Özden ATİK - Serpil KIRKESER / İSTANBUL, ()   AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlileri ile ana dava hükümlülerinin de aralarında bulunduğu 4'ü tutuklu 14'ü firari olmak üzere 85 sanıklı davada, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler "tanık" olarak dinlendi.

İlk kez mahkemede tanıklık yapan Güler, kendilerine ne emniyet birimlerinden, ne de Hrant Dink tarafından koruma talebinde bulunulmadığını belirterek "Olsaydı gerekeni yapardık" dedi. Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, cinayet öncesinde İstanbul Valiliği'nde yapılan görüşmeyi sorması üzerine Muammer Güler, söz konusu görüşmenin cinayetten bir hafta önce değil, üç yıl önce yapıldığını belirterek "Bu görüşme ile ilgili kamuoyu yanıltılmıştır, herhangi bir tehdit, gözdağı, baskı yoktur. Bu görüşmenin Hrant Dink'in öldürülmesiyle bir ilgisi yoktur" dedi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz, dönemin  İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi Müdürü Ahmet İlhan Güler, dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlisi Gazi Günay ile taraf avukatları katıldı. Tutuklu sanık eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulundu.

"VALİLİKTEKİ GÖRÜŞMENİN CİNAYETLE HİÇBİR İLLİYET BAĞI YOKTUR"
Duruşmada, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler, "tanık" olarak dinlendi. 2003-2010 yılları arasında valilik yaptığını belirten Güler, şunları söyledi:

 "Hrant Dink'in 2004 yılında çıkan yazısı üzerine kamuoyunda infial oluştu. Gerekli tedbirler alındı. Yargılanması sırasında da tedbir alındı. Kendisinden bilgi alınması, kaynağının sorulması için üç yıl önce valilikte görüşme yapıldı. Azınlıklardan sorumlu vali yardımcısı Ergun Güngör görüştü. Kendisine bir baskı yapılmadı, tehdit edilmedi. Ancak kamuoyunda sanki ölümünden bir hafta önce kendisi çağrılmış, uyarıda bulunulmuş gibi yanlış bir kanaat oluştu. Esasen bu olay kendisinden bilgi alınması, hassasiyetin paylaşılması sorulmasına yönelik bir  toplantıdır. Orada herhangi bir tehdit, baskı söz konusu olmamıştır. Aradan geçen 3 sene boyunca da kendisi tarafından herhangi bir baskı gördüğüne ilişkin herhangi bir müracaatı olmamıştır. Devletin kendisine aba altından sopa göstermesi gibi bir durum söz konusu değildir. Kendisi de ölümünden bir hafta önceki yazısında valilikteki görüşmeyle ilgili 'Nezaket çerçevesinde' geçen bir görüşme olduğunu yazıyor, ancak bazı imalarda da bulunuyor. Sanki kendisine gözdağı verilmiş gibi bir algı yaratıldı. Bu görüşmenin cinayetle hiçbir illiyet bağı bulunmamaktadır."

KORUMA TALEBİ OLMADI

Güler, Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nde 11 ay boyunca teknik takip yapıldığını ancak İstanbul Emniyetine "bilgi notu" dışında bir paylaşım yapılmadığını belirterek kendisine de herhangi bir bilgi verilmediğini, Trabzon'daki soruşturmaya vakıf olmadığını söyledi. Güler, kendilerine ne emniyet birimlerinden, ne de Hrant Dink tarafından koruma talebinde bulunulmadığını belirterek "Olsaydı gerekeni yapardık" dedi.

EMNİYETTEN KORUMA İLE İLGİLİ TEKLİF GELMEDİ

Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu'nun, "Orhan Pamuk'un hedef olabileceği üzerine koruma kararı oluşturmuşsunuz. Dink ile ilgili koruma kararı gündemde miydi?" sorusuna  Güler,   "Koruma ile ilgili emniyet birimlerinden bir teklif gelmedi. Trabzon'da Hrant Dink ile ilgili yürütülen soruşturmada da böyle bir talep yok. Kendisinden de gelmedi. Teklif ve bilgi gelseydi elbette gereği yapılırdı" diye yanıt verdi.

Güler, avukat Bakırcıoğlu'nun valilik görüşmesinde MİT yetkililerinin bulunduğunu o dönem söylememiş olmasına ilişkin soruya ise "MİT kanununa göre davrandım" dedi. Muammer Güler, davanın sanıklarından Celalettin Cerrah'ın avukatının "Müvekkilimin görevi ihmal ettiğine ilişkin bilginiz var  mı?" sorusuna ise "Sayın Cerrah eğer bu konuda bilgisi olsa benimle mutlaka görüşürdü. Vali sorumluluğuyla belirtmek isterim ki, en ufak bir ihmali olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde Ahmet İlhan Güler'in de ihmali olduğunu düşünmüyorum" diye cevap verdi. Güler, diğer sanık avukatlarının sorusu üzerine de jandarmadan da Dink olayına ilişkin hiçbir bilgi gelmediğini söyledi. Güler'in ifadesinin tamamlanmasının ardından duruşma salonundan ayrıldı.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA YAPTI
Muammer Güler, tanıklığına ilişkin basın mensuplarının soruları üzerine, "Ne sordularsa, cevap verdik. Size küçük bir açıklama yapmak istiyorum" dedi. Güler, 2014'ten itibaren yurtdışı kaynaklı bazı hesapların sağlığıyla ilgili periyodik yayınlar yaptığını, bu yayınların yakınlarını ve dostlarını endişeye sevk ettiğini belirterek, "Bu yayınları kınıyorum ve bunun üzerinden de yapılan yorumlar oluyor. Gördüğünüz gibi buradayım ve o yayın sahipleri hakkında da gerekli suç duyurularında bulundum, bulunmaya da devam edeceğim. Ama maalesef yurtdışı kaynaklı bu hesaplar sağlığımla ilgili olur olmaz bilgilerle dostlarımı ve yakınlarımı endişelendirmeye devam ediyorlar. Bunun çok yanlış bir iş olduğunu ve bunun insanlıkla bağdaşmadığını burada ifade etmek isterim" diye konuştu.

(FOTOĞRAF)