Mehmet İlkay ÖZER / İSTANBUL,() CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Sivil İrade Platformu tarafından organize edilen iftar programına katıldı. İftar saatinin ardından bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ondan korkuyorum, bir Haçlı-Hilal savaşına doğru, bu Avusturya Başbakanının attığı adımlar, dünyayı buraya doğru götürüyor" dedi. Erdoğan Avusturya'nın 7 camiyi kapatma kararıyla ilgili olarak da, "Bunun için de özellikle Batı dünyası, bu adamlarına çekidüzen vermesi gerekir. Eğer bunlar çekidüzen vermezse, bu hesaplar farklı bir şekilde yapılmaya doğru gidecektir. Neymiş? Oradaki bizim din adamlarımızı Avusturya'nın dışına atacaklarmış. Ya siz bunu yaparsınız da biz boş mu dururuz? Biz de bir şeyler yaparız demektir" ifadesini kullandı. 

'KIRAATHANELER BİZİM ADETA BUTİK KÜTÜPHANELERİMİZ OLACAK"
Erdoğan, Muharrem İnce'nin Millet Kıraathaneleri eleştirisine yönelik olarak, "Bunlar okuma seferberliğine de karşı çünkü bunlara kıraathaneyi sorduğun zaman nedir diye, herhalde okey masasının kurulduğu yer diye zanneder veya iskambil kağıtlarının olduğu yer zanneder.Be ey cahil, fizik öğretmeni olabilirsin ama sen kıraathanenin ne anlama geldiğini bilmiyorsun. Bak biz şimdi millet kıraathaneleri kuracağız. Nedir bu biliyor musun? Artık her ilçede bir veya birkaç tane bu kıraathaneler bizim adeta butik kütüphanelerimiz olacak." ifadesini kullandı.

"KÜRT OLMAK BAŞKA BİR ŞEY,TERÖRİST OLMAK BAŞKA BİR ŞEY"
Erdoan, "Türkiye büyüyor. gelişiyor, demokratikleşiyor. Ama birileri hala memleketin dağlarında elinde silahla dolaşıyor. Askerlerimiz, polislerimiz, vatandaşlarımız , öğretmenlerimiz, yol yapan, baraj yapan işçilerimiz, din adamlarımız, partimizin mensupları alçakça katlediliyor. Öğretmenlerimiz , askerlerimiz, din adamlarımız, mühendislerimiz kaçırıldı. Kaçıranlar Kim? PKK. Bıyıkları yeni terlemiş gencecik çocuklar dağlarda heba olup, gidiyor. Diyarbakır Belediyesi'nin önünde ağlayan anneler Kürt anneler değil miydi? 6,7 Ekim olaylarında 53 tane öldürülen Kürt kardeşlerimiz bizim evlatlarımız değil miydi? Öldürenler PKK mensuplarıydı.Kürt olmak başka bir şey,terörist olmak başka bir şey.Adını önce demokratik açılım daha sonra milli birlik ve kardeşlik projesi, en sonunda çözüm süreci koyduğumuz süreçlere bu yüzden ihtiyaç duyduk. Anaların gözyaşları dinsin, babalar gözyaşlarını içine akıtmasın diye tüm yasakları kaldırdık. Kürtçe yayın yapan televizyondan alfabeye dilin hayatın her alanında serbestçe kullanımı için tarihi reformlara imza attık. Bütün bunları yaptıktan sonra dönüp, baktığımızda şahit olduğumuz manzara gerçekten çok güzeldi. Yıllarca öteki muamelesi yapılmış, milyonlarca kardeşimizin kendilerini artık bu ülkenin başı dik, birinci sınıf vatandaşı olarak, hissettiğini gördük"dedi. 

