Yaşar Üniversitesi Bilgi ve Teknoloji Transfer Ofisi tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu iş birliğiyle “Yazılım Tabanlı Buluşların Patentle Korunması” konulu çalıştay düzenlendi. Çalıştayda konuşan Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “2020 Aralık ayında yayınlanan Dünya Fikri Mülkiyet Raporu’na göre Türkiye, sınai mülkiyet başvurularında dünyada 10. sırada. Ulusal patent başvurularında 14., marka başvurularında 8. sırada ve tasarım başvurularında ise dünyada 6. sırada” diyerek yıllara göre patent başvurularının yüzde 10’dan fazlasının üniversitelerden yapıldığını söyledi.

"Yazılım Tabanlı Buluşların Patentle Korunması" konulu çalıştay, Yaşar Üniversitesi Araştırma ve Yenilikçilikten Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Levent Kandiller moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ile Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan’ın açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği çalıştaya akademisyenler ve sektör temsilcileri katıldı. 10 yılda sınai mülkiyet alanında önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “2020 Aralık ayında yayınlanan Dünya Fikri Mülkiyet Raporu’na göre Türkiye, sınai mülkiyet başvurularında dünyada 10. sırada. Ulusal patent başvurularında 14., marka başvurularında 8. sırada ve tasarım başvurularında ise dünyada 6. sırada. Bizim ölçeğimizdeki birçok ülkeden sıralamada daha önceyiz ama bu hiç kuşkusuz Türkiye’nin sınai mülkiyetten sağladığı katma değeri göstermiyor. Bu anlamda daha gerideyiz ama önemli bir farkındalığın oluştuğunu gösteriyor. Üniversitelerimize gelecek olursak, Türkiye’de yapılan başvuruların, yerli başvuruların geçen yıl 8 bin 200 patent başvurusu, 3 bin 500 üzerinde faydalı model başvurusu yapıldı. Bunların patent başvurularının yaklaşık yüzde 10’unun üniversitelerimizden yapıldığını görüyoruz. Yıllara göre oran yüzde 10-15 arasında bu da bize üniversitelerde başlayan bir patent yarışı olduğunu gösteriyor. Yine ticarileşmeyle ilgili olarak da birçok üniversitemizden güzel haberler almaya başladık. Ben her zaman şunu söylüyorum, ne zaman Türkiye’de bir üniversitemiz, bir akademisyen, geliştirmiş olduğu ya da aldığı bir incelemeli patenti şu kadar milyon dolara bir uluslararası veya yerli firmaya lisansladığı veya sattığı zaman, ben asıl yarışın o zaman başlayacağını düşünüyorum. Bununla ilgili olarak aslında birçok üniversitemizden birçok güzel haber gelmeye başladı” diye konuştu.

"Üniversiteler patent başvurularını artırmalı"

Teknik çözüm bekleyen sorunlara ışık tutacak araştırmalar yapmanın üniversitelerin temel görevlerinden olduğunu vurgulayan Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer de, “Üniversitelerin araştırma faaliyetleri kadar bu faaliyetlerinin sonuçlarının topluma yayılması ve ekonomik yaşama kazandırılması, dolayısıyla patentlenebilmesi son derece önemli. Sınai Mülkiyet Kanunu ile buluşlarının patentlenmesinde öğretim elemanlarının şahsi çabaları yerine üniversitelerin bu konuda aktif rol oynaması benimsenmiştir. Biz de üniversitemizde gerçekleştirilen buluşların patentlenebilmesini sağlamak için pek çok çalışma yapıyoruz” diyerek bu alanda yapılanları anlattı.

Rektör Dinçer, “Üniversitemizde yapılan ve aynı zamanda üniversite-sanayi iş birliğinden doğan araştırmaların sonucu olarak ortaya çıkan yenilikler için patent başvurularını da artırmayı hedefliyoruz. Üniversite ve özel sektörün birlikte çalışmasıyla ortaya çıkan buluşların ticarileşmesinin de ayrıca daha kolay olacağına inanıyoruz. Üniversitemizin kuvvetli olduğu alanlardan olan yazılım ve bilgisayar tabanlı araştırma konularının patentle korunması, öncelikle hedeflerimizden biri. Bu kapsamda Türk Patent ve Marka Kurumu desteğiyle yaptığımız bu çalıştay çok faydalı olacaktır” dedi.