İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, ümmetin kadınlarının Suriye’de hapishanelerde işkence altında tutulduğunu söyledi.
İHH Genel Başkanı Yıldırım, Kastamonu İnsani Yardım Derneği’nin açılışı için Kastamonu’ya geldi. Tonbullar İş Merkezi’nde Kastamonu İnsani Yardım Derneği’nin açılışına katılan Yıldırım, hangi siyasi partiden olunursa olunsun, hangi görüşe sahip olunursa olunsun, yetimin saçının okşanmasının, bir yoksulun elinden tutmanın, hapishanede kalıp da kurtulmak isteyen insanların özgürlüğü için mücadele etmenin her şeyden üstün olduğunu söyledi.
İHH’nın sadece yardım yapan bir kuruluş olmadığını vurgulayan Yıldırım, “2. Dünya Savaşı’ndan sonra en fazla esir değiş-tokuşu yapan bir yapılanmadır. Dünyada bu manada tektir. İHH en son, 2 bin 130 esirin bırakılması için gayret gösterdi. Bunlardan bir tanesi, avukat bir kadın, hapishaneden çıkarıldı. 48 tane İranlı bir tarafta, 2 bin 130 tane Suriyeli bir tarafta bulunuyor. Bunlardan 73 tanesini kadın oluşturuyordu. Allah, kadınlarımızı hapse düşürmesin. Biz, burada bugün refah içerisinde bu konuşmaları yaparken, ümmetin kadınları şu anda hapishanelerde işkence çekiyor. Aklımıza gelen her türlü işkenceyi çekiyorlar. Söylemeye dahi haya ettiğimiz şeyleri, biz buradan söyleyemezken orada bu işkenceler yapılıyor. 17-18 yaşında gençler, hapishanelerde işkence görüyor” dedi.
Hapishanede işkence gören kadınlardan bir tanesinin, çok fazla işkence görmesine rağmen, vücudunun her tarafına elektrikler verilmesine rağmen çocuğu için işkenceye razı olduğunu söylediğini anlatan İHH Genel Başkanı Yıldırım, “Bosna’da, Sırpların yaptığı işkencelerin 10 misli işkence görmesine rağmen kadın, bizlere yalvardı. ‘Ne olur, beni hapisten çıkarmayın’ diye. Merak ettim, 12 metrekarelik bir alanda, 27 kişi kalıyor. Sadece ayakta durabiliyorlar günlerce. Sırayla oturup yatabiliyorlar. Bu işkence ise, 2-3 yıl boyunca böyle devam ediyor. Durmadan alıp götürüyorlar, sonra geri bırakıyorlar. Kadın, bana diyor ki; ’12 yaşında evladım var. Ya o çıksın ya da beni burada bırakın, başına ne gelirse gelsin’ diyor” diye konuştu.
Dili, dini ve ırkı ne olursa olsun, hiçbir kimseye işkence yapılamayacağını belirten Yıldırım, “Masum olan bütün insanlardan bizler sorumluyuz. Bu yüzden, İHH teşkilatının tabanının büyümesi ve alanının genişlemesi sadece bir İHH logosunun büyümesi anlamına gelmiyor. Bizi normal bir STK ve normal bir yapılanma olarak düşünmeyin. Biz yeryüzünün her karesinde ne kadar masum ve mağdur insan varsa onlara gitmek istiyoruz. Bunun için de güçlü olmak zorundayız. Bizim sizlere ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.
Gazze ablukasını delmek istediklerini açıklayan Yıldırım, “Doğu Türkistan’a yapılan baskıları kaldırtmak istiyoruz, Arakan’da yavrusu gözünün önünde boğazı kesilen ağlayan babanın acısını dindirmek istiyoruz. Bu yüzden bizim, güçlü olmak gibi bir derdimiz var. Bunu sizlerden istiyoruz. Buna da sizler sebep olacaksınız” ifadelerini kullandı.
Suriye’ye yardımların azaldığını açıklayan Yıldırım, şöyle konuştu: "3 bin TIR’lık bir yardım hamlesi başlattık. Suriye, artık Gazze’den daha kötü duruma geldi. Suriye’de artık kedi ve köpekler yenmeye başlandı. Yeşil adına ne varsa o yeniliyor. Çocuklar dışarıda bombardımanı bile önemsemiyorlar ve sadece yiyecek arıyorlar. Allah sizleri inandırsın, çöpten ekmek veya yemek bulmak büyük bir nimet çünkü çöp yok. Bu yüzden bizler de Suriye için yardım kampanyası düzenledik."
Konuşmanın ardından Bülent Yıldırım, yapılan duanın ardından Vali Erdoğan Bektaş, Belediye Başkanı Tahsin Babaş ve Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seyit Aydın ile birlikte derneğin açılış kurdelesini kesti. Daha sonra davetliler tarafından dernek gezildi.