BALIKESİR Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Satıl, kantaron bitkisinin oldukça faydalı özellikleri olduğu kadar, yanlış kullanımlarında da tehlikeli olabileceğini belirtti. Prof. Dr. Satıl, “Yaklaşık 80 türü olan kantaron bitkisinin iyi edici özelliği olan sadece 6 tür bulunuyor. Bu türler birbirine benzemektedir. Toplanmasından hazırlanmasına ve tüketimine kadar dikkat edilmesi gerekmektedir” dedi.
Yara iyileştirme özelliği ile ön plana çıkan ve son dönemde yağı ile birlikte çay olarak tüketimi de artan kantaron bitkisinin kullanımı giderek artmaya başladı. Kantaron yağının her evde bulunması gereken bir ürün olduğunu söyleyen Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Satıl, kantaron bitkisinin oldukça faydalı özellikleri olduğu kadar, yanlış kullanımlarında da tehlikeli olabileceğini belirtti. Satıl, “Türkiye yetişen yaklaşık 80 tür kantaron bitkisinden sadece 6 türü tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Bu türler birbirine benzemektedir ve toplanmasından, hazırlanmasına ve tüketimine kadar dikkat edilmesi gerekmektedir” dedi.
TEDAVİ AMAÇLI KULLANILAN KANTARON
Latince adı 'Hypericum perforatum' olan kantaron bitkisinin özellikleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Fatih Satıl, şunları söyledi:
"Kantaronun çiçekleri 5 parçalı, dallarının ucunda ve altın sarısı renkte oluyor. En ayırt edici özelliği ise çiçeklerinin kenarlarının siyah renkli salgı tüyleri ile çevrili olmasıdır. Bir diğer özelliği de bitkinin yapraklarını ışığa doğru tuttuğunuzda salgı kesecikleri parlak noktacıklar halde kolaylıkla görülüyor olmasıdır. Halk arasında da bu bitkiye binbirdelik otu denilmesi de bu özelliğinden ileri gelmektedir. Bu konuda maalesef halkımız arasında da kullanımı noktasında çok yanlış uygulamalar olduğunu görüyoruz. Ama bununla beraber, ‘Bundan elde edilen yağ, her evde bulunması gereken mucizevi bir bitki’ diyorum ben. Çünkü yara iyi edici özelliği var. Hücre yenileyici özelliği var. Ondan elde edilen yağ, cam kesiği gibi, tırnak izi gibi ve hafif derecedeki yanık izlerinin giderilmesinde, yanık tedavisinde mükemmel bir bitki.”
KANTARON YAĞININ HAZIRLANIŞI
Kantaron yağının hazırlanması konusunda bazı yanlışlar yapıldığını belirten Prof Dr. Fatih Satıl, öncelikle doğru bitkinin toplanması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Satıl, kantaron yağının hazırlanışını şu şekilde anlattı:
“Kantaron yağı hazırlamak için bitkinin 100 gram kadar çiçekli dallarını alıyoruz, cam kavanoza veya şişeye koyuyoruz, üzerine 250 mililitre kadar da zeytinyağı ilave ediyoruz. Yabancı madde girmemesi için ağzını tülbentle kapatarak, güneşte 15-20 gün kadar bekletiyoruz. Arada etken maddenin çıkması için karıştırarak, 15 gün sonunda bu yağı bir tülbent veya pamuk ile süzerek, siyah kapalı bir şişede, serin ortamda muhafaza edebiliriz. Evdeki kesik, ufak yaralanmalar ve yanmalarda hemen acil olarak kullanabileceğimiz bir bitki. Tabii ciddi yaralanmalarda, ciddi yanıklarda mutlaka doktora başvurmamız gerekiyor. Yoksa bu şekilde uygulayarak enfeksiyonlara neden olabiliriz.”
ÇAYINI YAPARKEN KESİNLİKLE KAYNATMAYIN
Prof. Dr. Fatih Satıl, kantaronun antidepresan özelliği olan bir bitki türü olduğunu belirterek, “Kantaron bitkisi çay olarak da kullanabilir. Orta seviyede depresyonlarda rahatlatabilir, sakinleştirici olarak kullanılabilir. Tabi kantaron çayında da her şeyde olduğu gibi aşırıya kaçmamanız lazım. Günlük dozaj 3 fincanı geçmemesi gerekiyor. Bunları da kaynatmadan içmemiz gerekiyor. Çiçekli dal parçalarını yıkadıktan sonra fincana koyuyoruz. Üzerine sıcak su ilave ediyoruz. 5-6 dakika bekliyoruz. Kendine özel rengini verdikten sonra mümkünse balla, yoksa şekersiz olarak içebiliriz” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI