Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre ceza ve infaz düzenlemesini içeren yargı paketinin bu ay içinde meclise sunulacağını belirten Demir, “İkinci yargı paketinde adli sicil affı düzenlemesi yer almalı” dedi.

Adalet Bakanlığı’nın açıklamasına göre ceza ve infaz düzenlemesini içeren yargı paketinin bu ay içinde meclise sunulacağını belirten Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, Ceza ve infaz düzenlemesini içeren yargı paketinin içinde adli sicil düzenlemesinin yer almasının, 7 milyona ulaşan adli sicil kaydı bulunan vatandaşların topluma adaptasyonu acısından ve de adli sicil kaydı verilerinin silinme yılının çok uzun süreler olması bakımından düzenlemeye ihtiyaç bulunduğu bilimsel veriler ve toplum beklentisi acısından kamu yararı söz konusu olması bakımından ivedilikle ele alınması gerekliliğini belirtti.

Demir, “Ceza infaz kurumlarına 2018 yılında 266 bin 889 hükümlü girdi. Bir hükümlünün aynı yıl içinde bir veya daha fazla giriş kaydı dikkate alındığında, 1 Ocak-31 Aralık 2018 tarihleri arasında ceza infaz kurumlarına 266 bin 889 hükümlü giriş kaydı yapıldı. Yine bir hükümlünün aynı yıl içinde bir veya daha fazla çıkış kaydı dikkate alındığında, aynı tarihler arasında 215 bin 170 hükümlü çıkış kaydı yapıldı. Giren hükümlülerin yüzde 96,2’sini, çıkan hükümlülerin ise yüzde 96,1’ini erkekler oluşturmaktadır” dedi.

“Hükümlü statüsünde girenlerin en çok işlediği suç hırsızlık oldu”

Demir’e göre; ceza infaz kurumuna giren hükümlülerin birden fazla suç işlemesi durumunda en ağır cezayı gerektiren suç esas alınmakta olup, bu esasa göre değerlendirildiğinde, ceza infaz kurumuna 1 Ocak-31 Aralık 2018 tarihleri arasında giren hükümlülerin yüzde 17’si hırsızlık, yüzde 12,4’ü yaralama, yüzde 6,7’si Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, yüzde 5,8’i İcra İflas Kanunu’na muhalefet ve yüzde 3,5’i ise öldürme suçu işledi.

“Hükümlülerin yüzde 36,8’ini ilköğretim mezunları oluşturdu”

Ceza infaz kurumuna 1 Ocak -31 Aralık 2018 tarihleri arasında giren hükümlüler işlenen suça göre değerlendirildiğinde hırsızlık suçu işleyenlerin yüzde 47,3’ü ilköğretim mezunu olduğunu belirten Demir şu bilgileri verdi: “Yüzde 15,1’i ortaokul ve dengi okul, yüzde 13,5’i ilkokul mezunu kişilerden, yaralama suçu işleyenlerin ise yüzde 37,5’i ilköğretim, yüzde 23,4’ü lise ve dengi meslek okulu, yüzde 17’si ilkokul mezunu kişilerden oluştu. Veriler bizlere eğitim seviyesinin önemini göstermektedir.

Öldürme suçu işleyenlerin yüzde 29,9’unu ilköğretim mezunları oluşturdu

Demir,Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu işleyenlerin yüzde 36,9’unu ilköğretim, yüzde 19’unu lise ve dengi meslek okulu, yüzde 18,8’ini ilkokul mezunu hükümlüler oluşturdu. Öldürme suçu işleyenlerin yüzde 29,9’u ilköğretim, yüzde 27,6’sı lise ve dengi meslek okulu, yüzde 17,2’si ilkokul mezunuyken, cinsel suçları işleyenlerin yüzde 37,7’si ilköğretim, yüzde 20,6’sı lise ve dengi meslek okul, yüzde 17,2’si ilkokul mezunu hükümlüler olarak gerçekleşti.

Yükseköğretim mezunları en çok yaralama suçunu işledi

Demir, ceza infaz kurumuna 1 Ocak -31 Aralık 2018 tarihleri arasında giren hükümlüler eğitim durumu ve işlenen suç sırası itibariyle değerlendirildiğinde; okuryazar olup bir okul bitirmeyenlerde yüzde 30,1, okuma yazma bilmeyenlerde yüzde 25,6, ilköğretim mezunlarında yüzde 21,9, ortaokul ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 18,6, ilkokul mezunlarında yüzde 13,9 ile hırsızlık suçu; lise ve dengi meslek okulu mezunlarında yüzde 13,3 ve yükseköğretim mezunlarında yüzde 10,5 ile yaralama suçu ilk sırada yer aldı.

Ceza infaz kurumuna çocuk yaşta hükümlü olarak giren sayısı 2 bin 95 oldu

Demir, Ceza infaz kurumuna hükümlü statüsünde giriş kaydı olanlardan ceza infaz kurumuna girdiği andaki yaşa göre çocuk (12-17 yaş grubu) olanların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 1,9 artarak 2 bin 95 olurken, suç işlediği andaki yaşı çocuk yaşta olanların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 22,8 artışla 14 bin 502 oldu.”

“Kapasite arttıkça hapishaneler doluyor”

Hüseyin Demir, “Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde hapishane nüfusunda hızlı bir yükselişin olduğunu sadece Avrupa’da hapishane nüfusunun düştüğünü görmekteyiz” diyerek “Türkiye’de 2005’ten beri katlanarak artan bir hapishane nüfusu var ve bunun sonucunda 2005’te 50 bin civarında olan mahpus sayısı 2015’te 178 bine, 2017 sonlarına doğru 228 bine, 2018 Mayıs’ta da 246 bine 2020 yılında 270 bine yaklaştığını görmekteyiz. Açıklanan son verilere göre, kapasitenin mahpuslara oranını ifade eden hapishane yoğunluğu yüzde 121 oldu. Burada açıklanan kapasitenin, yatakların ranza yapılması, atölyelerin koğuşlara çevrilmesi gibi yöntemler ile ulaşılan “arttırılmış kapasite” olduğunu vurgulamak gerekiyor. Hakkında denetimli serbestlik kararı alınan 597 bin 831 kişiden 389 bin 497’sinin hakkında adli kontrol kararı alınmasaydı cezaevlerindeki kişi 900 bini bulacaktı” ifadelerini kullandı.