı düşmanlık yapmaktadır. Açıktan düşmanlık edip, terör örgütleri ile dayanışma içindedir. Geri kalanlarda dostça davranmamaktadır.

Amerika denilen, ABD- USA ise düşmanların başını çekmektedir. “Bunların hepsi terör devletidir.” Şu anda dünyanın 39 yerinde savaş, çatışma çıkarmışlardır! BM denilen “Birleşmiş Milletler de” 5 daimi ülke vardır. Vahşet çıkaranların başında, bu 5 ülke gelmektedir. Bu beş ülke en güçlü ordulara sahip olan ülkelerdir. En çok silah satan, pazarlayan devletlerdir.

Avrupa’da da ekonomik yönüyle en güçlü ülke; 83 milyon nüfusu ile Almanya’dır. Orada 3 milyon Türk nüfus var ama her biri farklı sebeplerle birbirine karşıt olmuş! Birbirinin kuyusunu kazmaktadır! Oysa birlik, beraberlik içinde olsak, dünyanın bir numaralı güzel ülkesi oluruz.

“Sadece Allah cc. İnancı ile tevhit inancı ile bir ve beraber olalım. Allah’ın yasakladığı; birliği, beraberliği, bütünlüğü bozan haramlardan uzak kalalım. Milli konularda bütünleşelim. Hak, hukuk, doğruluk, dürüstlük, düzgünlük, güzel ahlâk, edep, hayâ, haddi bilme, sınırları aşmamalı, kendini bilme, Rabbi bilip, uyma gibi dini ve milli konulardan sapmayalım. Düşmanların bize pompaladığı sapkınlıkları def edelim. Sapkınlara, düşmanlara aldanıp, kanmayalım.”

Ülkemizin insanları ve müminler her zaman olduğu gibi gene zor süreçlerden geçmektedir. “Türkiye düşerse, İslam ümmeti düşer; insanlık biter!” Ümmetin ocağına ateş, savaş, saldırı, vahşet, vahşiler, barbarlar düşmüş! Dünya savaşlarla yok edilmek istenmektedir!

Afganistan, Irak, Bosna- Hersek, Kosova, Arakan Müslümanları, Doğu Türkistan Müslümanları, Mora Müslümanları, Orta Afrika Cumhuriyeti Müslümanları, Habeşistan’ın ırkçılık çatışmaları ile 4 parçaya ayrılması; dehşet veren barbarlık ve vahşetlerdir. 

Çeçenistan ve Kafkasya Müslümanlarına Rusya’nın zulüm yapması, Azerbaycan’ın defalarca Rus ve Ermenistan saldırılarına uğraması, Kırım’ın 2014 yılında Rus tarafından işgal edilmesi ve gasp edilmesi; bir hak, hukuk, milletin çiğnenmedir.

Keşmir’in işgali, Suriye, Yemen, Mısır, Sudan, Libya, Afrika, Asya, Latin Amerika ülkeleri, insanlık olarak can çekişmektedir!

2008 yılında, Rusya 4 milyon nüfuslu Gürcistan’ı işgal etmek için saldırıya geçti. Gürcistan, dünyanın ikinci büyük askeri gücü karşısında hiç dayanamadı. Türkiye bölgeye ulaşarak, her türlü insanı yardımı yaparak, işgali yarıda kestirdi. Ama Gürcistan’ın “Abhazya bölgesini,” Gürcistan’dan sessiz, sedasız aldı! Kimse “Abhazya bölgesini” Gürcistan’a ver, demiyor!

Rusya, Ukrayna’da bulunan Rus ırkını ayrıştırmak için kışkırttı. Ayaklandırdı. Rus azınlık, Rusya destekli, silahlı saldırıya geçti. Bu arada Rusya ordusunu harekete geçirerek, Kırım’ı 2014 yılı sonbaharında aldı. Ukrayna, Rus gücü karşısında savunma bile yapamadı.

