Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Coşkun Erüz, ekoturizmin kitle turizmi değil, duyarlılık ve nitelikli turizm olduğunu söyledi.
Gümüşhane Üniversitesi Turizm Fakültesi ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) işbirliğiyle gerçekleştirilen ‘Doğu Karadeniz Bölgesi Sürdürülebilir Turizm Kongresi’ devam ediyor.
Mühendislik Fakültesi Çok Amaçlı salonda düzenlenen kongrenin ikinci gününde eko-turizm üzerine bir konuşma yapan KTÜ öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Coşkun Erüz, Japonya örneği üzerinden ekoturizm konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“JAPONYA DOĞAL VE İKLİMSEL YAPISIYLA DOĞU KARADENİZ’E BENZİYOR”
Japonya’nın yüzde 60’nın yeşil alan olduğuna değinen Erüz, korunan alanların yasak alan olmadığını, halkın alanı olduğunu söyledi. Japonya’da eko-turizmin marka değerler üzerinden gerçekleştirildiğini dile getiren Erüz, iklim ve doğal yapısı Doğu Karadeniz’e benzeyen Japonya’da sistemin nasıl işlediği ile ilgili katılımcılara sunum eşliğinde bilgiler aktardı.
Eko-turizmin kitle turizmi olmadığını, duyarlılık ve nitelikli turizm olduğuna vurgu yapan Erüz, eko-turizm için bir yol haritası, manifesto ve master plan hazırlanmalı ve kesinlikle yerel halkın katılımının sağlanması gerektiğini belirtti.
“YOL YAPILARAK EKOTURİZM YAPILMAZ”
Doğu Karadeniz’de yayla turizmi denildiğinde “Haydi Zigana’ya çıkıp bir et yiyelim” algısı oluştuğunu ifade eden Erüz, bunun yanlış olduğunu, bölgede kamu eliyle sürdürülen "Yayla turizmi koridoru", "Yeşil Yol", "Yayla turizmi", "Ekoturizm" kavramlarını da eleştirerek, “Yol yapılarak eko turizm yapılmaz” değerlendirmesinde bulundu.
“HER YEŞİL ALANDA, KÖYDE, YAYLADA, HAYVANCILIK YAPILABİLİR AMA TURİZM YAPILAMAZ”
Herkesin turizmden kazanç sağlayabileceğini fakat herkesin turizm yapmaması gerektiği gerektiğine değinen Erüz, "Ekoturizm ancak yerel, kendine has, benzerlerinden farklı, cezbecidi, marka değeri olan özelliklerin var olduğu alanlarda yapılır. Karadeniz’de çokta bulunan her yeşil alan, her orman, her yayla, her köy ekoturizm alanı değildir. Her yeşil alanda, köyde, yaylada, hayvancılık yapılabilir ama turizm yapılamaz." dedi.
“TURİZM SEKTÖRÜ İHRACAT SEKTÖRÜNÜ GEÇTİ”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise turizm sektörünün 35 milyar dolarlık kaynağıyla ihracat sektörünün önüne geçtiğini ve ülke için hem lokomotif hem de stratejik bir sektör olduğunu vurguladı.
Kongrenin açılış konuşmalarının ardından akademisyen ve katılımcılar sürdürülebilir turizm işletmeciliği (çevreye duyarlı otel işletmeciliği), Doğu Karadeniz Bölgesinde sürdürülebilir turizm uygulamaları, sürdürülebilir turizm yaklaşımı, kavram ve uygulamalar, sürdürülebilir turizm çeşitleri, somut ve somut olmayan kültürel miras çalışmaları, turizm işletmelerinde kurumsal sosyal sorumluluk ve pazarlama, sürdürülebilir mutfak kültürü, sürdürülebilir turizm planlaması, sürdürülebilir turizm göstergeleri bağlamında turizmin ekonomik, çevresel ve sosyo-kültürel etkileri konularındaki bildirilerini paylaşacak.