Gülseli KENARLI-İdris TİFTİKCİ / İSTANBUL () CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, "Tutturmuş 'erken emeklilik'.  İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı ve bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını da en güzel şekliyle alsın. Hem erken emekli olduğu zaman ideal olan ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle de ikinci işle, işsizliğe ne yazık ki öncü olacak. Sosyal güvenlik sistemimizin çökmesini istemelerinin zaten tek sebebi, böylece oluşan kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım, milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezleri toplu açılış törenine katıldı. Zeytinburnu'nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra  Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da katıldı. Açılış töreninde konuşan Erdoğan, "Mali açıdan daha güçlü hale gelen sosyal güvenlik sistemimizin bütçe üzerindeki yükünü de azalttık. Vatandaşlarımızın taleplerine doğrudan ve en hızlı hizmeti verecek bir iletişim ağı kurduk. Elektronik devlet uygulamalarıyla da geçmişte fiziki mekanlarda ve kağıt üzerinden yürütülen pek çok hizmeti, elektronik ortama taşıdık. Sosyal güvenlik borçlarının ödemesini kolaylaştırmak için çeşitli yapılandırma kanunları çıkardık. Muhtarlar ve güvenlik korucuları gibi geçmişte sosyal güvenlik primleri kamu tarafından ödenmeyen kesimleri de devlet şemsiyesi altına aldık. Pek çok kesime fiile hizmet süresi zammı hakkı vererek çalışma adaletini gözettik. Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürdürebilecek seviyelere çıkardık. Geçtiğimiz 17 yılda emekli maaşlarını 4 kata varan oranlarda artırdık. Prim ödemesine ve yılına bakmaksızın hiçbir emekli maaşının bin liranın altında kalmamasını sağladık. Son olarak emeklilerimize kurban ve ramazan bayramlarında 1000'er lira ikramiye vermeye başladık. Emeklilik sonrası çalışmaya devam eden emeklilerin aylıklarındaki kesinti oranını önce düşürdük, sonra da tamamen kaldırdık. Yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın sosyal güvenlik sistemimize intibakları için her türlü kolaylığı gösterdik. Tasarruf teşvik fonu ve konut edindirme yardımı kesintilerini yıllar sonra tüm hak sahiplerine ödeyerek, devletin milletine borçlu kalmasının önüne geçtik" dedi.

"HERKESE BİRİNCİ SINIF SAĞLIK HİZMETİ SUNUYORUZ"
Erdoğan, "Sağlık hizmetlerinden yararlanmada prim borcu sürelerini esnettik. Ülkemizde genel sağlık sigortası şemsiyesi dışında kimseyi bırakmayacak bir sistem kurduk. Bu sistemde herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunuyoruz. Sağlık karnesi, yeşil kart gibi vatandaşlarımızın işini zorlaştıran veya rencide eden uygulamaların tamamına son verdik. Artık vatandaşlarımız istedikleri hastaneden sağlık hizmeti alabilmekte, istedikleri eczaneden ilaçlarını temin edebilmektedir. Biz gelmeden önce bir ilaç reçetesinin içindeki ilaçların hastaneden ya bir tanesini ya iki tanesini alabiliyorduk. Diğerlerini 'git paranla al' diyorlardı. Elektronik reçete sistemiyle yanlış ilaç yanlış doz gibi sorunların ortadan kaldırıldık. Ödeme listesindeki ilaç sayısını 2 katından fazla artırdık. Eve verilen sağlık hizmetlerinin finansmanını üstlenerek bu alanda dünyada eşine az rastlanır bir seviyeye ulaştık. Tüp bebekten kalıtsal hastalıkların tedavisine, psikososyal ve ruhsal problemlere kadar pek çok tedaviyi ödeme kapsamına aldık. Kanser tedavisinde oldukça yüksek bedeli olan işlemlerden ilave ücret alınmasının önüne geçtik. Yerli ilaç üretimi ve yerli plazmadan kan ürünleri üretimine özel önem verdik. Bu konuda tüm yaşanan sıkıntıları yakından takip ediyorum ve inşallah kısa sürede hepsini de aşacağız. Ateşli silah ve trafik kazaları kaynaklı 3 boyutlu protez ihtiyaçlarının bedellerini de karşılamaya başladık. Bunlar kolay işler değildi, ama şimdi protez olayında da biz annelerin, babaların yanındayız. Niye? 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' Kanuni Sultan Süleyman böyle diyor. 'Gerekirse devlet olmasın ama benim vatandaşım sağlıklı olsun' diyor" diye konuştu.  

