İdris TİFTİKÇİ / İSTANBUL,() CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda düzenlenen "Büyük Trabzonlular Buluşması"nda konuştu.
Konuşmasına, "Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimi tekrar rahmetle yad ediyorum. Milletimiz, Muhsin kardeşimi cesaretiyle, yiğitliğiyle, samimiyetiyle ve elbette vesayetçiler karşısındaki o dik duruşuyla hatırlayacaktır." diyerek başlayan Erdoğan, "Hiç kimseye iftira atmadık, kara çalmadık. Muhalefet, meydanları çamur siyasetiyle yalan, bühtan siyasetiyle kirletirken biz yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan bahsettik." dedi. Mitingler yaptığı Ağrı, Muş, Van ve Adıyaman'ın selamlarını getirdiğini söyleyerek, Erdoğan, şöyle devam etti: "Her dört şehrimizde de bin yıllık kardeşliğimizi tekrar perçinledik. Milletimizi kamplara ayıranlara inat birliğimizi daha sıkı sıkıya tescil ettik. İnsanımızı kutuplaştıranlara inat muhabbetimizi tekrar yeniledik. Bizi bölmek isteyenlere, parçalamak isteyenlere gerçekten bu dört vilayetten çok farklı cevaplar verdik. İradesini terör örgütüne ipotekleyen zavallılara bir kez de bu şehirlerimizden mesajlarımızı verdik. Nasıl Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de rabiamızı haykırmışsak, Muş'ta, Ağrı'da, Van'da, Adıyaman'da da hep birlikte rabiamızı tekrarladık." Kalabalıkla beraber rabiayı tekrarlayan Erdoğan, "Burada bir soru işareti var mı? Ama Bay Kemal bizim bu işaretimizden çok rahatsız olmuş. 'O birilerinin işareti' diyor. Bay Kemal, bak dikkat et. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Buna söyleyecek lafın varsa çık bunu açıkça söyle. Ülkemizi tökezletmek isteyenlerin, milletimizin sendelemesini bekleyenlere hem Muş'tan hem de Ağrı'dan esaslı bir ders verdik." diye konuştu. 


"SEÇMENİ ANCAK SANDIK GÜNÜ İYİCE YAKLAŞINCA HATIRLADILAR"
Gittikleri her yerde büyük bir teveccühle karşılandıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnsanlarımıza Türkiye'nin ve şehirlerinin son 17 yılda nereden nereye geldiğini rakamlarla, videolarla, tablolarla tek tek anlattık. Hamasete, popülizme asla tevessül etmedik. Hiç kimseye iftira atmadık, kara çalmadık. Muhalefet, meydanları çamur siyasetiyle yalan, bühtan siyasetiyle kirletirken biz yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan bahsettik. Önce milletimize 17 yılın karnesini gösterdik, sonra desteklerini talep ettik. Önce vatandaşımıza 5 yılın hesabını verdik, sonra gelecek 5 sene için icazet istedik. Biten yatırımlarımızla beraber devam eden projelerimizi, bunların ne aşamada olduğunu, ne zaman biteceğini de insanımıza izah ettik. Şehirlerimize önümüzdeki dönemde hangi yatırımları kazandıracağımızı yine milletimizle tek tek paylaştık. Biz böyle bir seçim kampanyası yürütürken muhalefetin neler yaptığını, neyle meşgul olduğunu sizler de bizzat gördünüz. Biz Sivas'tayken, Rize'deyken, Trabzon'dayken onlar hala Ankara'da bölücü örgütün uzantılarıyla pazarlık yapıyorlardı. Bu pazarlıkta kim nerede, kiminle omuz omuza olacak, bunu konuşuyorlardı. Bugün Adıyaman'da da bunu gördük. Bunları anlamak mümkün değil. Nasıl oluyor da hiçbir zaman bir araya gelmelerinin mümkün olmayacağı bu siyasi partiler şimdi bir araya geliyor. Burası çok anlamlı. Düşünün CHP, HDP bir araya geliyor. Fakat açıklayabiliyorlar mı? Hepsi de inkar ediyor. Artık belgeler elde. Bütün bunlara rağmen yalan yanlış konuşuyorlar. Biz milletimizle kucaklaşırken onlar Ankara'da hala liste kavgası, isim, rant kavgası veriyordu. Seçmeni ancak sandık günü iyice yaklaşınca hatırladılar. Bu dönemi de 3-5 salon toplantısıyla 2-3 gazete röportajıyla atlatmaya çalışıyorlar."
Erdoğan, Millet İttifakı'nın İstanbul'da doğru dürüst miting  yapmadığını, buna cesaret dahi edemediğini ifade ederek, gittikleri yerlerde Hatay'da olduğu gibi millete ya da Denizli ve Aydın'daki gibi şahsına hakaret ettiklerini söyledi. Hiçbir şey bulamadıklarında da Yeni Zelanda saldırısında olduğu gibi tüm Müslümanlara hakaret ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Türk ve Müslüman düşmanı bir caninin suçunu bile size, bize ve İslam dünyasına yüklemekten çekinmediler. 51 kişinin şehit edildiği terör eylemi sonrasında 'İslam dünyasından kaynaklanan terör' demek sadece neonaziler ile Bay Kemal'in aklına geldi. Yeni Zelanda başbakanının ve halkının gösterdiği empatiyi, dayanışmayı, vicdanlı tavrı maalesef Bay Kemal gösteremedi. Biz bu süreçte ger çekten kararlı bir duruş sergiledik." ifadelerini kullandı.

