Sinem ERYILMAZ - Özgür KUMANOVALI / İSTANBUL,() - ENGELLİ çocuk ve gençleri spor becerilerini geliştirme yolu ile topluma kazandırmak amacıyla yola çıkan Aktif Yaşam Merkezi, bugüne kadar yüzlerce çocuğu hayata bağladı. Özel gereksinimli çocukların yanı sıra çevre okullardan gelen öğrenciler de dahil edildiği projenin daha çok gence ulaşması için 3 bakanlıktan destek bekleniyor.


Engelli çocuk ve gençlerin en büyük sorunlarından biri de eğitim gördükleri okullarda ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde beden eğitimi derslerini alamaması. Oysa beden eğitimi ve spora katılım “BM Engelli Hakları Sözleşmesi” 30. Maddede bir hak olarak tanımlanmış, sözleşmeye taraf ülkelerden biri olan Türkiye de özel gereksinimli çocuk ve gençlerin akranları ile eşit koşullarda spora katılımlarını sağlayacaklarını taaddüt etmişlerdir. Hak temelli bir yaklaşımla özel gereksinimli çocukların motor becerilerini desteklemek ve okullarda alamadıkları bu eğitimin tamamlanması amacıyla 2013 yılında Pendik Belediyesi ve Pendik Kaymakamlığı ve İstanbul Gedik Üniversitesi, iş birliği ile hayata geçirilen Aktif Yaşam Merkezi umut olmaya devam ediyor. 


Pendik'teki Dolayoba Spor Kompleksi'nde bulunan merkezde yaklaşık olarak 200 çocuk eğitim görüyor. Merkezde gerçekleştirilen aktiviteler eğitim gören çocukların sosyal becerilerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Öte yandan kurallara uyma, paylaşma gibi sosyal yaşamın gerektirdiği birtakım becerileri kazandırıyor. Çalışmaların çocuklara kattığı en önemli unsur ise özgüven duygularının gelişmesi.

Projeye özel gereksinimli çocukların yanı sıraçevre okullardan gelen öğrenciler de dahil edildi. Konuya ilişkin konuşan Bütünleşik Fiziksel Aktivite Merkezi (BUFAM) Proje Koordinatörü Prof. Dr. Dilara Özer, "Çevre okullardan anaokulu, ilk, ortaokul ve liselerden öğrencileri projemize dahil ettik. Birlikte beden eğitimi derslerini bu merkezde yürütüyorlar. İlkokul, ortaokul ve liselerde de beden eğitimi açısından çeşitli eksiklikler var. Birçoğunun spor salonu, spor malzemesi yok. Kısıtlı bir imkân var. Burada tam donanımlı bir spor merkezinde beden eğitimi derslerini yapıyorlar. Hem de özel gereksinimli arkadaşlarını tanıyorlar. Engellilik konusunda farkındalık ve bilinç geliştiriyorlar" ifadelerini kullandı.


3 BAKANLIĞA ÇAĞRI: DESTEK BEKLİYORUZ
"Aslında buradaki çalışmaların en önemli katkısı bu çocukların özgüven gelişimlerine yaptığı katkı" diyerek sözlerine devam eden Dr. Dilara Özer şunları söyledi:
"Bu çocuklar 'ben başarıyorum, ben yapabiliyorum' duygusuyla kendilerine güvenlerini geliştirip çevreye daha kolaylıkla açılabiliyorlar, insanlarla olan ilişkilerini geliştiriyorlar. Bizim amacımız bu modelin yaygınlaşması ve ülkemizde yaşayan tüm özel gereksinimli çocuk ve gencin ve bu hizmetten yararlanabilmesi.  Bu hiç de zor bir şey değil. Başlangıçta bir hayalmiş gibi görünüyordu ama 2013 yılında başlayan çocukların ve ailelerin ücretsiz olarak yararlandığı hatta toplumsal bir dönüşüme yol açan engelli bireyleri kabul edici ve destekleyici çevre oluşumunu sağlayan projeye Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, Aile, Çalışma  ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın ilgi ve desteklerini bekliyoruz.


SPORLA OTİZMİ YENDİ

Merkezde eğitim gören Otizm hastası Eren Deniz Dönmez'in annesi Ayten Dönmez, oğlunun spora başlamadan önce içine kapanık olduğunu belirterek, "Çevresi ile alakası yoktu, arkadaşları ve oyuncakları ile oynamıyordu. Buraya geldikten sonra daha çok sosyalleşti. Şu anda arkadaşlarıyla daha çok iletişim halinde. Onlarla sohbet edip, oyun oynayabiliyor. Sporu çok seviyor ve buraya isteyerek geliyor. Olumlu yönde gelişmeler gördüm. Otizmi atlattık diyebilirim" şeklinde konuştu.


"YAŞAMAYAN İÇİN UFAK ŞEYLER AMA BİZİM İÇİN BÜYÜK ŞEYLER "

Merkezde eğitim gören Otizm hastası Elvin Çelikoğlu'nun annesi İlvina İlyasova ise yaşadıkları süreci şu şekilde anlattı:
"Elvin buraya başladığında top tutmayı bile bilmiyordu. Topu görmüyordu bile. Şu an basket atıyor. Basketbol oynayınca çok mutlu oluyor. Koşuyor, komut alıyor... Bunların hepsini yaptığı zaman ben bir anne olarak çok mutlu oluyorum. Bunları yaşamayanlar için ufak bir şey gibi gelse de bizim için çok büyük şeyler. Bu tür faaliyetlerin daha çok yaygınlaşmasını isterim. Çünkü bizim gibi ailelerin gerçekten çok büyük desteklere ihtiyacı var. "