Kamu Denetçiliği Kurumu, Azerbaycan-Ermenistan savaşında Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerine ilişkin rapor hazırladı.

Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından hazırlanan ‘Azerbaycan-Ermenistan Savaşında Ermenistan Silahlı Kuvvetleri Tarafından Gerçekleştirilen İnsan Hakları İhlallerine İlişkin Rapor’ hakkında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Başdenetçi Şeref Malkoç, “İşlenen suçlar neler, bunları yerinde görerek tespit ettik” ifadelerini kullanırken, raporun suçları işleyenlerden hesap sorulması için hazırladıklarını belirtti.

“Elbette bu raporda belirtilen suçları işleyenlerden hesap sorulması için hazırladık”

Raporların hazırlanması sebebini anlatan Başdenetçi Malkoç, “Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kanunda kendisine verilen 2 tane önemli görevi var. Birincisi Türkiye’de vatandaş ile devlet arasında bir sorun çıktığında bunu mahkemeye gitmeden arabulucu göreviyle çözmek. Kamu hizmetlerinin bu anlamda hukuka uygunluğunu ve kalitesini arttırmaya çalışmak. İkincisi ise insan haklarıyla ilgili. Kamu Denetçiliği Kurumu bütün dünyada olduğu gibi insan haklarının uygulanmasını takip etmek ve insan haklarının gelişmesini sağlamak. Dünyadaki bütün ombudsmanlarla bu anlamda birlikte çalışıyoruz. O açıdan hemen yanı başımızda bizimle bu kadar yakınlığı olan Azerbaycan ile Ermenilerin saldırıları üzerine bir savaş yaşandı. Ermenistan devleti, 30 yıldan bu yana Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinden fazlasını işgal etmiş. Uluslararası camia adeta bu toprakların Ermenistan’a kalması için kulağının üzerine yattı veya fazla bir çaba göstermedi. Türkiye Ombudsmanlığı aynı zamanda İslam Ülkeleri Ombudsmanlar Birliği Başkanıdır. Dolayısıyla hem insan haklarından sorumlu bir kurumun başında olmak, İslam Ülkeleri Ombudsmanlar Birliği Başkanı olmak hem de insani, vicdani, ahlaki görev olarak bu savaşta sivillere saldırı olduğunda, sivillere bomba atıldığında, sivillere karşı uluslararası hukuka aykırı suç işlendiğinde bunu tespit edip raporlamak ve dünya kamuoyuna sunmak bizim vazifemiz. Bütün bu çalışmalarımızı Azerbaycan Ombudsmanlığı tarafından davet edilerek yerinde gördük ve inceledik. Raporda savaş alanlarının dışında sivillere yapılmış olan katliamlar, bombalanmalar var. Bunu tarihe kayıt düşmek için hazırladık. Elbette bu raporda belirtilen suçları işleyenlerden hesap sorulması için hazırladık” diye konuştu.

“İşlenen suçlar neler, bunları yerinde görerek tespit ettik”

Hazırlanan raporun 7 bölümden oluştuğunu belirten Malkoç, “Her raporda olduğu gibi yönetici özeti ve giriş var. Karabağ sorununu ele aldık. Nedir ne değildir? Bu noktaya nasıl geldi? Birleşmiş Milletlerin buradaki kararları nelerdir? Uluslararası hukuka göre ele aldık. Onun dışında çarpışma bölgelerinde ve savaşın dışında sivillerin katledildiği bölgelerdeki durumu değerlendirdik. Diğer bir bölümde ise bunları gidip yerinde gördük. Azerbaycan’da 3 gün kaldık. Bakü’de bulunduk. Gence’ye gittik. Terter ve oralar ile ilgili bilgi aldık. Ziyaret ettik. Bombalanan yerleri gördük. Son bölümde ise insan hakları açısından çatışmanın değerlendirilmesini yaptık. Gerek İnsan Hakları Beyannamesi’ne göre gerekse Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen temel hakların gerekse Cenevre Konvansiyonu’na göre işlenen suçlar neler, bunları yerinde görerek tespit ettik. Umut ediyorum çok faydalı olacaktır bu rapor. Tabi sonuç bölümünde de mutlaka bu suçu işleyenlerin yanına kar kalmaması için bununla ilgili önerilerimizde oldu” şeklinde konuştu.

“Muharebe meydanında kavga, savaş olabilir ama Ermenistan özellikle kilometrelerce uzaklıktaki sivilleri bombalıyor”

Öncelikli olarak kendi görevlerinin böyle bir raporu hazırlamak olduğunu vurgulayan Başdenetçi Şeref Malkoç, şöyle devam etti:

“Bu raporu hazırlayıp başta İngilizce olmak üzere yabancı dillere çevirdikten sonra Türkiye’de bu konuyla ilgili olan bütün birimlere, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonundan tutun Dışişleri Bakanlığı’na, sivil toplum örgütlerine insan hakları ile ilgili bütün birimlere Türkiye’de bulunan yabancı ülkelerin büyükelçilerine, dünyadaki bütün ombudsmanlara ve insan hakları savunucularına Avrupa Birliği ülkelerinin parlamentolarının insan hakları komisyonuna ve Rusya’da ki muadil birimlerimize ve Rusya parlamentosuna göndereceğiz. Yani bu sadece Türkiye içinde kalacak bir rapor değil. Raporda göreceksiniz kiliseler, camiler bombalanmış. Ermenistan işgal ettikleri topraklarda Azerbaycanlılara ait mezarları sökmüşler. Camileri tahrip etmişler. Cenevre sözleşmesine aykırı bunlar. Savaş istenmeyen bir şey fakat oluyor. Azerbaycan, Ermenistan’ı işgal ettiği topraklardan çıkarmak için meşru müdafaa yapıyor. Muharebe meydanında kavga, savaş olabilir. Fakat Ermenistan özellikle kilometrelerce uzaklıktaki sivilleri bombalıyor. Şehirlere füze atıyor. Bu füzeleri de savaş alanının dışına atıyor. Savaş sırasında yanlışlıkla değil, özellikle atıyor. Şehirlerde uyuyan insanların üzerine atıyor. Evleri, okulları, hastaneleri bombalıyor. İbadethaneler zarar görüyor. Kasten ve bilerek işlenmiş bir insanlık suçu.”