"İNSANLARIMIZA SADECE İŞ DEĞİL, AYNI ZAMANDA YÜKSEK BİR HAYAT STANDARDI DA SAĞLAMAYI AMAÇLIYORUZ"
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Kayıt dışı istihdamla etkin bir mücadele yürüttük. Kayıt dışı istihdamı yüzde 52 düzeyinden yüzde 36 seviyesine kadar indirdik. Böylece kayıt altındaki aktif sigortalı sayısını 12 milyondan 21 milyon 410 bin seviyesine çıkardık. Kayıt dışıyla birlikte toplam istihdam 29 milyonun üzerine kadar çıktı. İstihdamda son dönemde yaşadığımız kayıpları da hızla telafi ediyoruz, edeceğiz. Daha önce yüzde 8,4 seviyesine kadar düşürdüğümüz işsizlik oranı geçtiğimiz yılın ağustos ayında maruz kaldığımız kur, enflasyon, faiz saldırısının ardından yüzde 14'e kadar çıktı. Bu oranın özellikle eylül verisinin belli olmasıyla yeniden düşmeye başlamasını bekliyoruz. İş gücü arzı sürekli artan Türkiye, daha çok yatırım yaparak, daha çok üreterek, daha çok ihraç ederek, daha çok büyüyerek istihdamını geliştirecektir. 17 yıl önce göreve geldiğimizde ihracatımız 36 milyar dolardı, şimdi 171 milyar dolara çıktık. İnsanlarımıza sadece iş değil, aynı zamanda yüksek bir hayat standardı da sağlamayı amaçlıyoruz. Bunun için dünyanın ve ülkemizin değişen ihtiyaçlarına uygun istihdam politikalarının geliştirilmesine özel önem veriyoruz. Hedefimiz çalışan herkesin kayıt altında olmasını sağlamaktır. Kayıtlı istihdamı teşvik etmek için pek çok farklı projeyi, desteği hayata geçirdik. Kadınlara ve gençlere özel istihdam programları geliştirdik. İşverenlere ve çalışanlara sağladığımız teşviklerle istihdamın güçlü bir şekilde büyümesini sağladık. Ekonomideki genel toparlanma ve yeniden büyüme sürecinin etkisiyle önümüzdeki yıl çok daha sevindirici bir istihdam artışı bekliyoruz."

"YENİ MERKEZ BANKASI BAŞKANIMIZLA BERABER ŞU ANDA FAİZ ORANI YÜZDE 13,5'A KADAR İNDİ, DAHA DA İNECEK"
Erdoğan, "Cari işlemler hesabının eylül itibarıyla verdiği fazla 5.9 milyar dolara çıktı. Eskiden açık veriyordu, şimdi fazla veriyor. Altın ve enerji hariç tutulduğunda bu rakam, 47,7 milyar dolar fazlaya kadar çıkıyor. Bay Kemal ne diyordu? 'Bunlar şimdi IMF'e gidecekler.' diyordu. Bay Kemal, IMF'nin kapısını CHP zihniyeti açtı biz değil. Göreve geldiğimizde IMF'e borç 23,5 milyar dolardı. Mayıs 2013'te bu 23,5 milyar doları sıfırladık. Artık bizim IMF ile işimiz yok. Merkez Bankasının döviz rezervi 105-106 milyar dolara çıktı. Başbakanlığım döneminde 135 milyar dolara kadar çıktık. Tekrar oralara çıkacağız ve daha da artacak. Eylül ayında sanayi üretimin yıllık yüzde 3,4 artış göstermesi, yılsonu büyüme rakamının artı olacağını işaret ediyor. Şu anda görünen o ki bu yıl turist sayısı 50 milyonu aşacak. Türkiye, artık önemli bir destinasyon oldu dünyada. Açılan şirket sayısı yüzde 22'ye yakın arttı. Ana muhalefet yalan söylüyor, 'Azaldı.' diyor. Bunlar hesabı kitabı da bilmiyorlar. Faiz, maalesef yüzde 30'ların üzerine, yüzde 40a' doğru gitmişti. Ne oldu? Bir Merkez Bankası başkanını görevden aldık, yeni Merkez Bankası başkanımızla beraber şu anda faiz oranı yüzde 13,5'a kadar indi, daha da inecek. Enflasyon da inşallah tek haneli rakama inecek 2020'de. Yatırımda girişimcinin kredi faizi tek haneliye girdiği anda yatırımlar da artacak. Bu ne demektir? İstihdam da artacak. Bu ne demektir? Üretim de artacak. Bu ne demektir? Rekabet gücü de artacak Türkiye'nin. Bu ne demektir? Büyüme de artacak. Borsamız ne oldu? Şu anda 105, orayı yakaladık. Biz geldiğimizde neydi biliyor musunuz? 11'di, 11. Şimdi bak 105, 106 buralara geldi. Enflasyon, aylık enflasyon olarak söylüyorum yüzde 8,6 ile son 1,5 yılın en düşük seviyesine indi" şeklinde konuştu.

