Elif VARAN/İSTANBUL, () - İSTİNYE Üniversitesi Radyo, Sinema, Televizyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aybike Serttaş, cinsiyetçiliğin önlenmesi için önce söylemlerin düzeltilmesi gerektiği vurgusu yaparak “Söylemler zihnimizdeki yargılara dönüşüyor, yargılar da bizim davranışlarımıza yansıyor” ifadelerini kullandı.

İstinye Üniversitesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri kapsamında düzenlenen ‘Toplumsal Cinsiyet Penceresinden Roma Filmi Çözümlemesi’ başlıklı seminerde İstinye Üniversitesi Radyo, Sinema, Televizyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aybike Serttaş kadınların yaşadığı sorunları sinema üzerinden ele aldı. Seminerde, Oscar ödüllü ‘Roma’ filminde kadın karakterlerin öyküdeki yeri, cinsiyet temsilleri ve aynı zamanda toplumsal sınıf olgusu tartışıldı.

“KADINLAR OBJELEŞTİRİLMEMELİ”

Cinsiyetçiliğin önlenmesi için önce söylemlerin düzeltilmesi gerektiğinin vurgusunu yapan Doç. Dr. Aybike Serttaş, “Dünya Kadınlar Günü’nde, medya ve farklı mecralarda reklam kampanyaları, söylemler ve açıklamalar yapılıyor. Bunların bazılarının içerisinde bile cinsiyetçi söylemlerin yer aldığını görüyoruz. Öncelikle cinsiyetçiliğin ne olduğunun anlaşılması gerekiyor. Kadın hakları tartışılırken kadınların sadece birer ‘obje’ ve konunun dışındaki varlıklar gibi anlatılmaması gerekiyor. Bunları aşabildiğimiz zaman aslında Kadınlar Günü’nü doğru bir şekilde yaşamaya başlayacağız. Cinsiyetçilik ve kadınların hatalı bir şekilde konumlandırılması gündelik söylemelerle başlıyor. Daha sonra da medyada atılan başlıklara, haber diline, kadınların reklamlarda kullanımına, filmlerdeki kadın karakterlerine kadar uzanıyor. Aslında şunu görüyoruz; söylemler zihnimizdeki yargılara dönüşüyor, yargılar da bizim davranışlarımızı etkiliyor. Zaten bu yüzden insanlar kadına şiddet uygulayabilecek cesareti kendilerinde buluyor, bunlar bir zincir. Kadın hareketlerine önce söylemlerimizi düzelterek daha sonra da medyada ürettiğimiz ürünlere dikkat ederek devam etmeliyiz. Yani kadınlar konusunda gündelik yaşam ve medyanın söylemleri birbirini tamamlıyor, öncelikle bunu dikkate almalıyız” diye konuştu.

“CİNSİYETÇİLİK DÜNYA GENELİNDE YAŞANAN BİR PROBLEM”

Cinsiyetçilik ve kadın sorunlarının sadece Türkiye’de yaşanan bir sorun olmadığına dikkat çeken Serttaş, cinsiyetçiliğin diğer ülkelerde de farklı şekillerde rastlandığını söyledi. Kadınların sürekli mücadele verdiğini ve kadın haklarının tarihin en uzun süreli mücadelelerinden birisi sonucu kazanıldığını hatırlatan Doç. Dr. Aybike Serttaş, “Bu yüzden her ülkede farklı şekilde kadın haklarını tartışıldığını ve çeşitli uygulamalar yapıldığını görüyoruz. Yakın zamanlarda yayınlandı, Oscar ödüllü filmlerde bile kadın karakterlerin geri plana atıldığını, erkek karakterin ön plana çıktığını görüyoruz. Bu yüzden sadece bizim ülkemize özgü bir konu değil genel bir problem” diye konuştu.

“KADINLARIN MÜCADELESİ DEVAM EDİYOR”

Kadının sınıf mücadelesi için önemli bir aktör olduğunu söyleyen Serttaş, “Toplumsal sınıflardan önce asıl kadın temel haklarını almak için bunu yapıyor tarih boyunca. Hem temel hakları kazanmak için hem de sınıfın iyi bir üyesi olmak için kadınların mücadelesi devam ediyor” dedi.

“ROMA FİLMİNDE ‘GERÇEK’ KADINLARI GÖRÜYORUZ”

Oscar ödüllü ‘Roma’ filminde kadın karakterlerin öyküdeki yeri ve cinsiyet temsillerinin tartışıldığı seminer kapsamında “Roma filminde ‘gerçek’ kadınların öykülerini görüyoruz” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Aybike Serttaş’ın ‘Roma’ filmi değerlendirmesi ise şöyle:

“Roma filmi çok şiirsel bir film, alıştığımızın dışında kadın karakterler var. Genelde filmlerde kadın karakterleri ‘dekoratif’ birer obje olara görürüz, güzellikleriyle ya da fedakar özellikleriyle ön plana çıkarlar ama bu filmde alıştığımız kadınların dışında ‘gerçek’ kadınların öykülerini görüyoruz. Bizim amacımız, kadınların gerçekçi bir şekilde yansıtılması ve erkek bakışına hizmet edilmesi yerine hayattaki gerçek duruşlarının tartışılması. Bu amaçla Roma filmi güzel bir örnek. Çünkü, filmdeki iki kadın karakter de son derece gerçek, oyuncak gibi ya da ambalajlanmış değil, duyguları, hisleri ve öyküleri var ve onları anlatmak için yaratılmışlar.”