Vatandaşların avukatı Ramzi Kazmaz’ın delilleriyle yaptığı etkili savunma sonrasında durum şirket aleyhine döndü. Mahkeme heyeti karaı ileriki bir tarihe bıraktı.

Duruşma sonrasın bilir kişi raporlarındaki tutarsızlıklara dikkati çeken Av Remzi Kazmaz, 17.02.2021 Perşembe günü itibariyle tarihe not düşüyoruz. Bu davanın kaybedilmesi demek, bu vadideki 12 adet hesin faaliyete geçmesi demektir, dedi.

Duruşmaya katılamayan vatandaşların taleplerini mahkeme heyetine ve kamuoyuna aktaran Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma derneği adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Güneysu Gürgen Köyünde yaklaşık 18 aydır hukuksuz bir şekilde çalışmalarına devam eden Alicik Hes inşaatının durdurulması için Rize İdare Mahkemesine açtığımız davanın duruşması bugün yapıldı. Şirketin köy halkına ve kamuoyuna karşı bütün yanıltmalara, baskılarına ve hukuk dışı faaliyetlerine rağmen biz adaletten hiçbir zaman ümidimizi kesmedik. Artık söz yüce mahkemenin…

Bu süre içinde Gürgen ve Başköylü vatandaşlar olarak her türlü hukuki mücadeleyi verdik. Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği olarak bu süre içinde sesimizi çeşitli araçlarla kamuoyuna duyurmaya çalıştık.

Ama bu defa bizimle beraber buraya gelemeyen yaşlılarımızın, kadınlarımızın, çocuklarımızın ve gençlerimizin ilgili makamlara ve şirkete yönelttiği soruları sizinle paylaşmaya çalışacağım.

Hüseyin dayı soruyor; 5 metre yüksekliğinde bent yaptınız, derenin karşısındaki arazime nereden geçeceğim?

Çaycı Mustafa soruyor; derede su kalmadı, ortalık toz duman oldu, bu vadide artık çay yetişir mi?

Genç Mehmet soruyor; bir balık tutum 1000 lira ceza kesildi. Bu Hes binlerce balığı katletti. Bunun hesabını kim verecek.

Çayını sattıktan sonra derede serinleyen Ahmet soruyor; denize gitme imkanım yok, ben artık çayı sattıktan sonra nerede serinleyeceğim.

Yüzmeyi bu derede öğrenen Hasan soruyor; benim çocuklarım nerede yüzmeyi öğrenecek.

Ayşe hala soruyor; ben fasulye, mısır nerede yetiştireceğim?

Fatma teyze soruyor; ineklerim artık nereden su içecek?

Rize’de ikamet eden vatandaşlar soruyor; ileride susuzluk yaşanacak mı, biz şu ihtiyacımızı nereden karşılayacağız?

Arıcı İsmail soruyor; bu toz dumanda bütün çiçekler toz altında kalıyor, arılar nasıl bal yapacak?

Zafer’in torunu soruyor; biz nerede oyun oynayacağız?

Emekliliğini köyde geçirmek isteyen Yaşar ve Ramazan amca soruyor; dere yok, düz kalmad, biz nerede oturacağız?

Murat soruyor; yabani hayvanlar bu 7 m duvardan derenin karşısına nasıl geçecek?

Hamza soruyor; derede su kalmadı, su sessi yerine artık kurbağa sesi mi dinleyeceğiz?

Dursun soruyor; bu talan sizin köyünüzde yapılsa gönlümüz razı olur muydu?

Orhan şirkete soruyor; köylüye neden bu kadar yalan söylediniz?

İkizdere Hes’ten emekli olan gazeteci İsmet Köseoğlu da diyor ki; ben Hes’e karşı değilim, bir çok Hes gördüm ama böylesini hiç görmedim, bu talana kim izin verdi?

Şimdi de ben şirket yetkililerine soruyorum; bir dereyi, bir yaşam alanını yok ettiniz, hiç mi vicdanınız sızlamadı?

Şahsi menfaatlerini toplumun önünde tutanlar, rant için çevreyi, insan yaşamını hiçe sayanlar eninde sonunda adalet önünde kaybedecekler ve hukuk yerini bulacaktır.

Ülkesi için, gençler için, gelecek için mutlu bir Türkiye için çaba gösterenler kazanacaktır."