Aslıhan ALTAY KARATAŞ/ANKARA, () - ANAYASA Mahkemesi'nce (AYM) Çin'in 'kırmızı bülten' ile aradığı Doğu Türkistan Uygur Türklerinin liderlerinden Abdulkadir Yapuquan'ın, 'Geri Gönderme Merkezi'nde (GGM) tutulmasının, 'kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı'nın ihlali olduğuna karar verildi. Yapuquan'ın serbest bırakılmasına ve 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmedildi.
Uygur kökenli, Çin vatandaşı olan Yapuquan, ülkesinde 9 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1996'da kaçıp, 2001'de Türkiye'ye geldi. Çin'in ev sahipliğinde, 4- 5 Eylül 2016 tarihinde düzenlenen G-20 Liderler Zirvesi öncesi gözaltına alınan Yapuquan, Bakırköy Sulh Ceza Hakimliği'nce 40 günden fazla olmamak üzere geçici süreli tutuklandı. Çin'e iadesi istemiyle hakkında kamu davası açılan Yapuquan, 18 gün tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi ve iade talebi reddedildi. Tahliyeden sonra Kırklareli GGM'ye götürülen Yapuquan için valilik tarafından sınır dışı ve idari gözetim kararı alındı. Yapuquan'ın, sınır dışı etme kararına karşı açtığı iptal davası reddedildi.
AİHM'DEN 'TEDBİR' KARARI
Yapuquan, Çin'e iade edilmesi tehlikesine karşı AYM'den tedbir talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, 15 Kasım 2016 tarihli kararıyla Yapuquan'ın Çin ve Kazakistan'a iade edilmemesine karar verdi. Türkiye'nin kendisini Çin ve Kazakistan dışında üçüncü ülkeye göndermeye hazırlandığını iddia eden Yapuquan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu. AİHM tarafından Yapuquan'ın Türkiye dışına gönderilmemesi doğrultusunda tedbir kararı verildi. Yapuquan, 19 Ekim ile 2 Mayıs 2017 tarihleri arasında Kırklareli GGM'de, 2 Mayıs 2017'den itibaren de Tekirdağ GGM'de tutuldu.
'KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI İHLALİ'
Yapuquan, AYM'ye yaptığı son başvuruda, GGM'de tutulmasının hukuki olmadığını savunarak, bir yabancının 12 aydan fazla idari gözetim altında tutulmasının kanuna aykırı olduğunu belirtti ve kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü. AYM, Yapuquan'ın başvurusunu 2 Mayıs 2019 tarihinde görüşerek, karara bağladı. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı kabul edilebilir bulan mahkeme, Anayasa'nın 19'uncu maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi.
30 BİN LİRA MANEVİ TAZMİNAT ÖDENECEK
AYM, Yapuquan'ın serbest bırakılmasına ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kararın örneğinin GGM'ye gönderilmesine hükmetti. Ayrıca Yapuquan’a net 30 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verilirken, tazminata ilişkin diğer talepler reddedildi. Adli yardım talebinin kabulünü kararlaştıran mahkeme, tutulma koşullarının insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağını ihlal ettiğine ilişkin iddiayı ise açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez buldu. Mahkeme kararında, idari gözetim altına almanın, Anayasa'nın 19'uncu maddesi ile kabul edilmiş istisnai yetki olduğuna dikkat çekildi. Buna göre bir yabancının sınır dışı edilmesi veya geri verilmesi kararının yürütülmesi sürecinde yakalanması veya tutulu durumda bulundurulmasının mümkün olabileceği belirtilerek, 'Ancak sınır dışı etme veya iade işlemleri gerekli özen içinde yürütülmezse kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakmanın meşruiyetinden söz edilemez' denildi.
Yapuquan'ın durumunda sınır dışı işlemlerinin gerekli özen içinde yürütülüp, yürütülmediğini inceleyen mahkeme, 'İdari gözetim altına alma kararında kamu düzeni ve kamu güvenliği gibi yasal nedenler gerekçelendirilmeksizin soyut şekilde tekrarlanarak başvurucu, özgürlüğünden mahrum edilmiştir' tespitinde bulundu.
'KAMU DÜZENİNİ BOZDUĞUNA DAİR DELİL YOK'
Türkiye'de 2001 yılından bu yana yaşayan Yapuquan'ın, 2016'ya kadar kamu düzeni ve güvenliğinin bozulmasına yol açacak herhangi bir olaya karıştığını gösteren delilin olmadığını vurgulayan mahkeme, idari gözetimde tutmanın hukukiliğini gösteren verinin elde edilemediğini belirtti. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Yapuquan'ın kendi iradesiyle GGM'de kaldığını gösteren bazı belgeler sunduğuna işaret edilen kararda, 'GGM tarafından tanzim edilen tutanağı başvurucunun imzalamaktan kaçınması, tutanağın içeriğinin gerçeklik değeri taşıdığı konusunda kuşku ve belirsizliklere yol açmıştır. Başvurucunun AİHM ve Anayasa Mahkemesine müracaat ederek serbest kalmak istemesi, rızayla tutulma iradesinin ortadan kalktığı anlamına gelmektedir' denildi.