TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, geçtiğimiz gün yaşanan tahliye krizine ilişkin, bu tür eylemlerin önüne geçilebilmesi için Bölge İstinaf Mahkemelerinin kuruluşunun ertelenerek, Ağır Ceza Mahkemelerine yedek üye atanmasının gerektiğini söyledi.
Hakkı Köylü, Şerife Bacı Öğretmenevi’nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Köylü, ’Paralel Yapı’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yaşanan tahliye krizine ilişkin yakın bir zamanda çeşitli önlemlerin alınması gerektiğini, uzun vadede ise, Anayasa değişikliği ile bu eylemlerin önüne geçilebileceğini kaydetti.
Bunun bir nevi ’kamikaze’ olduğuna işaret eden Köylü, "Bu intihar komandoları artık yargıya sıçradı. Yargıda böyle bir şey olacağı kimsenin aklına gelmezdi. Ama yargıda da ortak bunlar oldu. Öyle bir hareket ki bu kendi görevine girmeyen bir şeyi sağından, solundan dolaştırarak sanki kendi görevindeymiş gibi bir manzara çizmek ve onun sonucu olarak da bir karar vermek. Bu kadarlar işte 60-70 kişi sayılarını tam belirleyemiyorum. Tutukluları birden salıvermek. Bu tutuklular işte nasıl salıverecek. En baştan sonuna kadar bu programlanmıştır. Şu hareket şu hareketi yapacak, şu mahkeme şu hareketi yapacak, şu avukatlar şu görevi üstlenecek, savcı müzakere yazacak, işte şu zamana kadar müzakere gelir. Cezaevine gider, cezaevi önünde bekleyenler hemen onları alır aksine bir karar almaya kalkışsalar bile yeni bir karar alıncaya kadar bu adamlar gider. Hesap buna göre düzenlenmişti ama oradaki savcı bunu bozdu. Hesabı bozdu ondan sonra iş ayyuka çıktı derken tersine döndü. O kişiler hakkında hemen soruşturma başlatarak açığa alındı" dedi.
Daha önceden de buna benzer soruşturmaların olduğunu hatırlatan Köylü, "Kendi yetkilerini kullanarak, usulsüz soruşturma icat ederek, soruşturmanın belirli usul kanunların dışına çıkaran bazı yargı yetkilileri hakkında soruşturma açıldı. Davalar açıldı. Hatta onlar devam ediyor. Buradan şu sonuca varıyoruz. Demek ki yargının içerisinde hala kanun, nizam, kitap ne derse desin verilen talimatı ne pahasına olursa olsun, uygulamaya dönük bir hareket içerisinde bulunabilecek, bu hareketi yapabilecek hakim ve savcılar var" diye konuştu.
4 bin civarında ’paralel yapı’ya bağlı olduğu tahmin edilen hakimlerin olduğunu ileri süren Köylü, "Bunun miktarı azdır çoktur bilemiyorum fakat bunların içerisinde bir kısmı hepsi değildir de ama bir kısmı harakiri yapabilecek duruma gelebilmiştir. Yani her şeyi yapabilecek duruma gelmiştir. Meslekten atılmayı, gerekirse hapse girmeyi kesinlikle göze almıştır. Bunu yapan kişiler bunun hesabını yapmışlardır. Tabi bunun hesabını yargı görecek. O konuda bizim bir şey söyleme hakkımız yok. Yargı kendi içerisinde bu işin sonucu neyse işi oraya götürecektir. Ama bizim asıl sıkıntıya sokan hala bu tarz kişilerin yargının içerisinde bulunabilir olması. Buna da en kısa zamanda bir çözüm bulunması gerekir. Yarın başka bir yerde başka bir şeyi yapmayacakların garantisi olmaz. Bu arada burada acil bir tedbir alınmıştır. Bir hareket önlenmiştir ama yarın başka bir yerde belki anında önlenemeyecek değişik bir karar çıkabilir. Bu son hareket bize gösterdi ki bu tür davranışı yapabilecek hakim ve savcılar maalesef teşkilat içerisinde hala var. Bunun kısa yönden önlenmesi için benim aklıma gelen şu ama bunun uzun vadede önlenebilmesi için ebetteki tedbirler alınacaktır. Yasal tedbirler alınacaktır. Bir takım yasalar çıkarılacaktır, gerekirse Anayasa değişikliği yapılıp başka tedbirler alınacaktır" şeklinde konuştu.
Bu tür eylemlerin önüne geçilebilmesi için Bölge İstinaf Mahkemelerinin kuruluşunun ertelenerek, Ağır Ceza Mahkemelerine de yedek üyelerin atanmasının gerektiğini işaret eden Hakkı Köylü, "Bu türlerini önlemek için ki belki bu saydığımız tarza karar verebilecek olan 150-200 kadar hakim, savcı olabilir. Bunlar aşağı yukarı tahminime göre biliniyordur. Öyle zannediyorum. Bunların hemen yolunu kesmek için pasifize edebilmek için bence Adalet Bakanlığı’nın ilk yapacağı şey bölge adliye kuruluşlarını bir süreliğine ertelemesi gerekir. Sonbaharda faaliyete geçmesi düşünülen Bölge Adliye Mahkemelerinin bir süreliğine ertelenmeli ve mevcut Ağır Ceza Mahkemelerine birer tane yedek üye atanması yoluna gidilmeli ve bu şekilde şüphelenilen, gerçekten kendisinden şüphelenilen, kanunsuz, hukuksuz hareketi yapmaya meyilli olan her an yapabilecek olan hakimleri bu mahkemelere yedek üye verilmesi düşünülmeli. Bu bir geçici tedbirdir. Bunun da bazı sakıncaları vardır ama ona girmeyeceğim şimdi. Şu anda Türkiye’de tam sayısını bilmiyorum ama 150 civarında Ağır Ceza Mahkemesi vardır herhalde. O kadar hakimi en azından bu mahkemelere yedek üye olarak atamak suretiyle bir kısmını pasifize etmiş olabiliriz. Alınacak bu tedbirlerle belki yargı darbelerinin bir kısmını ötelemiş oluruz" ifadelerini kullandı.
Hakkı Köylü, bu konuları Adalet Bakanlığı’nın düşünmesi gerektiğini ve HSYK’nın bu konular üzerinde biraz kafa yormasını istedi.
Bir gazetecinin bundan sonra yapılan yargılamada hakimlerin tahliye noktasında alacağı kararlarda bu olaylardan etkilenip etkilenmeyeceği yönündeki sorusuna ’hayır’ cevabı veren Hakkı Köylü, şöyle konuştu: "Bu safha yargılama safhasıdır. Bu yargılama safha içerisinde yargılamayı yapan mahkemeler kimisini 3 ayda kimisini 5 ayda kimisini 6 ayda kimisini 1 ayda belki bir kısmını 15 günde bilemeyiz. Zamanla duruşmanın şekline göre, delil durumuna göre tahliye edebilir. Onda bir engel yok."