'İZMİRLİ KARDEŞLERİNE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM'
Kiraz'da halka seslendikten sonra, Kiraz Belediyesi'nce verilen yemeğe katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 8 aylık bir aranın ardından İzmir'e geldiğini söyleyen Erdoğan, "Şehre ayak bastığımız andan itibaren, bizi bağrına basan İzmirli kardeşlerine şükranlarımı sunuyorum" dedi.
Gelmiş geçmiş hükümetler içinde İzmir'in en büyük yatırımı kendi hükümetleri döneminde gördüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"İzmir'e 70 katrilyon TL'yi aşan yatırım yaptık. Özellikle iktidarlarımız döneminde merkezi yönetim yatırımları bakımından İzmir'in asla ihmal edilmediği, tam tersine sürekli kollandığı gerçeğidir. İzmir halkının günlük hayatında yaşadığı sıkıntıların önemli bir bölümü Büyükşehir Belediyesi'nin sorumluluk alanında olup, yapılmayan yatırımlardan kaynaklanıyor. Son dönemde özellikle Binali Yıldırım kardeşimizin kendini adeta İzmir'e adamasıyla birlikte belediyenin görevi olan yatırımların çoğunu da bakanlıklarımız üstlenmiştir. Üstelik bu yatırımları yaparken seçim sonuçlarına göre hareket etmedik. Çünkü biz İzmirlilerin bize oy verip vermediklerine değil, ülkemizin vatandaşı oldukları için seviyor, her birini kardeşimiz olarak görüyoruz."
'AK PARTİ İKTİDARI DÖNEMİNDE HANGİ İZMİRLİ ZULME MARUZ KALDI?' 
"Bizim anlayışımızda, milletimizin inancına, kökenine, kılığına veya kıyafetine, eğitim veya gelir durumunda olduğu gibi siyasi tercihleri ile de sınıflandırma olmaz" diyen Erdoğan, "Bu tür ayrımcı yaklaşımlar eski Türkiye'nin anlayışıdır. Gerçi son dönemde bu hastalıkları yeniden hortlatma çabaları yok değil ama bu ilkel ve insanlık dışı gayretlerin, milletimizden hak ettiği cevabı aldığına ve alacağına inanıyorum. İzmir'i hiç hak etmediği şekilde bu tarz eski Türkiye alışkanlıklarının sembolü olarak göstermeye çalışanlara sizlerin de gereken dersi vereceğinize inanıyorum. İzmir'in, ülkemizin üretiminde, ihracatında, istihdamında hala olması yere gelememesinin sebebi, bu şehrin ufkunu karartan CHP zihniyetidir. İzmir'in başına gelmiş en büyük felaket CHP'dir. Yıllarca bu şehri, 'Yaşam biçiminiz tehlikede' yalanı ile esir alanlara, buradan soruyorum; AK Parti'nin 17 yıllık iktidarında hangi İzmirli yaşam biçiminden dolayı baskıya, zulme, tehdide maruz kalmıştır? Türkiye'nin hiç  bir yerinde olmadığı gibi İzmir'de de böyle bir durum asla söz konusu değil. İnşallah İzmir yakında bu istismarcılardan kurtulacak. Sahip olduğu potansiyeli hakkı ile değerlendirerek büyük ve güçlü Türkiye fotoğrafında, gereken yeri alacak. Bunu sizlerle birlikte başaracağız. Bağnazlıktan, ideolojik saplantılardan, altı boş korkulardan İzmirli kardeşimizle, bu şehrin geleceği için birlikte çalışacağız" dedi.
'MİLLETİMİZ, YOLUNA DEVAM EDİYOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesine ve milletine ihanet etmemiş herkese kapılarının açık olduğu vurgulayarak, "Ülkesine ve milletine ihanet etmemiş, terör örgütleri ile arasına mesafe koyan herkese kapımız açık. Son yıllarda ardı ardına yaşadığımız saldırıların, ülkemizin bu konudaki kararlılığından kaynaklandığını biliyoruz. Türkiye'nin demokrasisini sarsamayanlar, güvenliğine ve huzuruna zarar veremeyenler, birliğimizi ve beraberliğimizi bozamayanlar, ekonomimizi yıkamayanlar yeni arayışlar içindeler. Milletimiz, yoluna devam ediyor" dedi.
