Doç. Dr. Fahrettin Altun, HDP’nin ‘emanet oy’ vurgusuna dikkat çekerek önümüzdeki dönemde ikircikli bir politika izleyeceğini söyledi. Bir yandan Nişantaşı’ndaki seçmenini mutlu etmeye çabalayacak HDP’nin, diğer bir taraftan da PKK’nın siyasi sözcülüğü misyonunu korumaya çalışacağını ifade eden Altun, “Bu ikisinin at başı yürütmesi kolay olmayacak” dedi.
SETA İstanbul Koordinatörü Doç. Dr. Fahrettin Altun, 7 Haziran seçiminde aldığı yüzde 13.1’lik oy oranı ve 80 milletvekiliyle meclise giren Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önümüzdeki günlerde ikircikli bir politika izleyeceğini söyledi. HDP’nin çok eklektik bir tabana sahip olduğunu söyleyen Altun, parti yetkililerinin de dile getirdiği ‘emanet oy’ vurgusuna dikkat çekti. HDP’nin bir yandan Nişantaşı’ndaki seçmenini mutlu etmeye çabalarken, diğer bir taraftan ise PKK’nın siyasi sözcülüğü misyonunu da korumaya çalışacağını belirten Altun, “Temel amaç AK Parti’yi tek başına iktidar yapacak çoğunluğu sağlatmamaktı ve bu başarıldı. Ancak şimdi ise atılan adımlar, seçmenin bir kısmının desteği alacakken diğer bir kısmını ise memnun edemeyecek. HDP, emanet oyları ürkütmemek adına performans sergilediği oranda kendi tabanıyla sıkıntılı bir ilişkiye girecek. Nişantaşı’ndan aldığı oyun yanısıra PKK’nın siyasi sözcülüğü misyonunu da korumaya çalışacak. Bu nedenle emanet oylar üzerinden bu noktaya gelen HDP, ikircikli bir politika izleyecek. Bu ikisinin de at başı yürütmesi kolay olmayacak” dedi.
“HDP SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI YAPMALI”
HDP’nin seçim kampanyasını çözüm süreci üzerinden değil de Erdoğan karşıtlığı üzerinden yürüttüğünü belirten Fahrettin Altun, “HDP seçim sürecindeki yıkıcı stratejiyi sürdürürse çözüm süreci yara alır. Fakat HDP yeniden sürece dönerse bugünlerde Kandil ile görüşüp silah bırakma çağrısı yapmalı. Eğer bunu yaparsa HDP’nin süreçte bir aktör olma arzusu içinde olduğunu görürüz. Fakat HDP, ‘Emanet oylara sahip çıkıyoruz’ diyerek Erdoğan karşıtlığını birinci planda tutarsa çözüm süreci ajandası devre dışı kalır. Fakat çözüm süreci, partiler üstü bir duruma geldi ve her şeye rağmen devam eder” diye konuştu.
“HDP’NİN YANISIRA MHP DE YÜKSELİŞTE”
7 Haziran’da sandıktan çıkan sonuca göre HDP’nin yanısıra MHP’nin de yükselişte olduğuna dikkat çeken Fahrettin Altun, toplumdaki farklı unsurların siyasete katılımlarının sağlıklı bir süreç olduğunu ifade etti. HDP’nin seçime parti olarak girmesinin Kürt toplumunda bir dayanışmayı da beraberinde getirdiğini belirten Altun, “Türkiye’de bastırılmış kimlikler dolayısıyla siyaset yıllarca çok gerildi ve kör dövüşüne döndü. Ama bugün siyasette kimliklerin kendilerini açık ve net bir şekilde ifade ettiklerini görüyoruz. Milliyetçiliğin kendisini siyaset sahnesinde ifade etmesi sağlıklı bir süreç olabilir” ifadelerini kullandı.
“GEZİ BÜTÜNSEL BİR POLİTİK POZİSYON OLUŞTURMADI”
Seçim sonucuna dair yapılan ‘Gezi ruhu sandığa yansıdı’ yorumunu doğru bulmadığını ifade eden Fahrettin Altun, “Gezi ruhu dediğimiz politik süreç, HDP’de ve CHP’de karşılık buldu. Fakat Gezi’yi örgütleyen aktörler, açık ve net bir şekilde HDP’yi desteklerken Gezi sürecine katılan kitle ise çoğunlukla CHP’ye destek veriyor. Bu anlamda Gezi’nin bütünsel bir politik pozisyon oluşturmadığını söyleyebiliriz. Ortaya çıkan patlamanın altında yatan temel dinamik Erdoğan karşıtlığıydı ve bu da seçime yansıdı. Fakat bunu Gezi ruhunun siyasete yansıması olarak görmüyorum çünkü bu anlamda üçüncü seçimi yaşıyoruz” dedi.