VAN'ın Özalp ilçesinde, 66 kişinin bindirildiği minibüsün sürücünün kontrolünden çıkıp, şarampole yuvarlanması sonucu meydana gelen kazada yaralanan ve tedavileri süren kaçak göçmenler, yaşadıkları o anları hafızalarından silemiyor. Bazı göçmenlere, hastanede tedavi görenlerin yakınları da gönüllü olarak refakatçilik yapıyor.
İran sınırından yurda yasa dışı yollarla giriş yapan ve batı illerine gitmek üzere 18 Temmuz'da yola çıktıktan sonra saat 12.00 sıralarında Özalp İlçesi Sürüyolu Mahallesi yolunda sürücünün kontrolünden çıkıp uçuruma taklalar atarak yuvarlanan minibüste bulunan 66 kaçak göçmenden 16'sı hayatını kaybederken, 50 kişi de yaralandı. Kazada, daha fazla yolcu alması için koltukları sökülen 18 kişilik minibüse 66 kişi sığdıran sürücü Gökhan Sıkma da hayatını kaybetti. Ölen kaçak göçmenlerin kimlik ve uyruklarını belirlenmesi için de çalışmalar sürdürülüyor. Yaralı kaçak göçmenlerin Van'daki hastanelerde tedavileri ise devam ediyor.
'ANNE BABALARINI SORUP AĞLIYORLAR'
Özellikle çocukların bulunduğu Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören yaralı göçmenlere, hastanede tedavi gören bazı hastaların yakınları da gönüllü olarak refakatçilik yapıyor. Babasının ameliyat olduğu gün bu kazanın meydana geldiğini belirten refakatçi Gülden Aydemir, "Babamın ameliyat olduğu gün kaza meydana geldi. Babamı bırakıp onlarla ilgilendim. Yanlarına gelip bir ihtiyaçları olup olmadığını soruyorum. Yemek yedirmeye çalışıyorum. Psikolojik durumları çok kötü ve sürekli anne ve babalarını soruyorlar. Uyku sırasında bağırarak ağlıyorlar. Bende elimden geldiğince onlarla ilgilenip onları güldürmeye çalıyorum. Allah kimsenin başına vermesin çok feci bir kaza. Çok şükür buradaki yetkililer halkımız herkes çok ilgili. Halk olarak çok tepkiliyiz, o araca nasıl o kadar kişi sığdırılmış biz hayret ediyoruz" dedi. 
KARDEŞİYLE AYNI ODADA
Yaralılar arasında bulunan ve ilk hastaneye getirildiklerinde ayrı bölümlerde olan Muhammed (13) ile Ali Rıza (7) kardeşler ise aynı odaya alındı. Ağabey Muhammed'in sürekli kardeşini sorması ve yanında istemesi üzerine hastane yönetimi kardeşleri bir araya getirdi. Anne ve babalarının henüz yaşayıp yaşamadığı belli olmayan kardeşler sürekli anne ve babasını soruyor. 
'ANNE BABALARININ YAŞAYIP YAŞAMADIĞI HENÜZ BELLİ DEĞİL'
Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, 16 yaralının hastaneye getirildiğini ve bunlardan 6'sının taburcu edildiğini söyledi. Yoğun bakımda yatan 2 yaralının olduğunu belirten Başhekim Çelik, "Diğerleri de çocuk yaş grubundalar. Maalesef şu anda anne ve babaları yanlarında yok. Genel olarak baktığımızda çok büyük bir trajedi. Bize 2 kardeş getirildi. Farklı servislerde yer alıyorlardı. Ağabey kardeşini yanında istedi. Biz de ikisini aynı servise aldık. Şu anda aynı odada kalıyorlar. Anne babalarını yanlarında istiyorlar sürekli. Yanımızda olmasalar bile görüntülü konuşturun bizi onlarla diyorlar. Biz henüz kimlik tespitleri yapılamadığı için anne ve babalarının yaşayıp yaşamadıklarını bilmiyoruz. Hastane çalışanlarımız çok üstün çaba harcayarak onlara yardımcı olmaya çalışıyorlar. Hastanede yatan hasta yakınları da gelip destek olmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
'HAVA ALMAK İÇİN BİLE CAMI AÇMADI'
Yaralılar arasında bulunan Afganistan uyruklu Perisa Tacik ise yaşanan kazayı anlattı. Minibüsün çok kalabalık olduğunu ve çok havasız olduğunu belirten Tacik, kaza öncesi su içmek istediklerini fakat şoförün buna izin vermediğini söyledi. Yaşadıkları dramı anlatan yaralı Tacik, "66 kişi aynı araçtaydı. Herkes ayaktaydı ve bağırıp ağlıyordu. Araba çok zor gidiyordu. Çok kötüydü. Araba sürekli sağa sola gidiyordu. Camı açmasını çok istedim ama açmadı. Sonra kaza oldu ve sonrasını hatırlamıyorum" dedi.

FOTOĞRAFLI