DENİZLİ'de yaşayan ve tek akülü sandalyelerini ortak kullanan, bedensel engelli Gürkan- Rahime Tan (43) çifti, seyyar tezgahta simit ve poğaça satıyor. Rahime Tan, "Biz balık değil balık tutmayı istedik. Hayat mücadelemizi sürdürüyoruz" derken, eşi Gürkan Tan ise "İşimizdeki zorlukları el birliğiyle aşıyoruz. Evde kalmayı değil hayatın içinde olmayı seviyoruz" dedi.
Denizli'de yüzde 51 bedensel engelli Gürkan ve eşi yüzde 40 yürüme engelli Rahime Tan, 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine tahsis ettiği seyyar tezgahta simit ve poğaça satarak, hayatlarını sürdürmeye başladı. Her gün saat 07.00'de Denizli Devlet Hastanesi önündeki seyyar tezgahlarını açan Tan çifti, fırından aldıkları taze simit ve poğaçaları satıyor. Müşterilerini güler yüzle karşılayan çift, iş hayatında engelleri yardımlaşmayla aşıyor. Çiftten biri poşeti açarken, diğeri de talep doğrultusunda simit veya poğaçayı yerleştiriyor. Fiziksel engellerine rağmen çalışma hayatının içinde yer almayı tercih eden çift, 10 saatlik mesailerinin ardından yine birbirine destek olarak eve dönüyor. Yorucu çalışma temposu içinde yaşamlarını sürdüren çift, evden işe giderken, toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Bedensel engelli çift, belediye otobüsünden indikten sonra 10 dakikalık mesafeyi akülü tekerlekli sandalyeye sırayla binerek, gidiyor.
'BİZ BALIK DEĞİL BALIK TUTMAYI İSTEDİK'
İşlerini severek, yaptıklarını belirten Rahime Tan, "Kışın soğuk ve yağmurda, yazın ise sıcak havalarda çalışıyoruz. Biz balık değil balık tutmayı istedik. Hayat mücadelemizi sürdürüyoruz. Eşimle birlikte işe gidip geliyoruz. Tekerlekli sandalyeye bazen eşim, bazen ben biniyorum. Eşim bindiğinde ben bastonumla birlikte tekerlekli sandalyeye tutunarak yürüyorum. Hayatta iyi ve kötü günlerimizde beraberiz" diye konuştu. 
Gürkan Tan ise zorluklara eşiyle birlikte göğüs gerdiğini dile getirerek, "İşimizdeki zorlukları el birliğiyle aşıyoruz. Evde kalmayı değil, hayatın içinde olmayı seviyoruz. Bu şekilde gelirimizi elde ediyoruz. Hem para kazanıyoruz hem de toplumla iç içe yaşıyoruz. Rızkımızın peşinde koşmaya devam ediyoruz. Yağışlı ve soğuk havalarda işimiz zor oluyor. Ancak bu zorluklara birlikte göğüs geriyoruz. Kendi işimizi yapıp, anlımızın teriyle, onurumuzla işimizi yapıyoruz" dedi.