Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve bazı sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, Diyarbakır’da son günlerde meydana gelen olayları kınayan bir basın açıklaması düzenledi.
Diyarbakır’da dün meydana gelen silahlı saldırı ve ardından yaşanan olaylar düzenlenen basın açıklaması ile kınandı. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) binası önünde düzenlenen basın açıklamasına, DTK üyeleri, DBP, CHP ve EMEP üyeleri, İHD, GÜNSİAD, DİSİAD ve Barış Anneleri İnisiyatifi ile çok sayıda STK temsilcisi katıldı. DTK binası önünde düzenlenen basın açıklamasını DTK Başkanlık Divanı üyesi Saliha Aydeniz okudu. Aydeniz, seçim takviminin başladığı günden bu yana demokratik siyasete yönelik faşizan saldırıların ardı arkasının kesilmediğini söyledi. Seçim sürecinin tek değişim ve dönüşüm gücü olarak kabul edilen Halkların Demokratik Partisi’ne, demokratik çevrelere ve özelliklede halka yönelik ırkçı, faşizan saldırıların devam ettiğini savunan Aydeniz, 5 Haziran katliam provasına dirayetle ve sabırla yaklaşan halkın ısrarla 90’lı yıllardaki gibi kirli karanlık bir oyunun içine çekilmek istendiğini söyledi. Aydeniz, "Son olarak dün Diyarbakır’da yaşanan olayların bir an önce faillerin bulunup yargı önüne çıkarılmasını bekliyor, bir merkez tarafından yönetildiği belli olan olaylarda hayatını kaybeden 4 vatandaşımız için Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Diyarbakır halkına başsağlığı diliyoruz. Hastanede yaşam mücadelesi veren ağır yaralı Fesih Çınar’a ve diğer yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bizler demokratik kitle örgütleri ve siyasi parti temsilcileri olarak bu durumdan kaygı duyduğumuzu ama aynı zamanda da Diyarbakır’da oluşturulmak istenen kaos ortamına karşı demokratik tepkimizi dile getireceğimizi belirtiriz. Bu konuda tüm Diyarbakır halkını ve duyarlı çevreleri sağduyulu olmaya davet ediyoruz" dedi.
Tüm bu yaşananları sivil toplum örgütleri ve kuruluşları olarak kaygı ile izlediklerini kaydeden Aydeniz, şunları söyledi:
"Halkımıza tekrar geçmiş yıllardaki vahşet ve katliamların yaşatılmasına izin vermeyeceğimizi ve buna tüm kurum ve kuruluşlar, siyasi partiler olarak dur diyeceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Demokratik siyaset hakkını kullanan halkımızın seçim zaferini kana bulayan güçleri lanetliyor ve kınıyoruz. Halkımıza reva görülen katliamlara karşı canımız pahasına karşı duracağımızı ve tutum sahibi olacağımızı belirtiyoruz. Devlet ve hükümet, katliamlar karşısında gerekli sorumluluğu göstermeyerek güvenliği sağlayamamışlardır. İhya-Der başkanına ve Yurttaş Meclisi çalışanlarımız dahil 80’den fazla kişiye ölüm tehlikesi altındasınız diyerek bir diğer grubu hedef gösteren Diyarbakır Emniyeti’ne soruyoruz. Bu istihbaratı nereden aldınız, tehdit eden güçleri niye engelleyemediniz, İhya-Der başkanını neden koruyamadınız, olayların büyümesini neden engellemediniz cevaplayın. Bizler tüm sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler olarak halkımızın en insani, demokratik halklar temelinde özgür ve eşit temelde yaşama hakkına sahip olduğunu belirtiyor ve kardeşlik temelinde ortak bir yaşamın mümkün olduğuna inanarak herkesi demokrasi ve barışa sahip çıkmaya davet ediyoruz. Ayrıca olaylarla ilgili bir heyet oluşturuldu ve bu heyet inceleme yaptıktan sonra kamuoyuna rapor sunacaktır."