"AYASOFYA'YI MÜZE OLMAKTAN ÇIKARIP AYASOFYA'YI CAMİ İSMİYLE MÜSEMMA HALE GETİRİRİZ"
Erdoğan, "Seçimlerden sonra Ayasofya'yı tekrar aslına rücu ettiririz. Bu ne demektir? Yani Ayasofya'yı müze olmaktan çıkarıp Ayasofya'yı cami ismiyle müsemma hale getiririz. Şimdi, Trump Kudüs'ü kalkıyor başkent ilan ediyor. Öyle mi? Golan  Tepeleri'ni işgalci İsrail'e çekiyor öyle mi? Siz de Türkiye'den bir cevap alacaksınız tabii..." dedi. Erdoğan,  Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde 15 Mart'ta cuma namazı sırasında iki camiye düzenlenen terör saldırısı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylemlerine ait görüntüleri izletti. Kılıçdaroğlu'nun saldırı sonrası söylemlerini eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bir şey söylememe gerek var mı? Şu adamın söylediğine bak. 'İslam dünyasından kaynaklanan terör.' diyor. Bu adam bu ülkenin yeri geldiği zaman 'Bu ülkenin yüzde 99'unu Müslüman.' demiyor mu? Diyor. Peki sen 'İslam dünyasından kaynaklanan terör.' nasıl dersin? Sen niye çalışıyorsun? Sen bu ülkenin herhalde Müslüman olduğunu unuttun. Önce kendini bir aynanın karşısına geç, bir gözden geçir. Sen nesin? Bu ülkede birisinin kalkıp da 'İslam dünyasından kaynaklanan terör dediği' zaman bizden alacağı cevap bellidir. Sen bir defa kantara çık. Nesin, ortaya çıksın. Bay Kemal'in ortaya koyduğu adayın da herhalde ondan farkının olmadığını göreceksiniz. Böyle bir genel başkanın böyle bir adayının faydası olabilir mi? Burasını Konstantinopol yapmak isteyenlerin aynen bu da kovasına su taşıyor. Burası Konstantinopol, Allah'ın izniyle olmayacak. Burasının adı İslambol, bunu böyle bilesiniz. Böyle de yürüyecek."
Erdoğan, yakın zamanda katıldığı bir televizyon programında Ayasofya ile ilgili ücretsiz giriş konusunda değerlendirmelerde bulunduğunu anımsatarak, şöyle devam etti: 
"Dedilerki Ayasofya ile ilgili olarak, hala ücretli olarak mı girilecek?' Ben de kendilerine dedim ki... Hayır Ayasofya'ya girişi ücretsiz hale getirebiliriz. Ve sadece ücretsiz hale getirmek değil. Seç imlerden sonra Ayasofya'yı tekrar aslına rücu ettiririz. Bu ne demektir? Yani Ayasofya'yı müze olmaktan çıkarıp Ayasofya'yı cami ismiyle müsemma hale getiririz. Şimdi, Trump Kudüs'ü kalkıyor başkent ilan ediyor. Öyle mi? Golan Tepeleri'ni işgalci İsrail'e çekiyor öyle mi? Siz de Türkiye'den bir cevap alacaksınız tabii... Alacaksınız. Biz şu anda her şeyden önce İslam İşbirliği Teşkilatı'nın dönem başkanı olarak bunlara bir cevap vermemiz gerekmiyor mu? Biz de şimdi mesuliyetimizin gereği olan bu cevabı verdik, veriyoruz ve vereceğiz. Onun için 31 Mart bir beka meselesidir. Bunu böyle biliniz. Onun için çok çalışacağız. Hele hele Ankara, İstanbul, İzmir buralar bizim için büyük önem arz ediyor."