"HİÇ YÜZLERİ KIZARMADAN KARŞIMIZDAKİ BU TABLOYU KÜÇÜMSEMEYE, HATTA KÖTÜLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Erdoğan, "Sosyal Güvenlik Kurumumuzun gelirlerinin giderlerini karşılama oranı yüzde 71.5'tan yüzde 89.4'e çıktı. Üstelik geçtiğimiz 17 yılda emekli sayımız da 6.5 milyondan, 12.9 milyon seviyesine ulaştı. Buna rağmen sosyal güvenlik sistemimizin kendi kendini finanse etme oranı çok yüksektir. Geçmişte ülkenin diğer tüm hizmet alanları gibi sosyal güvenlik sistemini de çökertenler, bugün hiç yüzleri kızarmadan karşımızdaki bu tabloyu küçümsemeye, hatta kötülemeye çalışıyorlar" dedi.

"HALKIMA HİZMETTEN DOLAYI ZARAR EDİYORSAK EDELİM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu döneminden görüntülerin alanda bulunan barkovizyona yansıtılmasının ardından, "Tablo bu. Yani Bay Kemal'e beş tane koyun teslim edin inanın kaybeder gelir. Yapacağı bir şey yok. İşte, en dinamik, kendini güçlü hissettiği zamanda kendisine SSK'yı verdiler, hal ortada. Ne diyor bir de? '10 yıl önce daha iyiydi, bugün daha kötü.' diyor. Benim milletimin bunları iyi tanıması lazım. Hak ve hakkaniyetle bağdaşmayan bu gayretlerin gerisinde eski dönemdeki başarısızları örtme niyeti var. O dönemlerde doğum yapan anneler, ölüler hastanelerde rehindi. İşi gücü bu, gene bir şey söyleyecek tabii. 'Zarar ediyor' ben ne dedim, halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi yani halkıma hizmetten dolayı zarar ediyorsak edelim be, edelim. Şu hali görüyorsunuz bakın. Bunlar benim Ahmet'ime, Mehmet'ime, Ayşe'me, Fatma'ma layık değil mi? Ama bunu çok görüyorlar ya... 'Zarar ediyor.' diyor. Halkıma hizmette zarar ediyorsak edelim ama bunlar götürdüler hep, götürdüler. Onun için de halka hizmet veremediler. Kirli, giyilmiş poşetleri tekrar vatandaşıma sattılar. Kan revan içindeki o serum şişeleriyle ne yazık ki tuvaletleri, banyoları doldurdular. Sağlam girsen hasta çıkarsın o hale getirdiler. Sosyal Güvenlik Kurumu'na yapılan bütçe transferlerine yönelik eleştirilerin çoğu, ne anlama geldiğinin dahi bilinmeden yapılıyor. Birileri Türkiye'nin sosyal devlet alanında geldiği seviyeyi anlamakta zorluk çekiyor. Daha da vahimi geçmişte faize ödenen paraların doğrudan millete hizmet için kullanılmasından da rahatsız oluyor. Anayasamıza göre zorunlu olan genel sağlık sigortasına 30 yıl boyunca niçin geçilemediğini izah edemeyenler, yapılan işlere kulp takmada yarışa giriyor. Geçmişte SSK'yı iflas ettirenlerin bugün erken emeklilik başta olmak üzere, teklif ettikleri her uygulamayla aynı amacı güttükleri bir gerçektir" diye konuştu. 

"BÜTÜN DÜNYA BİZİM SİSTEMİMİZİ KENDİNE UYARLAMAYA ÇALIŞIYOR"
Erdoğan, "Tutturmuş 'erken emeklilik'.  İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı ve bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını da en güzel şekliyle alsın. Hem erken emekli olduğu zaman ideal olan ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle de ikinci işle, işsizliğe ne yazık ki öncü olacak. Sosyal güvenlik sistemimizin çökmesini istemelerinin zaten tek sebebi, böylece oluşan kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır. Bu hesap kötü, şer ve zararlı bir hesap. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım, milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor" dedi.

