Türkiye Yayıncılar Birliği’nin, ’Yayınlama özgürlüğü yolunda projesi’ kapsamında Diyarbakır’da düzenlenen panelde konuşan birlik başkanı Metin Celal Zeynioğlu, sansürün kağıtla sınırlı olmadığını belirtti. Panelde konuşan yazar-şair Ahmet Telli ise yazarların kitap yazarken 141 ve 142’nci maddelerle karşılaşmamak için, kendilerine otosansür uygulandığını vurguladı.
Türkiye Yayıncılar Birliği’nin yürüttüğü ’Yayınlama özgürlüğü yolunda projesi’ kapsamında Diyarbakır’da panel düzenlendi. Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleşen panele şair Ahmet Telli, yayıncı Tuğrul Paşaoğlu ve avukat Tora Pekin konuşmacı olarak katıldı. Panele aralarında Aram Yayınevi, Kürdi-Der, Nübihar’ın da olduğu çok sayıda Kürt Yayınları temsilcileri, gazeteci ve yazarlar katıldı.
Panel Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal Zeynioğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı. Yayınlama özgürlüğü projesini, yaşanan gelişmeleri bizzat yaşayanların ağzından duymak amacıyla gerçekleştirdiklerini belirten Zeynioğlu, Türkiye’de yıllarca basılan kitapların toplandığını ve devamında yayıncılara dava açıldığını ifade etti. Ancak son üç-dört yıldır değişen bir durumun olduğunu kaydeden Zeynioğlu, "Türkiye genelinde duyulmayan yasaklama, engelleme ve sansürler var. O anlamda da bu bölge toplantılarını yapmayı amaçladık" dedi.
Sansürün sadece yazılı kağıtla sınırlı kalmadığını ve dijital alana da yansıdığını anlatan Zeynioğlu, "Mesela dün ne oldu. Facebook, Youtube’ye erişim engellendi. Bunları Twitter izledi. Gece yarısı Google’a erişim engeli söz konusu oldu. Bu sadece kağıda basılı bir kitabın, derginin dışında, tüm alanlara yayılan bir sansür, kontrol etme arzusu olduğunu bize gösterdi" diye konuştu.
"SANSÜR HAYATIMIZIN PARÇASI HALİNE GELDİ"
Ardından konuşan avukat Tora Pekin, Diyarbakır’ı kendi ana dilini konuşması, yazması yasaklanan bir şehir olarak nitelendirdi. Diyarbakır’ın halen çocukların anadilde eğitim görmesi engellenen bir şehir olduğunu savunan Pekin, bu yasaklara karşı Diyarbakır’ın büyük mücadele verdiğini söyledi. İfade özgürlüğünün Türkiye’de sorunların başında geldiğini anlatan Pekin, birçok yayın organına dava açılarak, hüküm verildiğini anlattı. Pekin, en son Youtube, Twiter ve Facebook’a erişimin engellenmesi ile sosyal medyanın tümüyle sıfırlandığını hatırlattı. Başbakanın, katledilen savcının cenaze törenine gazetecilerin alınmasını engelleme yönündeki yeni bir fili sansür yöntemini uyguladığını belirten Pekin, sansürün, engellemenin günlük hayatımızın parçası haline gelip sıradanlaştığını savundu.
"BU KAZANILMIŞ BİR HAK DEĞİL GEREKLİLİKTİR"
Yazar-Şair Ahmet Telli ise yazarların kitap yazarken 141 ve 142’nci maddelerle karşılaşmamak için, kendilerine otosansür uygulandığını anlattı. Amacının otosansürle yayınlama yapanları suçlamak olmadığını belirten Telli, özetle şunları söyledi:
"Otuzlu yaşlarımda, ‘Devrimci Kürt şairi Cegerxwin ve Lenin Şafağı’ başlıklı yazımdan dolayı 142’den yargılandım ve hüküm giydim. Bana Lenin veya Marksizim sorulmadı, ‘Cegerxwin’i tanıyor musun?’ diye sordular. Yazıda ‘Kürt’ veya Kürtlüğe dair ne olursa olsun, ceza gerekçesi yapılabiliyordu. Bu günden düne baktığımızda çok yol kat edildi. Bugün Kürtçe yayın yapılabiliyorsa, yönetenlerin egemenlerin lütfu değil, bu mücadele ile kazanılmış bir hak da değil gerekliliktir."