Toplumsal yaşam düzeninin örf, adet, gelenek ve ahlak kurallarıyla sağlandığını söyleyen sosyolog İsmail Öz, toplumsal şiddetin nedenini de gelenekselleşmekten uzaklaşmak olarak açıkladı.

Son dönemlerde artış gösteren toplumsal şiddet olaylarının nedenleri ve sonuçları hakkında sosyolog, tarihçi-yazar İsmail Öz açıklamalarda bulundu. Geleneklerinden ve tarihsel seyrinden uzaklaşan toplumsal bir yapıya doğru evrildiğimize dikkat çeken Öz, bu durumun çeşitli toplumsal sorunlara yol açtığını ve toplumsal şiddetin daha çok aile içerisinde ve akraba düzeyinde yaşanıyor olmasının en temel sebebinin yön yitimi olduğunu vurguladı.

KANAAT ÖNDERLERİNİN YOK OLUŞU TARTIŞMALARI ARTIRDI

Seküler kapitalist sistemin, bir toplumu kendi alanına katabilmek için yaptığı en temel şeyin onu geçmişinden ve geleceğinden koparmak olduğuna vurgu yapan Öz, geleneğinden kopan bireylerin önlerinde sonsuz ihtimaller olduğunu düşündüğünü ifade etti.

Sosyal medyada da çok ciddi problemler yaşadığını ifade eden Öz, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sosyal medyada bilginin kaynağını denetleyemiyoruz. Kaynak denetlenmediği için de toplumu farklı yöne itebilecek, subliminal olarak toplumun geleneğini başka bir yere doğru çeviren mesajlar ortaya çıkabiliyor. Yanlış bilgi ve iftiranın itibar görmesi gibi bir durumla karşı karşıya kalabiliyoruz. Geleneksel yapımızdaki kanaat önderlerini, son sözü söyleyecek insanlarımızı yeni medya çağında yitirmeye başladık. Eskiden tartışmaya nokta koyan kanaat önderleriydi. Ama bugün anlam izlerinden kopmuş toplum, kanaat önderlerini kaybettiği için ne tartışmalar ne de kavga bitebiliyor.”

GELENEKLİ YENİLİK YAKLAŞIMI İZLENMELİ

Hiçbir zaman yenilikten uzaklaşılmaması ve yeninin reddedilmesi gerektiğini savunan Öz, ‘gelenekli yenilik’ yaklaşımının izlenmesi gerektiğini ifade etti.

Öz, “Hiçbir zaman yenilikten uzaklaşmak, yeniyi ve değişimi reddetmek olamaz. Böyle bir dünyayı kimse arzulamıyor. Hayatın akışı, değişimi ve dönüşümü beraberinde getirir. Son dönemlerde ortaya gelenekli yenilik çıktı. Her nesil bir önceki neslin fark etmediğini fark ederek anlamı zenginleştirerek yaşamalıdır.  Ama geleneği tamamen reddederek bir ‘yeni’ ortaya koymak problemleri beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Geleceği kurtarmanın en büyük yardımcısının geçmişi kurtarmak olduğunu belirten Öz, “Biz bugün geçmişe dair anlam dünyamızla ilgili bir yitim yaşıyoruz. Fiziksel mesafesi yakın ama sosyal mesafesi uzak olan, herkesin bir ekrana bakarken birbirinden uzaklaştığı bir atmosferde yaşıyoruz. Sorunumuz ortak dil ve gelenekler oluşturamamaktır” dedi.