"NASIL OLUYOR DA SEN ONLARA TERÖRİST DİYORSUN"
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte en son Amerika seyahatini izlediniz. Amerika seyahatinde yaptığımız görüşmeler, vardığımız neticeler ve Barış pınarı Harekatı'yla ilgili Mehmetçiğimizin özellikle Suriye'nin kuzeyinde aldığı başarı ve kazandığımız hamd olsun o mücadele bir şeyi ortaya koyuyor. Bu millet bir şeye inandı mı bunu başarır. İstiklal Marşımızda ne diyor Akif, 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda'. Evet Mehmedimiz öyle gitti. Fakat enteresan bir şey var. Şimdi Mehmedimiz orada şu ana kadar 11-12 şehit verdi ama Mehmedimizle beraber orada bu mücadelenin içinde olan Suriye Milli Ordusu var. Onlar da 160-170 civarında şehit verdi ve beraber yürüyerek bu mücadeleyi veriyorlar. Onlar için ana muhalefet 'terörist' diyor. Ya onlar o toprakların sahibi ve o topraklarda onlar bizim Mehmedimizle beraber yürüyorlar. Nasıl oluyor da sen onlara terörist diyorsun. Çünkü onlar teröristlerle beraber yürüdüler. Bay Kemal, teröristlerle beraber yürüdü. PKK ile beraber yürüdü, PKK'nın destekleriyle beraber yürüdü ve bu gerçekler belgelerle, filmlerle her şeyiyle elimizde"

"YPG İLE PYD'Yİ 'KÜRT' DİYE TANIMLAMAK SAYGISIZLIĞIN DANİSKASIDIR, ONLAR TERÖRİSTTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık terörü Güneydoğu'da, Doğu'da büyük oranda hallettik. Ne diyorlar? Kürtler... Kardeşim öyle bir şeye getiriyorlar ki YPG ile PYD'yi 'Kürt' diye tanımlıyorlar. Şimdi bu bir defa benim Kürt vatandaşlarıma saygısızlıktır. YPG ile PYD'yi 'Kürt' diye tanımlamak saygısızlığın daniskasıdır, onlar teröristtir. Teröristlerle Kürt kardeşlerimi birbirine karıştırmayalım. Hep söylüyorum, benim şu anda parlamentodaki grubumun içerisinde 50 Kürt milletvekilim var. Bizim böyle bir ayrımımız yok. Niye yok? Çünkü biz Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla velhasıl yaratılanı yaradandan ötürü sevdik. Biz de böyle bir ayrım yok. Güney sınırları boyunca terör koridoru kurma girişimi Türkiye'yi kendi içine hapsetme projesinin ürünü. Bu saldırı dalgasının tamamı kararlılıkla ve cesaretle boşa çıkardık. Sadece bununla kalmadık; tehditleri Türkiye sınırlarının dışında bertaraf edecek adımlar attık. Bizi kendi içimize hapsetmeye çalışanlara cevabımızı her alanda bölgemizde ve dünyada gücümüzü daha çok hissettirerek verdik. Tabii bu uzun soluklu bir mücadeledir. Ülkemize yönelik saldırıların, önümüze kurulan tuzakların, maruz kaldığımız haksız baskıların bir süre daha devan edeceği anlaşılıyor ama şu gerçeği de herkes görüyor. Türkiye bu tür ucuz numaralarla, tehditlerle, baskılarlar, kuşatmalarla teslim olacak bir ülke ve millet değildir. Bu ülkesinin gerisinde binlerce yıllık bir devlet geleneği, kadim bir medeniyet mirası vardır. Bu ülkenin gücünün kaynağı dünyanın dört bir yanında etkisi hissedilen zengin kültür birikimiyle her bireyinin gönlüne ve zihnine nakşolmuş sağlam tarih bilinci vardır. Biz bu vasıflarımıza sıkı sıkıya sahip çıktığımız sürece Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle kimse Türkiye'nin bileğini bükemez, kimse ülkemize dik çöktüremez. Suriye'de, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Afrika'da, Balkanlar'da verdiğimiz mücadele, dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz çalışmalar bunun en açık ispatıdır. Başaramadılar, başaramayacaklar" dedi.  
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından açılış kurdelesini kesti, burada bulunan vatandaşlarla sohbet etti.
(FOTOĞRAF)