Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıların kabul edilmeyeceğini belirterek, “Sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını yüksek sesle söylüyor ve de kınıyorum. Bu yanlıştan hareketle tasavvuf ve Müslümanlara yapılan saldırıları da aynı şiddetle kınıyorum” dedi.

Son günlerde sahte bir şeyhin çirkef bir davranışını fırsat bilen bazı çevrelerin tasavvuf, tarikat, cemaat ve dindarlara adeta saldırıya geçtiğini belirten YYÜ İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ferzende İdiz, “Kimisi, tarikat ve cemaatler hepten kapatılmalı derken, birileri de hızını alamayıp imam hatiplilere ağza alınmayacak hakaretlerde bulundular. Oysa yanlış yanlıştır. Yanlışı yapanın; şeyh, imam, öğretmen, milletvekili, belediye başkanı veya sıradan bir vatandaş olması fark etmez. Yapılan şayet yanlışsa kınanmalı ve tepki gösterilmelidir. Bu yapılırken de cemaatçilik, ırkçılık, yandaşçılık veya particilik yapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Bir tasavvuf akademisyeni olarak sahte şeyhin yaptığı hareketin; dine, imana, tasavvufa, insanlığa sığmadığını ve bunu yüksek sesle kınadığını söyleyen İdiz, “Aynı şekilde bu tür davranışlarda bulunduğu söylenen belediye başkanı, milletvekili kim varsa onları da kınıyorum. Aynı tepkiyi, sahte şeyh üzerinden Müslüman kesime ve tasavvufa saldırıda bulunanlardan dünya görüşlerine yakın olan belediye başkanı ve milletvekili için yapmalarını da bekliyorum. Aksi taktirde samimiyetlerinden şüphe ederim” diye konuştu.

Birçok farklı tanımı olmakla beraber genel anlamda tasavvufun; peygamber ve sahabesinin yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak olduğunu belirten Doç. Dr. İdiz, “Tarikat ise bu yaşamın pratize edildiği kurumlardır. Kendisine peygamber ve sahabeyi örnek almış olan bir kesimin tamamı hedef alınarak, sahte bir şeyh yüzünden dil uzatılmamalı ve hakaret edilmemelidir. Eleştiriler yanlışı yapan kimsenin şahsına yani sahte şeyhe yapılmalıdır. Aynı şekilde tecavüzde bulunduğu iddia edilen belediye başkanı veya tacizde bulunduğu söylenen milletvekili üzerinden tüm belediye başkanları, milletvekilleri ve onlarla aynı görüşte olanlara hakaret edilemeyeceği gibi. Maalesef peygamber ve sahabe gibi yaşamaya çalışanların da içerisinde sahteleri olmuştur. Ancak yine bunlara ilk tepki gerçek mümin ve sofilerden gelmiştir” dedi.

Dinin emir ve yasaklarının belli olduğunu ifade eden İdiz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Allah’ın yasaklarını çiğneyen ve yüz kızartıcı davranışlarda bulunan kim olursa olsun eleştirilmelidir. Eleştiri de yanlışı yapanın şahsına olmalı, şahsın içinde bulunduğu kurum, toplum ve çevreyi hedef almamalıdır. Bu anlamda sahte bir şeyhin yanlışından hareketle tasavvuf ve Müslümanlara saldıranları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu haksız hakaretlerde bulunanları da aynı şiddetle kınıyoruz.”