'ŞEHİRLERİMİZİ ATEŞE VERMEYE KALKTILAR, BALYOZ OLUP TEPELERİNE İNDİK'
Maruz kaldıkları saldırılara karşı her cephede dimdik yürümeye devam ettiklerini belirten Erdoğan, "Suriye'nin kuzeyinde terör devleti kurmak istediler. Biz onlara izin vermedik, inlerine kadar girdik. Ve ne dedik; 'Onlar kaçacak, biz kovalayacağız.' Kaçtılar, kovaladık, kaçtılar, kovaladık. Ve şimdi Suriye'nin kuzeyine kaçmaya çalışıyorlar ama kaçamayacaklar. Çünkü ona göre farklı tedbirler alıyoruz. Kendi savunma sistemlerimizle bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenler, her yolu denemelerine rağmen, başarılı olamadılar. Sokaklarda kaos çıkarmayı denediler, izin vermedik. Terör örgütlerini kullanarak şehirlerimizi kana ve ateşe vermeye kalktılar, balyoz olup tepelerine indik. Devlet içinde örgütlenmiş yapılarını kullanarak envayi çeşit darbe girişimlerinde bulundular, milletimizle birlikte hepsini boşa çıkardık. Terör örgütleri ile ülkemizi kuşatmaya çalıştırlar, bu projeyi de paramparça ettik. Ekonomimizi çökertmek için kur, faiz, enflasyon üçgeninde bir oyun kurdular aldığımız tedbirlerle bunun da üstesinden geldik. Yedi düvele karşı verdiğimiz mücadeleyle ülkemizi içine düşürülmek istenen sinsi oyundan kurtarmayı başardık" diye konuştu.
'KENDİSİ CHP GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN AYRILMAYI ORTAYA KOYABİLECEK Mİ?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milletimize, partisine hayrı dokunmuyorsa da, kendisi yeni nesillere kötü siyasetçi nasıl olur dersi için mükemmel bir örnek teşkil ediyor. Bu zatın hezeyanlarını anlatırken en kibar ifadeleri kullanmaya çalışıyoruz. Son zamanda maalesef bir iftira. Neymiş, bir CHP'li makamıma gelmiş. 'CHP'ye Genel Başkan olabilir miyim?'. Bunu benimle müzakere etmeye gelmiş. Eğer böyle bir şey olduysa ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum. Ama Bay Kemal CHP'nin başına bela olmaktan ayrılacak mı, ayrılmayacak mı? O da kendini ortaya koysun. Benimle CHP adına gelip pazarlığa oturan kim, çıksın açıklasın. Onu açıklayamam. Peki o zaman nasıl böyle bir şey konuşabiliyorsun? Sıradan bir olay değil. Tayyip Erdoğan'ın işi gücü yok da CHP'nin Genel Başkanı kim olacak, bununla mı uğraşacağım. Buradan meydan okuyorum. Ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum. Kendisi acaba CHP Genel Başkanlığı'ndan ayrılmayı ortaya koyabilecek mi? Geçen gün çıkmış, 'Bay Kemal olmak kolay değil' diyor. Gerçekten de Bay Kemal olmak kolay değil. SSK'yı batıracaksın, ardından siyasete girecek verdiğin sözleri tutmayarak verdiğin her yemini yutacaksın, kaset komplosu ile parti çalkalanırken önce 'Aday olmayacağım' diyecek, ertesi gün 'Adayım' diye ortaya çıkacaksın. Kumpasla düşürülen Genel Başkanın koltuğuna oturacak ve hemen diyet borcu ödemeye başlayacaksın. Ancak bu şekilde Bay Kemal olunabilir. Her seçimden önce, 'Birinci parti olmazsak veya şu kadar oy alırsak gereğini yerine getiririm' diyeceksin, sandıkta hezimete uğradıktan sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranacaksın. 'Can güvenliği, mal güvenliği yok Türkiye'ye gelmeyin' diyor. Hale bak. Bu sinsi mesaj yolu ile davranmaktır ve ülkeye ihanettir."
'İŞTE SENİN ADIN BAY KEMAL'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
"Duydunuz mu bir gün Bay Kemal'den, 'PKK/YPG terör örgütüdür' dediğini? Duymadınız, çünkü onlarla Ankara'dan İstanbul'a el ele kol kola yürüyen o değil miydi? Çocukları dağa kaçırılan annelere gözünü ve gönlünü kapatacaksın, terör örgütünün düzenlediği her eyleme destek vereceksin. Diyarbakır'da ağlayan annelerin yanında yer almayacaksın, işte senin adın Bay Kemal. Darbe gecesi benden iki saat önce havalimanına geleceksin, tankların arasından sıvışıp Bakırköy Belediyesi'ne gidip, orada televizyon seyredeceksin. Kahveni orada yudumlayacaksın. Çünkü ancak bu şekilde Bay Kemal olursun. Doğru olmadığını bildiğin hadiseleri, defalarca tekrar edecek, tepki görünce yine aynı şeyleri söylemeyi sürdüreceksin. Millet yüzüne de tükürse, mahkemeler tazminata da hükmetse, yalanlarını söylemeye devam edeceksin. İşte yine bir 50 bin TL aldım. Arka arkaya mahkemelerden neticeler geliyor. Ama ne utanır ne sıkılır. Çünkü kendi parasından vermiyor. Büyük ihtimalle CHP'nin kasasından veriyor.