"VARSIN BATILI SİYASETÇİLER GERÇEKLERİ İŞİTMEK İSTEMESİN. NETANYAHU'NUN KENDİSİNİN, OĞLUNUN AÇIKLAMALARINI DUYMADINIZ MI?"
Yeni Zelanda'daki son terör eyleminin sıradan bir hadise olmadığını söyleyen Erdoğan, "Bizim için bölücü örgütün, DEAŞ'ın saldırıları kadar hayati bir meseledir. Bu sorun muhalefetin yaptığı gibi kınama mesajıyla, birkaç utangaç telin cümlesiyle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Bizim yurt dışında 6,5 milyon civarında vatandaşımız var. Trabzon dahil, her ilimizden dünyanın 195 ülkesinde kendilerine hayat kuran bizim gurbetçilerimiz var. Yurt dışında okuyan, hocalık yapan, yatırım yapan, rızkının peşinde koşan 100 binlerce insanımız, işçimiz, gencimiz, kamu görevlimiz var. Bu tehlikeli gidiş eninde sonunda okları onlara da çevirecektir. Neo-nazi terörü en çok bu kardeşlerimizin can güvenliğini, mal güvenliğini, hak ve hürriyetlerini tehdit ediyor. Bunun için herkes boşverse de biz boş veremeyiz. Herkes sessiz, tepkisiz kalsa da biz sessiz kalamayız. Herkes görmezden, duymazdan gelse de biz görmezden gelemeyiz. Varsın İslam düşmanları rahatsız olsun. Varsın Batılı siyasetçiler gerçekleri işitmek istemesin. Netanyahu'nun kendisinin, oğlunun açıklamalarını duymadınız mı? Bunları duymayacak mıyız?" dedi. 


"SEN KİMİN ARAZİSİNİ KALKIP DA ORADA HEMEN BİR İMZAYLA NETANYAHU'YA VERİYORSUN?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'nın Golan Tepeleri kararına ilişkin de şunları kaydetti: 
"Ayın 9'unda seçim var. Seçim var diye Netanyahu'yu Trump Amerika'ya çağırıyor. Orada Golan Tepeleri'yle ilgili imza atıyor. Sen kimin arazisini kalkıp da orada hemen bir imzayla Netanyahu'ya veriyorsun? 1967 BM kararı var. BM'nin kararında buranın tamamıyla Suriye'ye ait olduğu söylenirken, sen nasıl oluyor da bunu İsrail'e peşkeş çekiyorsun? Böyle bir yetkin, hakkın yok. Nitekim AB bunu kabul etmiyor, İslam İşbirliği Teşk ilatı olarak bizler etmiyoruz, Rusya kabul etmiyor, Çin kabul etmiyor, BM Güvenlik Konseyi'nden böyle bir şey çıkarman mümkün değil. Ali kıran başkesen... Var mı böyle bir şey? Biz hangi dünyada
yaşıyoruz? Hakkı haykırmak, hakikatleri cesaretle dillendirmek bizim görevimizdir: Nasıl 82 milyonun üzerine titriyorsak, yurt dışındaki 6,5 milyon kardeşimize sahip çıkmak boynumuz borcudur. Nasıl işgalcilere karşı Kudüs'ün hakkını savunuyorsak, neo-nazi terörüne karşı insanımızın hakkını, hukukunu savunmak da bizim görevimizdir. Muhalefet anlamasa da Bay Kemal ırkçıların ağzıyla konuşsa da bu meseleyi sonuna kadar takip edeceğiz." 

"KÜRT KARDEŞLERİMİZLE EL ELE VERİP, PAZAR GÜNÜ BİR OSMANLI TOKADINI BUNLARA YAPIŞTIRMAMIZ LAZIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin yerel seçimlere dair söylemlerinin yer aldığı videoyu izleterek, "Sizlere soruyorum. Tüm Türkiye'ye, dünyaya sesleniyorum. Türkiye'de Kürdistan diye bir bölge var mı? Türkiye'de Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, İç Anadolu, Ege, Marmara var. Ama Kürdistan diye bir bölge Türkiye'de yok. Ey Sezai, eğer sen böyle bir yer arıyorsan. Irak'ın kuzeyinde var, defol ortaya git. Bu adam aynı zamanda Kürt değil." dedi. 
Erdoğan, "İstanbul'da 3 milyon Kürt kardeşimiz var. Onların oylarının hepsi İmamoğlu'na gidecekmiş, böyle bir şeyi kabul ediyor musunuz? Öyleyse Kürt kardeşlerimizle el ele verip, Pazar günü bir Osmanlı tokadını bunlara yapıştırmamız lazım." dedi.
Erdoğan, "Bu oyunu beraber bozacağız. 'Çünkü Doğu'da kazanacağız, Batı'da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz.' diyor. Yahu sanki Türkiye'de bütün seçmenlerin iradesi bununu elinde. İstanbul'da 3 milyon Kürt kardeşimiz var. Onların oylarının hepsi İmamoğlu'na gidecekmiş, böyle bir şeyi kabul ediyor musunuz? Öyleyse Kürt kardeşlerimizle el ele verip, Pazar günü bir Osmanlı tokadını bunlara yapıştırmamız lazım. Gayretimiz çok önemli. Kardeşlerim biz sadece Kudüs, Türkistan, Balkanlar, Afrika'nın imdadına koşmuyoruz, aynı zamanda 81 vilayetimizin her birine, 82 milyonun her bir ferdine de sahip çıkıyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, "Yollar, tüneller, hastaneler, banliyö hatlarıyla insanımızın hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Onun için ne diyoruz? Önce millet, önce memleket diyerek, gece gündüz koşturuyoruz. Niye biliyor musunuz? Biz Türkiye'de 600'e yakın baraj yaptık. Adam kalktı diyor ki 'Hatay'a gittim, belediye başkanına sordum, Burada baraj var mı?' Bakınız bu adamın hayatı yalan. Akşam yalan, sabah yalan. Buyurun ben size delillerle konuşuyorum. Hatay'daki barajları bizzat sizlere tevsik ediyorum. Ama bu adam utanmıyor, yalanı bu kadar kolay kullanan birisi yok. Şimdi bir tanesini İstanbul'a adaya gösteriyor. O da herhalde eğitimini almıştır. Yalan malan her şey var. Kardeşlerim, çok ciddi bir yola gidiyoruz, sıradan bir yol değil. Burası İstanbul. Bir ilçe değil, İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığı yapmak her babayiğidin karı değil. Belediye başkanlığım döneminde deniz otobüslerinde genel müdürlük yapan, daha sonra ulaştırma bakanlığı yapan, daha sonra başbakanlık, daha sonra meclis başkanlığı yapan Binali Yıldırım kardeşimizi layık gördüğümüz için İstanbul'a belediye başkan adayı yaptık. Çünkü İstanbul bir ilçe belediyesi değil, bu bakımdan buraya gelecek bir belediye başkanıyla bizim İstanbul'u ayağa kaldırmamız lazım. Çünkü İstanbul sevdamızın adıdır. Türkiye sevdamızın adıdır. İstanbul aşkımızın timsalidir. Trabzon bizim göz bebeğimizdir. Tıpkı şarkımızda olduğu gibi bizimkisi bir aşk hikayesidir. Biz, duasını bizden hiçbir zaman esirgemeyen milletimize aşığız. Biz, her seçimde bu davaya eşsiz zaferler yaşatan bu insanımıza aşığız." dedi. 

