İSTANBUL, () - 15 Mart, Dünya Tüketici Hakları Günü olarak biliniyor ve ülke ekonomilerinin en büyük aktörü olan tüketicilerin sahip oldukları hakları bir kez daha gündeme getiriyor. Öğr. Gör. Ömer Faruk Petek, ürün fiyatlarında özellikle son dönemde karşılaşılan suistimallerin önüne geçmek için en büyük görevin, kamudan sonra tüketicilere düştüğünü ifade etti.

15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilinçli tüketicilerin, tüketim davranışlarında sahip oldukları haklardan haberdar olmasına ve sağlıklı bir ekonomiye vurgu yapıyor. Türkiye’de 1995 yılından bu yana her yıl kutlanan 15 Mart Dünya Tüketiciler Günü ve 15-21 Mart Tüketiciyi Koruma Haftası ile tüketici hakları konusu gündeme geliyor. İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) Öğr. Gör. Ömer Faruk Petek, bu haftanın tüm dünyada ve Türkiye’de tüketici hakları konusunda ortakbir bilinç oluşturduğunu dile getirdi.

“SIKI BİR DENETİM BAŞLATILDI”

Özellikle son dönemde karşılaşılan haksız fiyat artışı haberlerinin tüketici hakları konusunu sıklıklagündeme taşıdığını söyleyen Öğr. Gör. Petek, “Ticaret Bakanlığı geçtiğimiz yıl bazı mal ve hizmet maliyetlerini etkilemediği halde, döviz kaynaklı maliyet artışı iddiasıyla fiyatlarını artıran işletmelere karşı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında önlemler alınmasına karar verdi. Hatta bu konuyu düzenleyen yönetmeliğe ek bir maddeyle, fiyat suistimali yapan firmalara sıkı bir denetleme başlattı. Fiyat denetimlerinin sıklaşması sadece tüketiciyi korumakla kalmıyor, aynı zamandadürüst üretici ve satış kanallarını da koruyan bir mekanizma daoluşturuyor. Ayrıca kamu öncülüğünde yerli üretim seferberliğinin başlatılmış olması da büyük oranda tüketicilerin fiyat belirsizlikleri konusunda korunacağı birimkan sağlayabilir” diye konuştu.

“TÜKETİCİLERİN KORUNMASI SERBEST PİYASA İÇİN HAYATİ BİR KONU”

Tüketici mahkemeleri ve tüketici hakem heyetlerine yönelik başvuruların yıllar içerisindegözle görülür bir ivme yakalamasının da memnuniyet verici olduğunu anlatan Öğr. Gör. Petek, tüketicilerin yasalarla korunmasının önemini şu sözlerle anlattı:

“Tüketiciler ülke ekonomilerinin sayı olarak en büyük aktörü olmasına karşın aynı zamanda en örgütsüz, en bireysel aktörüdür. Bir hizmet veya mal son kullanıcısına ulaşana kadar birçok sözleşmenin konusu olur, aracılar diyebileceğimiz farklı kişilerin elinden geçerek tüketiciye ulaşır. Son kullanıcı, diğerlerinden farklı olarak bu malı tekrar satmak için veya bir şey üretmek için değil tüketmek amacıyla satın alır. Bu anlamda, bir tüketicinin aldığı tüm ürünler veya alışveriş yaptığı tüm satıcılar hakkında derinlemesine bir bilgisinin olması beklenemez. Bu yüzden, serbest piyasada tüketici olarak işlem yapanların diğer aktörlere göre daha fazla korunması gerekir. Bu aynı zamanda, serbest piyasanın sağlıklı işlemesinin, bir diğer ifadeyle serbest piyasa kuralları çerçevesinde adil bir rekabet ortamının sağlanmasının da bir gereğidir. Ayrıca bilinçli tüketici piyasadaki tüm suistimallere karşı da bir bariyer görevi görür.”