TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, HDP'nin Diyarbakır il binası önünde oturma eylemini sürdüren ailelerle ilgili, "Anneler eylem yapıyorsa acılar vardır. Annelerden korksun herkes. Anneler kaçırılan ya da kandırılan evlatlarının dağdan indirilmesini istiyor. PKK'ya yarım ağız bile kınama yapamayanların, Türkiye Cumhuriyeti'ne sürekli laf sokuşturmasını samimi bulmuyorum" dedi. 
Sivas Kongresi'nin 100'üncü yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, Baro Başkanlığı'nın ev sahipliğinde, Uluslararası Hukuk Kurultayı Sempozyumu düzenlendi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi 4 Eylül Kültür Merkezi'ndeki sempozyuma; Vali Salih Ayhan, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, Adalet Komisyonu Başkanı Mehmet Burçin Çetinkaya, Türk Dili Konuşan ve Akraba Ülkeler Avukatlık Örgütleri Birliği (TÜRK-AV) üyesi ülkelerin baro başkanları ile çok sayıda avukat katıldı. Sempozyumda 'Kurtuluştan Kuruluşa 100'üncü Yılında Sivas Kongresi' anlatıldı.
'TERÖRİSTE TERÖRİST DİYEMEYENLE İŞİMİZ YOK'
Sempozyumun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Feyzioğlu, HDP'nin Diyarbakır il binası önünde 11 gündür oturma eylemini sürdüren ailelerle ilgili konuştu. Annelerin acılarına ortak olmak için TBB olarak Diyarbakır'a gittiklerini belirten Feyzioğlu, şunları söyledi:
"Anneler eylem yapıyorsa acılar vardır. Annelerden korksun herkes. Anneler, kaçırılan ya da kandırılan evlatlarının dağdan indirilmesini istiyor. Bazıları diyor ki 'Gidin, devletin kapısında bekleyin'. Elbette devletin de sorumluluğu var; ama anneler çocuklarına hiçbir zarar gelmeden o faşist ve kanlı örgütün elindeki evlatlarının serbest bırakılmasını istiyor. Biz neye kızıyoruz biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti devletine her fırsatta laf sokuşturanlar; bir cümle PKK'ya laf söylesinler, bir cümle DHKP-C'ye laf söylesinler. Ama bazıları için Türkiye Cumhuriyeti devletine vurmanın dayanılmaz bir çekiciliği var. 'PKK'ya laf söyleyin' dediğimizde tık yok. 'DHKP-C'ye laf söyleyin' dediğimizde tık yok. Biz kararlıyız; teröriste 'terörist', terör örgütüne 'terör örgütü' diyemeyenle bizim işimiz falan yoktur. Biz aynı zamanda hukukçuyuz ve bunu hukuk çerçevesinde söylüyoruz. Terör suçlusu olduğu iddia edilenin adil yargılanma hakkını savunan da biziz. Çünkü kimin terörist, kimin terörist olmadığı ancak adil bir yargılama sonucu ortaya çıkar. Ama PKK'nın bir terör örgütü olduğuna şüphe var mı? PKK'ya yarım ağız bile bir kınama yapamayanların, Türkiye Cumhuriyeti'ne sürekli laf sokuşturmasını samimi bulmuyorum. Bundan sonra hepsinin yüzlerine de çarpacağız." 
'TUTSAK DİYENLER, HUKUK BİLMEZLER'
Terör gerekçesi ile tutuklanan kişileri, bazı çevrelerin 'tutsak' olarak nitelendirmesini de eleştiren TBB Başkanı Feyzioğlu, şöyle konuştu: 
''Bu aralar bir jargon çıktı. Bu jargonu, bu ifadeyi kullanan kimse, biz buradaki tüm baro başkanları olarak ağır şekilde kınıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemelerinin mahkum ettiği ya da tutukladığı PKK'lılara, DHKP-C'lere, FETÖ'cülere ve terör örgütü mensubuna ya da bu iddia ile tutuklanan kişilere 'tutsak' diyenlere basın yoluyla sesleniyorum. 'Tutsak' kelimesi savaş hukukunda, savaşan taraflardan birinin eline geçen karşı tarafın askeri silahlı gücü için kullanılır. Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemelerinin mahkum ettiği kişilere 'Adil yargılanmadı' diyebilirsiniz. Bu düşünce özgürlüğüdür, hiçbir şey diyemeyiz. Adil yargılanmayı biz de isteriz. Bunun için mücadele ediyoruz; ama Türkiye Cumhuriyeti devleti mahkemelerinin PKK, FETÖ, DHKP-C üyesi olduğu gerekçesiyle mahkum ettiği kişilere 'tutsak' diyenler ya hukuk bilmezler ya da başka birilerinin jargonuyla konuşarak selam çakarlar. 125 bin meslektaşımın hiçbirinin bu jargonu desteklediğini düşünmüyorum. Bu jargonu kim kullanırsa mensuplarımızın, avukatların, büyük bir dikkatle dinlemelerini ve neyi kastettiğini, bu kişilerin neyi amaçladığını, iyi anlaması gerektiğini ifade ediyorum. Yargıtay Başkanlığı'na resmi bir mektup yazıp 'tutsak avukatlar, gazeteciler' dediğin zaman Türkiye Cumhuriyeti devletini siz düşman devlet statüsüne sokarsınız. Savaş hukukunu bilmiyorlarsa anlatmaya hazırız. Türkiye Cumhuriyeti devleti; PKK, FETÖ, DHKP-C karşısında savaşan devlet pozisyonunda değil egemen devlet pozisyonundadır. Bu örgütler de bildiğiniz adi, pis, kanlı, faşist terör örgütleridir. Bu kadar basit."