“Rusya yayılmacıdır. Emperyalisttir. Saldırgandır. Vahşidir. Barbardır. Gücü yettiğini yok etmeye çalışır. Bizimle 16 savaşı oldu. 11 savaşı Rusya kazandı.” Her zaman güçlü ve hazırlıklı olmalıyız. İttifak ettiğimiz sağlam ve güçlü ülkelerle birlik yapmalıyız.  

Sadece zalimlere biz zalim olduklarını haykırıyoruz. Sadece vahşileri biz durdurmaya çalışıyoruz. Sadece biz insani yardım yapıyoruz. Devletimiz ve 28 yardım kuruluşumuz her yıl ve her zaman 150 kadar ülke halkına insani yardım yapmaktadır. Kovid 19 pandemi nedeniyle devletimiz 156 ülkeye ve 9 kuruluşa salgınla ilgili medikal, ekipman malzeme yardımı yaptı. Hem de kendi, uçağıyla götürdü.

Bütün iyiliklerimize rağmen, vahşi, barbar caniler hala Türkiye ve Türk düşmanlığı yapmaktadır. Oysa bizim hiç kimseye kin, nefret, intikam, öç alma, ihtiras, öfke, zarar verme gibi bir düşünce ve eylemimiz yoktur. Biz, medeni insanlarız. Taassup ve cehalet içinde cahilliğin sapkın karanlığı içinde kimliğimizi kaybedenlerden değiliz.

İslam ülkelerinde, sapkınlar; ırkçılığı, etnik kimlikçiliği, dil, mezhep ayrımcılığını, bölgeciliği, tarikatçılığı, cemaatçiliği yayarak; ümmetin bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini bozmaktadırlar. Siyasi parti ve ideolojik derneklerle ülkemiz insani bozulmaktadır. Hiç yararı olmayan etkinlikler; medya, siyasi bozuk çalışmalar, AB ve ABD tarafından desteklenmektedir.

Emperyalistler, Siyonistler, masonlar, ülkemizde ve İslam ülkelerinde at oynatmaktadır! Kendini Müslüman sananlarda, İslam adına; toplu halde insanları katletmektedirler! Terör yapmaktadırlar! Zaten ideolojik rejimlerde; faşizm, kapitalizm, liberalizm, diktatörlüklerde; katliamlar, rejimin asıl öğesidir!

Bu vahşi barbarlar, kendinden olmayanı bulamazlarsa, birbirini çiğ yemektedirler! Kendilerini ve kendinden olmayanları yemek için her yıl 2 trilyon dolar kadar silaha para ayırmaktadırlar. “Dünyada 9 ülkenin 15 bin tane nükleer başlık silahı bulunmaktadır. Bir yarış içinde silahlanma sürdürülmektedir!”

Sapkınlıklarla dostluk, kardeşlik, birlik, beraberlik, barış, kalkınma, huzur, mutluluk olmaz, oluşmaz. Bizler, kardeş, dost olmak için sevgi, saygı, muhabbet, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma içinde her türlü dini ve insani etkinliğimizi yapmalıyız. Hakkı, hakikati, adaleti, güzel ahlâkı, barışı kurmaya çalışmalısıyız. İnsanlık sadece ve ancak tek hak din, İslam dininin hayat tarzı yapılması ile kurtuluşa erer. Barış sadece İslam dini ile tesis edilir. Bunun için diyorum ki, sapkınlıkları bırakın. “Gelin, birlik olalım. İşi kolay kılalım. Kardeş, dost olup; barışı yaşatalım.”

“Kardeşlerim, dostlarım, sizlere en güzel, iyi, doğru, gerçek, yararlı, olumlu, hayata uygulanabilir, çok farklı bilgileri; “varyant” şeklinde aynı metinde her zaman kullanıyorum. Bir makale metnimi okurken, çok farklı bilgilere sahip olabilirsiniz. Bir makalem sadece bir konuda, düzlemde, olmuyor. Sizlere her zaman yararlı olacak bilgi aktarmaya, vermeye çalışıyorum. Yalan, yanlış, eksik gördüğünüz olursa, sakin almayın. Beğenmeyin, benimsemeyin. Şüphe duyduğunuz bir konuda bilgi olursa; lütfen araştırın, inceleyin, irdeleyin.”

