MEMUR-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "8 Mart, bizim için kadınların sorunlarını gündemleştirmenin bir vasıtası iken, maalesef birilerinin ifsat ve istismar aracına dönüşmüş durumda. Eşcinselliğin pazarlanmasına, ahlaksızlığın sergi alanına, aileyi yıkmanın provasına dönüştürülmüş" dedi.
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesindeki otelde Eğitim-Bir-Sen tarafından '5'inci Kadın Komisyonları Türkiye Buluşması' programı gerçekleştirildi. Programa katılan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 450 bin üyelerinden 185 bininin kadın olduğunu belirtti. Sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın umudu olan bir sendika olduklarını ifade eden Yalçın, "Teşkilatın 'Bu kadar üye bize yeter' demesini kimse beklemesin. Emperyalizmin, kapitalizmin, sömürünün insanlığın kanını emdiği bir zamanda, kamu çalışanlarının çözüm için bizi işaret ettiği bir zeminde diyoruz ki 'Durmak yok, gevşemek yok'. Yeni ufuklardan yeni umutlara yürüyüşümüze yeni refikler katmak, teşkilatın azametini, heybetini ve cesametini büyütmek, tarihsel sorumluluğumuzun bir gereğidir. Ancak azamet, cesamet, heybet bu sorumluluğu yerine getirmeye yetmez. Azamete bilgi, cesamete bilgelik, heybete hikmet, niceliğe nitelik, kemiyete keyfiyet gerek. Bu nedenle, 'Eğitim çalışmaları çok önemli' diyoruz. Bu dönem eğitime çok daha fazla zaman ayıracağız, daha fazla imkân sağlayacağız" diye konuştu.
8 MART ELEŞTİRİSİ
Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün kutlandığını hatırlatan Genel Başkan Ali Yalçın, şunları kaydetti:
"8 Mart, bizim için kadınların sorunlarını gündemleştirmenin bir vasıtası iken, maalesef birilerinin ifsat ve istismar aracına dönüşmüş durumda. Eşcinselliğin pazarlanmasına, ahlaksızlığın sergi alanına, aileyi yıkmanın provasına dönüştürülmüş. Buradan açıkça söylüyorum; Hiç kimse bu ifsada kayıtsız kalmamızı beklemesin. İsmi Anadolu olan bir coğrafyada, analığı aşağılayan, aileye kasteden kim olursa karşısında bizi bulur. Bu zihniyete karşı örgütlü gücümüzle mücadele etmek boynumuzun borcudur. Özellikle de siz kadın teşkilatımızın borcudur. O nedenle yaptığımız bu eğitimler çok önemli. Biz bu zihniyetin, kadına karşı ayrımcılığın zirvesi olan başörtüsü yasağı üzerinden eğitim ve çalışma hakkına saldırıldığında tepki verdiklerini görmedik. Bilakis yasağın ortağı oldular. Çünkü feminizm ve toplumsal cinsiyetçilik, fıtrata savaş açmış bir harekettir. Bunlar bize, İslam'ın kadınlara baskı yaptığı yalanını yıllardır anlatıp duruyorlar. Oysa Müslüman kadınlar her dönemde topluma ve medeniyete çok önemli katkılar sunmuşlar, tarihe yön vermişlerdir."
'YENİ UFUKLARDAN YENİ UMUTLARA'
Kadın- erkek gerçekliğini yok sayan cinsiyetsizleştirme politikalarının insana ve ailelere saldırdığını söyleyen Yalçın, "Bu saldırıya karşı koyabilmek için örgütlü güce, bilgi, bilinç ve donanıma ihtiyaç var. Evet, bu tam da bizim işimiz, Türkiye'nin entelektüel birikimi olan Eğitim-Bir-Sen'in işi. Bu sizlerin işi. Bir yanımızda Suriye, bir yanımızda Doğu Türkistan, bir tarafta Mısır, Yemen ve diğer tarafta Keşmir, Filistin, Arakan. İslam coğrafyasının her yeri savaş, açlık ve insanlık dışı tablolarla yara bere içinde. İşte bu yüzden biz, bu yaraları sarmak, savaşları bitirmek, insanlığa umut olmak için 'Yeni ufuklardan yeni umutlara' diyoruz" ifadelerini kullandı.
'SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE İMZAMIZ VAR'
Türkiye'de kamu çalışanlarının ve özellikle de kadın kamu çalışanlarının sorunlarının çözümünde Eğitim-Bir-Sen olarak imzalarının bulunduğunu belirten Yalçın, kamu görevlilerinde başörtüsü yasağının toplanan 12 milyon 300 bin imza ve başlattıkları 'sivil itaatsizlik eylemi' neticesinde 2013 yılında sona erdiğini söyledi. Yalçın, "Biz bunu yaparken bazı sendikalar kamuda başörtülü çalışma yasağını savundular. 'Başörtülüler kamu hizmeti sunarken tarafsız davranamaz' dediler. 2013 yılından beri yüz binlerce başörtülü kamuda çalışıyor ve tarafsız davranmadıklarına dair hiçbir vaka yaşanmadı" dedi.
'KADIN, TÜM ÜLKELERİN POLİTİKALARININ MERKEZİNDE'
Çalışma hayatında kadınların sorunlarına tali çözümler arayan değil, yapısal sorunlara yapısal çözümler üretenler olduklarını söyleyen Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ise "Günümüzde, kadın konusu tüm ülkelerin politikalarının merkezinde yer almaktadır. Buna mukabil, kadın politikaları geliştirmenin bir zorunluluk olarak tüm topluluklar için bir zarurete dönüştüğünü görüyoruz. Bu mecburiyetin birçok toplumda gelenek ve modernite arasındaki gerilimi artıran bir hâl aldığını da biliyoruz. Bu vasatta sahih gelenekle kavgalı olmayan Eğitim-Bir-Sen'li kadınlar olarak, bugünü o kadim çınarın gölgesi altında yaşayacak bir zeminin inşacıları olacağız. Çünkü biliyoruz ki, ağaç kökü üzere yetişir" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI