Çeşitli araştırmaları yapmak için deney hayvanlarını kullanmak isteyen araştırmacılar, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde (ESOGÜ) yer alan Tıbbi ve Cerrahi Deneysel Araştırma Merkezi’nde (TICAM) 80 saat süren eğitimi almadan ve sınavı geçmeden bu amaçlarına ulaşamıyor.
2006 yılında yürürlüğe giren 80 saatlik eğitim zorunluluğu kapsamında her yıl düzenlenen kursun bu yıl 9’uncusu gerçekleşiyor. 33 araştırmacı, deney hayvanları üzerinde çalışma yapmak için 40’ı teorik 40’ı pratik olarak verilen dersi alarak eğitim sonunda düzenlenen iki sınavdan başarıyla geçmeden araştırma yapamıyor. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yer alan TICAM’de verilen eğitimlerle ilgili bilgi veren ESOGÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve Deney Hayvanları Yerel Etik Kurulu Başkanı Prof. Dr. Kevser Erol, 2006 yılında hayata geçen yönetmelik ile deney hayvanlarının yetiştirildiği ve araştırıldığı yerlerle ilgili bir takım standartlar getirildiğinden bahsetti. ESOGÜ’de gereken standartları oluşturmak için yoğun bir çalışma içine girdiklerini anlatan Prof. Dr. Erol, “Gereken koşulları yerine getirdik. Merkezin oluşturulması için çok emek verdik. Deney hayvanları ile çalışma yapacak araştırmaların 80 saatlik eğitim alma koşulu getirildi. 2006 yılından sonra kurs çerçevesinde iki haftalık kursun bu yıl 9’uncusunu yapıyoruz. Her seferinde 30 ila 40 civarında araştırmacıyı sertifiye ediyoruz” dedi.
"KURSA ESKİŞEHİR DIŞINDAN ARAŞTIRMACILAR DA KATILABİLİYOR"
Kursta sadece Eskişehir’deki araştırıcılar değil, başka üniversitelerden de katılımcılar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erol, “Ders tamamlandıktan sonra teorik ve pratik sınavlar yapıyoruz. Sınavı başaran araştırıcılar sertifika alıyor ve sonra yasal yetkiyi hak ediyorlar. Kursta teorik olarak deney hayvanlarının yetiştirilmesi, üretimi, biyokimyası, anatomisi, fizyolojisi, hastalıkları, anestezi, etik kurallar, yürürlükteki mevzuat, laboratuvar işletmesi, iş sağlığı, araştırma planlama ve biyoistatistik dersleri de alıyorlar” diye konuştu.
"DENEY HAYVANLARININ KADERİNİ PROJE ÇERÇEVESİNDE ÖĞRENMEK İSTİYORUZ"
Araştırıcıları, çalışmalarını planlarken deney hayvanlarına gerek kalmadan da çalışabilecekse, hayvanları kullanmadan çalışmaya yönlendirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Erol, “Araştırıcı eğer çalışmasını deney hayvanına ihtiyaç duymadan yapabiliyorsa çalışmacıyı ona yönlendiriyoruz. Mutlaka deney hayvanı ile çalışması gerekiyorsa en az sayıda hayvan kullanımı için özen gösteriyoruz. Ayrıca kullanılacak deney hayvanı ağrı çekecek mi bunu projede çok ayrıntılı görmek istiyoruz. Çalışma sırasında hayvanların ağrı ve acı çekmelerini önlemek konusunda gereken girişimlerin yapılmasını bekliyoruz. Çalışma sonucunda deney hayvanının hayatına nasıl son verilecek bunu da görmek istiyoruz. Böyle bir deneysel çalışmada kullanılan hayvan başka bir çalışmada kullanılamaz. Deney hayvanının kaderini de proje çerçevesinde bilmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
UYGULAMA DERSLERİ
Uygulama dersleri hakkında bilgi veren Prof. Dr. Erol, şöyle devam etti:
“Uygulama derslerinde de 40 saatlik eğitim veriliyor. Deney hayvanının manipülasyonu, bir sıçan nasıl tutulur? Bir fare nasıl tutulur? Ona nasıl enjeksiyon yapılır? Nasıl kan alınır? Nasıl ilaç verilir? Mide sondası nasıl yutturulur? Bunların eğitimini veriyoruz. Anestezi konusunda eğitim veriyoruz. Ayrıca basit bir farmakolojik ve fizyolojik testlerin yapımını da örneklerle gösteriyoruz. Eğitim sonucunda iki sınav yapılıyor ve ortalamadan 70 alan öğrencilere sertifika almaya hak kazanıyor. Eğitimlere genellikle tıp fakültesinden araştırmacılar, klinisyenler, eczacılık fakültesi araştırmacıları ve bazı öğrenciler katılıyor.”