'SATTILAR DİYOR', SATILAN BİR ŞEY YOK'
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun savunma sanayisini güçlendirmek için atılan her adımı kötülediğini ifade eden Erdoğan, "Tüm dünyanın başarısını teslim ettiği görüşmeleri, müzakereleri, mutabakatları, harekatları tam tersinden anlatmak için sürekli ıkınıp sıkılacaksın. Yahu bizim Amerika seyahatine bile gölge düşürmek için neler yaptı neler. Neler yaparsan yap bütün dünya medyası bu seyahati nasıl değerlendiriyor, sen nasıl değerlendiriyorsun. Savunma sanayimizi güçlendirmek için atılan her adımı kötüleyecek, daha etkin ve verimli üretim için işletme devri çalışmalarını karalayacaksın. İşte Arifiye'deki palet fabrikası ile ilgili her türlü yalanı söylüyor. 'Sattılar' diyor. Be vicdansız, satılan bir şey yok yalan söyleme. BMC İzmir'de bir fabrikadır. BMC ile Katar ortaklaşa burada işletme hakkını alıyor. 50 milyon dolar Arifiye'ye harcama yapma kararını anlaşmaya koyuyorlar. Personel çıkarma diye de bir şey yok. Bu şekilde yapılan anlaşmayla adım atılıyor, bu çıkıyor 'Arifiye'yi sattılar' diyor. Daha ne diyelim, her türlü şey ortada. Yasal olmayan bir şey varsa, Türkiye bir hukuk devlet, müracaatını yaparsın, gerekli karar verilir. Yapılan her şey hukukidir, satılan bir şey yoktur. Burası Katar ile Türkiye arasındaki kurulmuş olan şirketin ortaklaşa burada bizim tanklarımızın, her şeyin bakımı; burada hatta yenilerinin üretilmesine geçilecektir. Bundan rahatsız oluyor" dedi.
'BU ZATA VAKİT AYIRMAK GERÇEKTEN İSRAFTIR'
Konuşmasında Kılıçdaroğlu'nu eleştirmeyi sürdüren Erdoğan, "Seçimlerden önce hiçbir belediyede kimsenin işten çıkarılmayacağına dair namus sözü verdi. Peki seçimden sonra ne oldu? işçi, emekçi kıyımı başladı. 'Ne oldu senin namus sözüne?' diye soranları duymazdan geldi. Namus, sıradan bir iş değil. Sürekli onurdan, haysiyetten, vatandan, dürüstlükten bahsedeceksin, bunların hiçbirine sahip olmayacaksın. Parti için rakiplerini yok etmek için her yolu deneyeceksin, aday belirlemede ortalığı kırıp geçireceksin ama diğer yandan sürekli demokrasiden, hukuktan, haktan, adaletten bahsedeceksin, öyle bir durum olmadığı açıklandığı halde benimle görüşen bir CHP'li olduğunu iddia edeceksin. Kendi Genel Başkanlığını korumak için şahsımın birilerine CHP Genel Başkanlığı teklif ettiğim yalanını ortaya atacaksın. Bay Kemal olmak hakikaten kolay değil. Bu zata vakit ayırmak gerçekten israftır. Ancak hezeyanlarını cevapsız bıraktığımızda iftira çıtasını yükseltiyor, yalan yelpazesini genişletiyor, terbiye sınırlarını iyice aşıyor. Ara sıra kendisinin hatırını sormak durumunda kalıyoruz. Hiç ümidimiz yok ama şayet bir gün gerçekten bu ülkenin hayrına işler yapmak isterse kendisine kapımızın açık olduğunu söylemek isterim. Tüm meselelerinin üstesinden gelmeyi başaran Türkiye'nin muhalefet sorununu da bir gün çözüme kavuşturacağına da inanıyorum" dedi. Erdoğan, buradaki programın ardından İzmir'den ayrıldı.

Umut KARAKOYUN/İZMİR, ()