İnsan, toplum halinde yaşarsa, değerlidir, yararlıdır, güzel örnek olucudur. İnsan sosyal ve toplumsal hayat yaşayan; üstün, onurlu, becerikli, yetenekli varlıktır. İnsan, İslam ile ilim ile fazilet değerleri ile kendini değerlendirip, toplum içinde yararlı olmaya çalışmalıdır. Birey değil, bir tane değil; çok olmalıdır. Çoklukta her birey farklı sıfatlarıyla öne çıkıp, yaşamı güzelleştirip, anlamlaştırmalı. Tevhit ilkesi ile İslam ve ilimle mübarek bir yaşantı sağlamalı. Allah’ı ve kendini doğru tanımalıdır. Tevhit bilinci olmayan insan; insanlıklı, olgun, üstün yaşantı sağlayamaz. İnsan kendine yettiği gibi başkalarına da yetmeli. Bu, insanın kendini iyi yetiştirmesi ile olmaktadır. Yeteneklerin geliştirilip, beceriye dönüşmesi ile olmaktadır.

Müslüman, ayrımcılık yapmaz. Müslüman olmayana bile güzel, iyi davranır. İnsanları celp eder, güzel örnek olur. Irkçılık, din ayrımcılığı, mezhep, cemaat, tarikat ayrımcılığı yapmaz. “Herkesin dini kendinedir. Sen kendi hak dinini yaşamaya çalış. Gerisi olumlu olarak gelir.” İslam’dan şaşılması durumunda; sapan, sapık, sapkın, zalim, müşrik olunur. Yarar değil zararlı durum alınır. İlim ile dini anlayışı anlamalı. Kur’an ve sünnetten kopmamalı. İslam dinini de kendi küçük beynine göre yorumlamamalı. Asıldan, esastan kopmamalı.

İnsan, Müslüman olmalı, Müslüman yaşamalı, Müslüman ölmeli. Allah’a ve varlıklara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz. Allah’ın dinine samimiyetle, bilgiyle, bilinçle bağlı olmalı. Toplumlar olarak insanca, Müslüman’ca, medenice yaşamalı. Kardeş, dost olmalı. Barış içinde huzurlu, mutlu, rahat yaşamalı. Kısrak atlar gibi birbirini tepmemeli, tepinmemeli. Dünya ve ahiretimizi cehenneme çevirmemeli.

İnsani kötülüklerden, çirkinliklerden, zararlılardan, pisliklerden; ilim ve İslam yaşantısı temizler. Bu asla unutulmamalı. Çatışma, çekişme, boğuşma içinde olmamalı. Beynimizi, gönlümüzü batıl ve küfürden öncelikle temizlemeli. İslam dininin yasakladığı haram, günahları kendimizden uzaklaştırmalı. Tevhit ve vahdet içinde yaşamalı. İslam dininin emir ve yasaklarına uymalı. Sosyal hayatı İslamlaştırmalı. İslam dinine uygun iş, işlem, muamele yapmalı. Milli, manevi, dini ilkelere uygun davrananların; küçük hatalarına, yanlışlarına çok takılıp, kalmamalı. İnsan bilgilenip, bilinçlendikçe iyileşir, düzelir, ıslah olur.

“Lütfen! Makale yazılarım çok uzun oluyor. Size verdiğim, süre ve ayeti hemen interneti açıp, öğreniniz. Al-i İmran Süresi, 3/ 103. Ayeti dikkatle, derinden düşünerek, doğru anlayarak, okuyup, kavrayınız.”

 İlimle, irfanla, din ile imanla, İslam ile yaşayarak, hayatınızı anlamlandırıp, değerlendiriniz. Bilgin, bilge olunuz.

Âşık Yunus Emre’nin iki ayrı şiirinden, 2 kıta yazmak istiyorum:

“Gelin, tanış olalım.

İşi kolay kılalım.

Sevelim, sevilelim.

Dünya kimseye kalmaz!”

“Ben gelmedim, dava için,

Benim işim sevi için,

Dostun evi gönüllerdir.

Gönüller yapmaya geldim.”