Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ‘İmam nikahı’ ile ilgili kararı değerlendiren Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye’de kuma patlamasını yaşanacağını iddia etti.
Eskişehir Baro Başkanı Rıza Öztekin hakkında açılan bir davaya katılmak üzere Eskişehir’e gelen Metin Feyzioğlu, basın mensuplarının sorularını Adliye Sarayı önünde cevapladı. Anayasa’nın 10. Maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle, imam nikâhı kıymak için önce resmi nikâh kıyma şartının kaldırılması ile ilgili soruyu yanıtlayan Feyzioğlu, alınan kararın yanlış olduğunu söyledi. Türk Ceza Kanunu imam nikâhını yasaklayan bir kanun olmadığını hatırlatan Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, “Mevzuatta dini nikah yasak diye bir hüküm yoktur. Sadece resmi nikâhsız kadınların zorla imam nikahı ile evlendirilip, haklarından mahkum edilmelerini önlemek için Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunda, önce resmi nikah kıyılsın, ardından imam nikahını kıyabilirsiniz demişti. Önce resmi nikahı kıymayan imam da sorumlu tutuluyordu. Burada üstün menfaat, bir takım kadın haklarına insan haklarına aykırı töreler ve geleneklerle birilerine kuma verilmesini, fakirlerin ezilmesini önlemekti. Aileler diyebiliyorlardı ki, ‘Kanun önce resmi nikahın kıyılmasını söylüyor. Önce resmi nikah kıyıldıktan sonra biz imam nikahına hayır demiyoruz.” Böylece farklı bir gerekçe oluşturuyordu. Şimdi son derece yanlış bir gerekçe ile Anayasa Mahkemesi resmi nikah olmadan, imam nikahının kıyılmasının suç teşkil ettiğine dair maddeyi iptal etmek suretiyle, kadınların, ailelerin, fakirlerin elinden en büyük savunmayı aldı” dedi.
“ÇOK CİDDİ KUMA PATLAMASI YAŞANACAK”
Alınan karar sonrasında kadınların miras haklarının da ellerinden alındığına dikkat çeken Feyzioğlu, konuyla ilgili konuşmasına şöyle devam etti:
“Sonuç, çok ciddi bir kuma patlaması yaşanacak. Sonuç, kadınların miras hakları ellerinden alınacak. Niye, çünkü önce resmi nikahı kıyalım diye kanuna dayalı haklı bir gerekçe gösteremeyen kadınlar ‘bana güvenmiyor musun?’ Cümlesi ile imam nikahı ile evlendirilip, resmi nikahı arkadan gelir denilip, gelmediğinde miras hakkından mahrum kalacak. Boşandığı zaman bugün ki medeni kanun ‘evlilik birliği içinde edinilen malların yarısı kadınındır’ derken tabii ki bu durumda evlilik birliği resmen kurulmamış olduğu için kapının önüne kedi yavrusu gibi koyacak. Çocukların soy bağlarında sıkıntı olacak. İnançlı, inançlı değil hiç farketmez, bu insan haklarını, kadınların temel haklarını ihlal eden, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş kanunlarını kadınlar açısından alınan vahim bir karardır.”