GENÇLİK ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında, bakanlığa bağlı kurumlarda, öğrenci yurtlarında, spor tesislerinde, kamplarda ve gençlik merkezlerinde manevi danışmanlık ve din hizmeti sunmak üzere işbirliği protokolü imzalandı. Bakan Mehmet Kasapoğlu, "Maalesef gençlerimizi geçmişte istismar ettiler, ama inşallah bundan sonraki süreçte bu tür iş birlikleri ile onlara hiçbir istismar alanı bırakmayacağımızı ifade etmek istiyorum" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı düzenlenen imza törenine; Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş katıldı. Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Burada konuşan Bakan Kasapoğlu, Türkiye'nin 20 milyon genç nüfusuyla dünyanın en genç nüfuslarından birine sahip olduğunu, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve diğer kuruluşlarla yaptıkları işbirliği sayesinde hizmet çıtasını daha yukarıya taşımayı ve gençleri yarınlara daha güçlü hazırlamayı amaçladıklarını bildirdi. Bakan Kasapoğlu, bu tür işbirlikleriyle ayrıca gençlerin istismar etmek isteyen odakların da önüne geçmek istediklerini vurgulayarak, "Bunun yanında amacımız; bu önemli hazineyi istismar etmek, kullanmak isteyen unsurlara da hiçbir açık alan bırakmadan gençlerimizi adeta onlara kaptırmamak. Maalesef gençlerimizi geçmişte istismar ettiler ama inşallah bundan sonraki süreçte bu tür iş birlikleri ile onlara hiçbir istismar alanı bırakmayacağımızı da ifade etmek istiyorum. Sayın Başkan bu konuda her çabamıza gönülden destek verdi, tüm imkânları seferber etti. Size ve tüm Diyanet camiamıza teşekkür etmek istiyorum" dedi. Bakan Kasapoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yaptıkları işbirliğinin, Diyanet personeli, cami cemaati ve Kur'an kursları öğrencilerinin de spora yönlendirilmesi noktasında önemli bir misyon olduğunu kaydetti. 'GENÇLERİMİZ ARASINDA AYRIMCILIK YAPAMAYIZ' Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise, imza attıkları protokolün gençlik hizmetlerine daha çok imkân ve ivme kazandıracağını söyledi. Erbaş, gençlere doğru şekilde önderlik ve rehberlik yapmanın en büyük sorumluluklarından birisi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Düşüncesi, hayat tarzı, kılık kıyafeti ne olursa olsun gençlerimizi aynı şekilde sahiplenmeli, onlara önem vermeli, onları geleceğe hep birlikte hazırlamalıyız. Çünkü hepsi bizim çocuklarımız. İsimleri Ali, Veli, Ayşe, Fatma, yani bizim milletimizin uygun görerek vermiş olduğu isimlerle çağırıyoruz. Dolayısıyla aralarında ayrımcılık da yapamayız. Sürekli eleştiri ve olumsuzluklar üzerinden değil, rehberlik ekseninde bir iletişimi tercih etmeliyiz." '711 HOCAYI GÖREVLENDİRDİK' Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, gençlere yönelik manevi danışmanlık ve dini rehberlik hizmetlerinin yanında, kurumlarla işbirliği halinde hizmetler de sunduklarına değinerek, şunları kaydetti: "Bugün bu imza töreni ile gençlere manevi danışmanlık hizmetlerinde işbirliği ve koordinasyonumuzu daha da güçlendirmiş olacağız. İlk olarak 2013 yılında imzalanan iki protokol ile Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü'ne bağlı yurtlarda Başkanlık marifetiyle Kur'an eğitim ve öğretimine yönelik çalışmalar başlatılmıştı. Akabinde 2015 yılında imzalanan iş birliği protokolü ile gençlere yönelik Kur'an eğitiminin yanı sıra Manevi Danışmanlık ve rehberlik hizmetinin de önü açılmıştı. Halen bu protokol kapsamında, Gençlik ve Spor Bakanlığımızca açılan bütün yaz kamplarının maneviyat istasyonlarında hocalarımızı görevlendirmekteyiz. Şu an itibariyle 711 hocamız, Kredi ve Yurtlar Kurumu'nda öğrenci yurtlarında, gençlere manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti sunmak üzere görevlendirilmiştir." Yapılan konuşmalarından ardından işbirliği protokolü imzalandı.