Latif SANSÜR/SÖKE (Aydın), () - AYDIN'ın Söke ilçesi Kafa mevkisinde, Büyük Menderes Nehri'nin denize döküldüğü noktada, çok sayıda hayvan leşi ve iskeleti bulundu. Balıkçının ağına takılan ve yapılan incelemede sığıra ait olduğu belirlenen kafatasının üzerinin deniz kabuklarıyla kaplı olduğu görüldü. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, "Ölü hayvanlardan sulara karışan çeşitli enfeksiyöz ajanlar, akarsu güzergahı boyunca insan ve hayvanlara kolaylıkla bulaşabilmekte hatta denizlere ulaşabilmektedir" dedi. 
Afyon'un Dinar ilçesine bağlı Suçıkan bölgesinden doğan, Türkiye'nin en önemli 25 su havzasından olan, 584 kilometre uzunluğundaki Büyük Menderes Nehri'nin Ege Denizi'ne döküldüğü, Aydın'ın Söke ilçesinin Kafa mevkisindeki noktada çok sayıda hayvan leşi ile iskeletleri bulundu. Aynı mevkide balıkçının ağına, üzeri deniz kabuklarıyla kaplı kafatası takıldı. Bulunan kafatası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği'ne ulaştırıldı. EKODOSD yetkilileri de kafatasını incelenmek üzere İstanbul Üniversitesi Osteoarkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Onar'a gönderdi. Onar'ın incelemesi sonucu kafatasının sığıra ait olduğu tespit edildi.
'NEHRİN SULARIYLA YEDİĞİMİZ ÜRÜNLER YETİŞTİRİLİYOR'
Bölgede inceleme yapan EKODOSD Başkanı Sürücü, "Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan çöpler, ne yazık ki nehirlerimize, derelerimize ve çaylarımıza atılarak sulak alanlarımız kirletmekte ve denize kadar ulaşmaktadır. Büyük Menderes Nehri'ne sadece çöpler değil, halk sağlığı için çok büyük tehlike içeren ölü hayvanların da atıldığı görülmektedir. Nehre atılan büyükbaş hayvanlardan bir sığıra ait kafa iskeleti, Büyük Menderes'in denize döküldüğü Kafa mevkisinde avlanan bir balıkçının ağlarına takıldı" dedi.
Nehirlere ya da sulak alanlara atılan hayvan leşlerinin büyük tehlike oluşturduğuna bilim adamları tarafından defalarca dikkat çekildiğini kaydeden Sürücü, şunları söyledi:
"Maalesef ülkemizin tüm bölgelerinde yaygın olarak kullanılan bu yanlış ve tehlikeli yöntem biyolojik bomba niteliğindedir. Ölü hayvanlardan sulara karışan çeşitli enfeksiyöz ajanlar, akarsu güzergahı boyunca insan ve hayvanlara kolaylıkla bulaşabilmekte, hatta denizlere ulaşabilmektedir. Bunlar arasında hayvanlardan insanlara geçebilen ve zoonoz olarak adlandırılan hastalıklar en önemlileridir. Bu hastalıklardan bir bölümü ihbarı mecburi statüsüne alınmıştır. Bu konuyla ilgili il tarım müdürlüklerinin mutlaka kırsalda bir çalışma yapması gerekmektedir. Kırsal kesimlerde hayvancılık yapanların, hayvanları bir hastalık sonucu öldüğünde bunları nehre değil, derileri yüzülmeden akarsulardan uzak, yer altı sularını kirletmeyecek şekilde en az 2 metre derinliğinde bir çukur açılarak, üzerine kireç attıktan sonra gömülmeleri sağlanmalıdır. Büyük Menderes'in denize döküldüğü yerde balık ağından çıkarılan iskeletten anlaşılacağı gibi nehre atılan hayvanların leşlerinin denize kadar ulaştığı görülmektedir. Bu hayvan leşleri, şarbon, kuduz, tüberküloz hastalığı nedeniyle ölen hayvanlara ait olabilir. Nehrin sularıyla yediğimiz ürünler yetiştirilmektedir. Denizlerimizden tüm vatandaşlarımız yararlanmaktadır. Tarım ve Orman, Çevre ve Şehircilik Bakanlıklarına bağlı kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin, kırsal kesimlerde meydana gelen bu tür olayların önlenmesi için iş birliği yapmaları, halk sağlığı açısından olumlu olacaktır." 

FOTOĞRAFLI