"TERÖR KORİDORUNU BOŞ BIRAKSAYDIK, TÜRKİYE'NİN GÜNEYİ ÇOK ZOR DURUMDA KALACAKTI"
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: Bunun için baldıran zehri içsek te  bu süreci devam ettireceğiz dedik. Biz bu kararlılıkla çalışmaya devam ettik. Ama meğerse karşımızdakilerin derdi başkaymış. Biz onlara silahlarınızı bırakın, gelin demokratik nizama katılın, mücadelenizi hukuk içinde verin dedik. Onlarsa bunu karşılığında yeniden terör yöntemlerine sarıldılar. Çukur kazdılar. Mayın döşediler. Damlara ağır silahlar yerleştirdiler. Mahalleleri işgale teşebbüs ettiler. Roket, el bombası stokladılar. Gördük ki bunların derdi Kürt, Kürtçe, mağduriyet, mahrumiyet değilmiş. Bunların tek derdinin demokrasi, hak, özgürlük gibi kavramları kendilerine siper ederek, kafalarında ve gönüllerinde ideal olarak belirledikleri dünyada ne kadar eli kanlı katil varsa, onların baskıcı yönetim sistemiyle halkımızı esir etmek olduğunu anladık. Bunu yaptılar. Bunlar ülkemizin asli parçası olmak yerine Türkiye'ye düşman, bizi kendi hesaplarının önünde engel gören emperyalistlerin oyunlarında piyonluk yapmayı seçtiler. Hepimizin geleceği, mutluluğu, refahı yerine bir takım istihbarat örgütlerinin maşası olmayı tercih ettiler. İşte Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın yandaşı PYD/YPG ile beraber bir terör koridoru oluşturmayı seçtiler. Biz buna evet diyemezdik. İşte bunun için Zeytin Dalı operasyonunu başlattık. Eğer biz terör koridorunu boş bıraksaydık, bugün Türkiye'nin güneyi çok zor durumda kalacaktı. 

"DİYARBAKIR DOĞUNUN İSTANBUL'U OLDU"
Diyarbakı Belediyesi'ne kayyum atandıktan sonra şehrin gelitiğini vurgulayan Erdoğan, "3,4 gün önce Diyarbakır'daydım. Burada Allah'a şükrettim. Burada PKK dönemindeki , HDP dönemindeki Diyarbakır'la şu kayyumlara burayı devrettikten sonra Diyarbakır'ın geldiği güzelliğe bak dedim. İstanbul'da, Ankara'da dört gidiş, dört geliş cadde yok. Ama Diyarbakır'da  gidiş, dört geliş cadde var. Şu anda Diyarbakır doğunun İstanbul'u oldu. Bu onlara kalsa olur muydu? Ben bölge halkından destek ve yardım istiyorum. El ele verelim ve bu işi bitirelim. 90'lı yıllarda nasıl insanlar köylerinden kovulduysa, 2015 yılında da bölücü terör örgütü şehirlerde oturan insanlarımızı yuvasından etmeye kalktı.Biz bölücü örgüte karşı yürüttüğümüz operasyonlarla topyekun Türkiye'nin geleceğini kurtardık. Teröristler yıktı, biz inşa ettik." ifadesini kullandı.

"SERBEST SEÇİMLER GİBİ, MİLLİ İRADENİN ÜSTÜNLÜĞÜ GİBİ DÜNYANIN EN GÜÇLÜ SİLAHLARINDAN BİRİNE SAHİBİZ"
Erdoğan, "Bizim önümüzde uzun bir demokrasi ve kalkınma yolculuğu var.Biz bazıları gibi ne petrol kuyularına ne de gaz rezervlerine sahibiz ama biz onlardan daha zengin ve daha özgürüz. Çünkü biz demokrasi gibi, serbest seçimler gibi, milli iradenin üstünlüğü gibi dünyanın en güçlü silahlarından birine sahibiz. Ne zaman dara düşsek, ne zaman çıkmaza girsek çok partili hayatımızın bize bir hediyesi olan serbest seçimleri devreye sokuyor, milletimizin her şeyi yeni baştan düzenlemesi yoluna gidiyoruz." dedi.

(FOTOĞRAFLI)