HDP'nin işinin gücünün hala heykel dikmek olduğunu ifade eden Erdoğan, "Kimin heykelini dikeceklermiş? Terörist başının heykelini dikeceklermiş. Sırtını nereye dayamış? Sırtını PYD, YPG ve PKK'ya dayamış. Biz dekendimizi milletimize ve Allah'ımıza dayadık, farkımız bu. '1 Temmuz'a kadar terörle mücadele yasasını kaldırmazsanız, savaş kapıdadır' diyor. 1 Temmuz geldi geçti neredesiniz? Sizi Cudi'de inlerinizde vurduk. Gabar'da vurduk, Tendürek'te vurduk, Kandil'de vuruyoruz ve vurmaya devam edeceğiz. Milletimizin huzurunu bozamayacaksınız, bizi bölemeyeceksiniz. 25 yıldır şahsımı bağrına basan bu güzel şehre, İstanbul'a biz aşığız, bu aşkımızı da asla ortadan kaldıramayacaksınız. 'Mesele vatansa gerisi teferruattır' diyen Karadenizli uşaklara biz aşığız. Biz her karışı aziz şehitlerimizin kanlarıyla mühürlenmiş bu vatana aşığız. Size ve İstanbul'a olan aşkımızı da icraatlarımızla ispat ediyoruz. Sizlerin  desteği ve duası sayesinde." diye konuştu. 


"GEBZE-HALKALI BANLİYÖ HATTI'NI 4 MİLYON İSTANBULLU KULLANDI"
Hizmete alınan Gebze-Halkalı Banliyö Hattı ile İstanbul'un raylı sistem uzunluğunu 233 kilometreye yükselttiklerini dile getiren Erdoğan, bugüne kadar 4 milyonun üzerinde İstanbullunun bu hattı kullandığına dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu ile Avrupa yakaları arasında seyahat etmenin böylece daha da kolaylaştığını vurgulayarak, "CHP'li belediyeler İstanbulluyu günlerce çöp, çukur, çamura boğdu. Biz ise İstanbul'un güzelliğine güzellik katıyoruz." dedi. Başakşehir, Hoşdere, Baruthane, Çırpıcı millet bahçelerini ve
Kayaşehir Millet Bahçesi'nin birinci etabını İstanbul'a kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, Atatürk Havalimanı, Ayazma, Pendik, Küçükçekmece, Halkalı, Zeytinburnu Beştelsiz, Yıldız Teknik Üniversitesi, Esenler 15 Temmuz millet bahçelerinin ve Kayaşehir Millet Bahçesi'nin kalan etaplarıyla ilgili sürecin de devam ettiğini aktardı. 

Erdoğan, sağlıkta 2 bin 682 yataklı Başakşehir İkitelli Şehir Hastanesi'ni gelecek yıl hizmete alacaklarını, Sancaktepe Şehir Hastanesi'nin ise şu anda ihale aşamasında olduğunu belirterek,"Toplamda 7 bin 589 yatak kapasiteli 11 hastanenin yapımı devam ediyor. Arife tarif gerekmez. Sizler bu yatırımların, eserlerin, projelerin zaten bizatihi içindesiniz. İstanbul'dan Trabzon'a her gidişinizde ilçelerimizi, köylerimizi ziyaret ettiğinizde zaten şehrimizin ne kadar geliştiğini görüyorsunuz. Trabzon ile beraber tüm Karadeniz'in nereden nereye geldiğine şahitlik ediyorsunuz. Muhalefetin hayalini dahi kuramadığı Ordu-Giresun Havalimanı gibi dev eserlerin nasıl  gerçeğe dönüştüğünü, sizler çok yakından biliyorsunuz. Muhalefetin ufkunun bile yetişemediği Ovit Tüneli gibi projelerin nasıl gerçeğe dönüştüğünü, bizzat tecrübe ediyorsunuz. 17 yıl öncesinin Trabzon'u, 25 yıl öncesinin İstanbul'u ile 2019'un Trabzon'u, 2019 İstanbul'u arasındaki fark aşikardır. İnşallah daha çok çalışacağız, inşallah çok daha güzel eserler ortaya getireceğiz." ifadelerini kullandı.

Programın sonunda, Trabzon Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Şatıroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir tablo takdim etti.