HATAY'ın Antakya ilçesinde tarihi Uzun Çarşı'da dedesinden kalan kundura tamirciliğinde 55 yılını geçirerek, müşteriler tarafından 'Profesör Doktor' olarak anılmaya başlayan Mehmet Sıtkı Yenilmez, ilerleyen yaşına rağmen mesleğini icra etmeye devam ediyor. Uzun Çarşı'da çocukluğundaki çıraklıktan, kalfalığa ve dükkan sahibi olmasına kadar birçok hikayesini anlatan Yenilmez, 64 yaşında olmasına rağmen hala işini aşkla yaptığını ifade etti.
50 yılı aşkın deneyimi ile birlikte gerek çevre esnafından gerekse vatandaşlar tarafından 'Profesör Doktor' unvanını alan Yenilmez, "Vatandaşlar bana doktor unvanını, iş yaparken, 'yapılamaz' denileni yaptığım için verdi. Ben de unvanı benimsedim. 50 yıldır da doktor diye anılır, çağırılırım. Mesleğimiz aslında ailemizde dedeme kadar dayanıyor. Dedem kunduracılık yapıyordu. Ben de onun yanında çırak olarak başladıktan sonra bu işi severek yapmaya başladım. 64 yaşındayım, esnaflığı 50 yıldır sürdürmeme rağmen, son dönemlerde piyasanın çok pahalı olduğunu söyleyebilirim. Müşteriye fiyat söylemeye ben utanıyorum. Mecbur, alım gücü zayıf. Ama çok şükür yaşayıp gidiyoruz. Vatandaşlar, burada geçirdiğim 50 yılda beni sevdi. Uygun fiyat alıyorum, vatandaşla samimi ve doğalım" dedi.
'ASIL DERDİMİZ ÇIRAKLIK'
Tamircilik mesleğinin her geçen gün biraz daha unutulduğunu söyleyen Yenilmez, en büyük sorunun mesleği aktaracak yeni bir kuşak bulunmaması olduğuna dikkat çekti. Yenilmez, "Bizim asıl derdimiz çıraklık. Çırak bulamıyoruz. Adam bana 'oğlumu yanına göndereceğim ama ne kadar para vereceksin?' diyor. Ben de para vermeyeceğimi söylüyorum. Ben dükkanımı, makinamı teslim edeceğim bir çırağın önce işi öğrenmesini beklerim, zaten işi öğrenirse biz çırağımızın hakkını veririz. Fakat işçi bulamıyoruz. İşçiler 1-2 gün çalışıp hemen kaçınca, ben de artık çırak almak istemiyorum. Bu meslek eninde sonunda ölecek. Çünkü geriden gelen yok. Bu işi yapmak temel ister, işi öğrenmek ister. Meslekte gençlerimiz sabırsız. İşi beğenmiyorlar. Eli yüzü boya oldu diye gelmiyorlar. Biz eskiden işten dayak diyoruz diye kaçtığımızda evde bir de babamız bizi döver geri gönderirdi. Ama şimdilerde bunu yapacak bir ortam kalmadı" diye konuştu.