“Ermenilerin savaş meydanları dışında öldürdüğü, 1 yaşında çocuk, 70 yaşında insan var”

Bu suçu işleyenlerin hesap vermesi gerektiğini dile getiren Malkoç, “Bosna’da benzeri şekilde katliamlar yapıldı. Aradan yıllar geçti. Katliamı yapanlar hesap verdi. Tam hesap verdikleri söylenemez ama en azından yargı önüne çıktı. Bizim de burada yapmak istediğimiz husus bu. Diğer bir bölümde ise bu işin kronolojisini ortaya koyduk. Yani Ermenistan Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen saldırıların kronolojisini gün gün yazdık. Belki de raporun en önemli bölümlerinden bir tanesi Ermenilerin savaş meydanları dışında öldürdüğü, 1 yaşında çocuk, 70 yaşında insan var. Azerbaycan’ın Gence ve diğer şehirlerine gittiğimizde ölenlerin yakınlarıyla, yetim kalanlarla, yaralılarla konuştuk. Ermenistan’ın vurduğu sivilleri isim isim tespit ettik. Bu açıdan önemli bir rapor faydalı olacağı kanaatindeyim. Hiç kimsenin işlediği suç yanına kar kalmamalı. Ermenistan’ın savunma bakanı ‘Gence’yi Rusya’dan aldığımız İskender füzeleriyle vurduk’ dedi. Bunların fotoğrafları var. Misket bombaları kullanılmış. Bunlar uluslararası hukuka göre suç” ifadelerini kullandı.

“Elbette bizim hazırladığımız rapor delil olarak kabul edildiğinde bu suçlular yargılanırsa bundan memnuniyet duyarız”

Malkoç, “Bu raporun amacı sivillere yapılan saldırıları objektif olarak tüm açıklığı ile dünyaya anlatmak. Bu insanlık suçu işleyenleri tespit edip kamuoyunun dikkatine sunmak. Aynı zamanda tarihe kayıt düşmek. Biz savcı değiliz. Biz insan hakları kurumuyuz. Görevimiz bunu yapmak. Bunu dünyaya duyurmak. Mutlaka bununla ilgili olarak raporun takibini suçluların yargılanmasını temin etmeye çalışan kuruluşlar olacaktır. Biz kendi sınırlarımız içerisinde bunu yapıyoruz. Ama elbette bizim hazırladığımız rapor delil olarak kabul edildiğinde bu suçlular yargılanırsa bundan memnuniyet duyarız. Kamuoyunu hem duyarlı olamaya ve takip etmeye davet ediyorum” diye konuştu.

“Azerbaycanlılar 30 yıldan bu yana işgal edilen topraklarını unutmamışlar”

Azerbaycan vatandaşlarının gönüllerine Türkiye sevgisi işenmiş olduğunun altını çizen Başdenetçi Şeref Malkoç, “Şunu görmenin memnuniyetini yaşadık. Azerbaycanlılar 30 yıldan bu yana işgal edilen topraklarını unutmamışlar. Topraklarını işgal eden Ermenileri meşru müdafaa ile topraklarından çıkarmak için fiziken ve ruhen kenetlenmişler. Uluslararası hukuka göre meşru müdafaa konusunda inanılmaz bir gayretleri var. Olağanüstü güzel bir şey. İkincisi Ermenilerin savaş cephelerinin dışında sivillere yaptığı katliamlar zihinlerinde derin şekilde yer etmiş. Gönüllerinde yara olarak duruyor. Bunu hem dillendiriyorlar hem de takibini yapacaklar. Üçüncüsü şunu gördüm, artık işgalle toprak ilhak edilemeyeceğini Azerbaycan devleti ve Azerbaycan’da ki bu konuda görevli olan kurumlar bütün dünyaya gösterdi. Şundan memnunuz, bir ülke başka bir ülkenin toprağını işgal ettiğinde üzerinden kaç yıl geçerse geçsin uluslararası hukuk buna meşruiyet tanımıyor. Azerbaycan’ı dolaşırken inanılmaz şekilde bir Türkiye sevgisi gördüm. Hani ‘iki devlet tek millet’ diyorlar ya bu kağıt üzerinde kalabilir, siyasiler bunu söyleyebilirler. Ama bu orada 10 milyonun gönlüne işlenmiş. Bizi gördüklerinde etrafımıza toplanıp miting şeklinde kalabalıklar oluyor. İnsan hakları kurumu olduğumuzu söyleyince ‘bunları bütün dünyaya duyurun’ diyorlar. Bunları gördük ve şunun mutluluğunu yaşıyoruz; inşallah bu ateşkes ile birlikte Ermenistan işgal ettiği topraklardan çıkar, Kafkasya’ya huzur ve barış gelir. Kafkasya’ya huzur ve barışın gelmesinde Türk milletinin, Türkiye Devleti’nin ve Türkiye Cumhurbaşkanının inanılmaz bir katkısı var. Bu diğer bölgelerde de diğer haksızlığa uğrayan yerlerde de örnek olacaktır” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.